"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/578 E., 2019/6 K.
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 110 ada 11 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın atalarından kendisine kaldığını, 70-80 yılı aşkın süredir taşınmaza zilyet olduklarını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Hazinenin toprak tevzi sonucu oluşan 1963 tarihli tapu kaydı öncesinde, Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacı lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde,davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmediğini taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 inci ve 46/1 ve 2 inci maddesi, 4753 ve 5618 sayılı Toprak Tevzi Çalışmalarının Usul Ve Esaslarına İlişkin Kanun hükümleri
3. Değerlendirme
... ilçesi, ... Köyünde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 110 ada 11 parsel sayılı 41.612,69 m² yüz ölçümlü taşınmaz 19.11.1963 tarih 841 sıra nolu toprak tevzi tapu kaydı nedeniyle tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil tescil edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; yetersiz ziraat bilirkişi raporu ile yetinilmiş, davacı yönünden belgesiz zilyetlik yolu ile sulu ve kuru toprak ayrımı yapılarak edinilebilecek miktar üzerinde durulmamış, dava konusu taşınmazın sulu mu yoksa kuru mu tarla olduğu hususu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; öncelikle 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır.
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın çevresinde bulunan ark ile 5403 sayılı Yasa gereği dava konusu taşınmazın sulu mu yoksa kuru mu tarla vasfında olduğunu kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; daha sonra Mahkemece davacının belgesizden edindiği sulu ve kuru taşınmaz miktarı belirlenerek 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca bir karar verilmelidir. Şayet Kanun'da belirtilen sınır aşılıyorsa o zaman Mahkemece davacı taraftan tercih hakkı sorulmak suretiyle, tercihte bulunmadıkları taktirde Mahkemece re'sen belirlenecek taşınmaz bölümünün belirlenerek davacı adına tesciline; geriye kalan bölümünün ise tapu kayıt maliki davalı Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği hususları göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.,