"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/64 E., 2022/281 K.
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli 2019/5496 Esas 2020/4156 Karar sayılı kararı ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından adli yardım istekli ve duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen davacı vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve önceki geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının eşi ...'in kardeş olduğunu, ortak muris ...'nın ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ile ...'in kaldığını, ...'in de vefat ederek geriye mirasçı olarak davacı ile davalıyı bıraktığını, yörede 2006 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 164 ada 29, 33, 36 ve 42, 174 ada 1, 134 ada 32, 167 ada 25 ve 199 ada 22 parsel sayılı taşınmazların ... adına yazıldığını, taşınmazların tarafların ortak murisi ...'dan geldiğini ve terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Yargılama sırasında Mahkemece, 164 ada 36 ve 42 parsel, 134 ada 32 parsel ve 199 ada 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kadastro tutanaklarının kesinleşmediği, Kadastro Mahkemesinde davalı olmaları nedeni ile bu taşınmazlar yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, kadastro çalışmaları sonucunda kök muristen kalan taşınmazların taksim edildiğini, dava konusu taşınmazlara bitişik halde bulunan taşınmazların da müstakilen davacı adına tespit ve tescil edildiğini, davacının kadastro sırasında köyde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Maçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2014/358 Esas 2016/154 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarih ve 2019/5496 Esas, 2020/4156 Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece çekişmeli taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunmak suretiyle yöntemince uygulanıp kapsamlarının belirlenmediğini, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanak ve dayanakları getirtilerek bu belgelerden yararlanılmadığını, taşınmazlardan 164 ada 29 ve 174 ada 1 parsellerin dayanağı tapu kayıtlarında davacının payı bulunduğu halde, tapu malikleri arasında taksim bulunup bulunmadığı, taksim yapılmış ise taşınmazların kime düştüğü ve davacıya payı nispetinde başka parsellerden yer verilip verilmediği hususunun yeterince araştırılmadığı, çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu ve kimden kime intikal ettiği, tarafların ortak murisinden intikal edip etmediği hususlarına ilişkin soyut nitelikteki mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile yetinilerek karar verildiğini bu sebeple yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazların dayanak tapu kayıtların, kapsamında kalıp kalmadıklarının belirlenmesi, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde 164 ada 33 ve 167 ada 25 parsel sayılı taşınmazlarda davacı ya da müşterek murisin payı bulunmadığına göre bu parseller yönünden davanın reddedilmesi gerektiğinin düşünülmesi, 164 ada 29 ve 174 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise bu taşınmazlara revizyon gören tapu kaydı, pay tapusu olup davacının da payı bulunduğundan tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığının araştırılması, çekişmeli taşınmazların dayanak kaydın kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde ise her bir taşınmazın ayrı ayrı kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, tarafların müşterek murisinden intikal edip etmediği, müşterek muristen intikal etmiş ise murisin ölümünden sonra taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taşınmazların kime düştüğü hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınması gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Maçka Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2021/64 Esas 2022/281 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlardan 164 ada 33 ve 167 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine,164 ada 19, 27, 28 ve 29 parsellerin eskiden bir bütün olarak aynı tapudan geldiği ve bu tapuda muris ...'nın herhangi bir hissesinin olmadığı, 20.11.1996 tarih ve 15 sıra no'lu tapu kaydında davacının hissesinin olduğu ve bu hisse karşılığında davacıya 164 ada 27 parselin verildiği, dava dışı 167 ada 11 ile dava konusu 174 ada 1 parsellerin eskiden bir bütün olduğu, 30.12.1960 tarih 122 sıra no'lu tapu kaydında; davacılar murisi ...'ın 1/8 oranında hissesi olduğu kadastro uygulaması esnasında dava konusu 174 ada 1 parselin müstakilen muris ... hissesi karşılığı olarak adına tespit gördüğü, davacıları Murisi ...'nin hissesinin ise 167 ada 11 nolu parselin kaldığı bu hissesini de ... evlatlarına bedel mukabilinde satıldığına dair tespit yapıldığı belirtilmiş ise de mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler dava konusu taşınmazda ...’nin de hakkının olduğunu, kadastro tespit çalışmaları öncesinde hissedarlar arası fiilen taksim yapılmadığını, kadastro uygulaması zamanı ...’nin şehir dışında olması sebebiyle mahalle gelemediğini, kadastro tespitinden sonradan haberi olduğunun beyan edildiği, fiilen taksim edilmemiş olduğu gerekçesi ile 164 ada 29 parselsayılı taşınmaz ile 174 ada1 parsel sayılı taşınmazda 1/8 hissesinin iptali ile miras paylarına göre davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, tapudaki intikallerin 1996 yılında yapıldığını, davacı tarafın 164 ada 27 parsel sayılı taşınmaza kullanmaya başladığını, davalı tarafın ise 164 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazları kullanmaya başladıkları halde mahkemece taksim yapılmadığı gerekçesi ile 164 ada 29 parsel sayılı taşınmazın 1/8 hissenin davacı adına verilmesine karar vererek davacı adına yazılan 164 ada 27 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki kadastro tutanağının kesinleştiğini ve davalının mağdur edildiğini, mahkemece kabul kararı verilen 174 ada 1 parsel sayılı taşınmada davalının murisi ...’in 3.kişilerden pay satın aldığını, kök muristen gelmediğini, kadastro öncesi 167 ada 11 ve 25 parsel ile dava konusu 174 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bütün olduğu davacının hissesinin 167 ada 11 parsel sayılı taşınmazda kaldığı ancak hissesini satarak elinden çıkardığı belirtilmiş olmasına rağmen yeniden davacı adına hisse verildiğini bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, araştırmanın eksik yapıldığını, kadastro çalışmaları esnasında davalının murisi ...’e hangi yer verildi ise hemen yan tarafında da davacıya bir parsel verildiğinin görüleceğini, dava açıldığı tarihte davalının eşi ...’nun vefat etmiş olup Maçka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/97 Esas sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalı eşit hisse ile ...’in yasal mirasçıları olduğunu, davacının tüm mirasçılara, miras şirketine karşı dava açması gerektiğini, bu sebeple davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacı tarafın taksimden haberdar olup taksime rıza gösterdiğini, 164 ada 22 ve 27 parselin davacı adına tescil edildiğini ve bu taşınmazlara karşı davacı tarafından dava açmadığını, taşınmazların kök muris tarafların dedesi ... Efendiden geldiğini ve ... Efendinin 1952 yılında vefat ettiğini ve tek mirasçılarının davacı ve davalı olmadığını, bu mirasçılar arasında yapılan taksimin geçerli olduğunu kabul edip kendi aralarında yapılan taksime rıza göstermemenin mümkün olmadığını bu sebeple tüm hissedarlara karşı dava açılması gerektiğini, mahkemece tapu kayıtlarının tüm geldi ve gittileri ile getirtilerek hatta kayıtların çoğunun Osmanlıca terim içermesi nedeniyle uzman bilirkişiden yardım alarak taksim, ifraz ve tevhitlerin ne şekilde yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, davalı tanıkları Süleyman Çolak ve ...’ın korktukları için ifade veremediklerini, davalı aleyhine beyanda bulunduklarını, mahalli bilirkişilerin tarafların babası Mehmet Ziyanın genç yaşta vefat etmesi nedeni ile tarafların dedeleri ... Efendiyi ise ölüm tarihin 1952 olması nedeni ile bilmelerinin mümkün olmadığını, davacı tarafın miras hakkını aldığını, muris ... bütün mal varlığını eşi davalı ... bıraktığını, bu sebeple Maçka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/97 Esas sayılı veraset ilamının Trabzon 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/18 Esas sayılı dosyası ile iptal edilerek tek mirasçının davalı olduğuna karar verildiğini, davalının eşi ...’in 18 yıl yatalak kaldığını, davalının eşine baktığını, ...’in 2014 yılında vefat edip vasiyetnamesinden davacının haber olmasından sonra davacının davalıya karşı bir çok dava açtığını, kadastro tespit tutanağını imzalayan şahısların beyanlarının alınmadığını, davalıya husumet besleyen şahısların mahalli bilirkişi olarak dinlendiğini, Maçka Kadastro Mahkemesinin 2006/160 Esas sayılı dosyasında 08.01.2018 tarihinde yapılan keşifte dinlenen ... ve ...’in beyanlarına göre kadastro çalışmaları esnasında taşınmazların taksim edildiğinin ve davacının da bu taksime rıza gösterdiğinin beyan edildiğini bu beyanların mahkemeye sunulduğu halde dikkate alınmadığını belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ile tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu 13, 14, 15, 17 ve 20 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu, Maçka ilçesi, Yazlık köyü çalışma alanında bulunan 164 ada 29, 33, 167 ada 25, 174 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 651.31, 1.539.45, 316,57 ve 926,32 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, harici pay satın alma, taksim, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece ret kararı verilen 164 ada 33 parsel ve 167 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar temyiz incelemesine konu değildir. Temyize konu olan mahkemece kabul kararı verilen 164 ada 29 parsel ile 174 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 397,80 TL temyiz başvuru harcı ile 1.386,91 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığı için duruşma vekalet ücreti alınmasına yer olmadığına, 26.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.