Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6481 E. 2024/598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın bir taşınmazını satış yoluyla davalıya devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı ve davalının ölünceye kadar bakma akdi karşılığında devredilmesi gereken başka bir taşınmazın, hata sonucu devredildiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya içeriği, toplanan deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları çerçevesinde yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/503 E., 2022/1442 K.

HÜKÜM/KARAR: Asıl Dava Kabul - Birleştirilen Dava Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/329 E., 2021/730 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; mirasbırakan babası ...'nın eşiyle birlikte ikamet ettiğini, tek katlı evin bulunduğu eski 1651 (yeni 4871 ada 6) parsel sayılı taşınmazını mal kaçırma amacıyla oğlu olan davalıya devretmek istediğini, fakat parsel numaralarının karıştırıldığını ve hatalı olarak dava konusu eski 1650 (yeni 4871 ada 5) parsel sayılı taşınmazın devredildiğini, taşınmaz üzerinde kendisi ve davalı tarafından yapılan evin bulunduğunu ve burada ikamet ettiklerini, tapuda yapılan yanlışlık sonucu taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, gerçek irade dışında muvazaalı işlemin dava konusu taşınmazda yapıldığını, daha önce açtığı davada yapılan keşif ile bu durumu öğrendiklerini, mirasbırakan ile davalı arasında yapılan temlikin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğunu, aynı zamanda hatalı olarak yan parselde bulunan yine mirasbırakan adına kayıtlı dava konusu taşınmazın devredildiğini ileri sürerek dava konusu eski 1650 (yeni 4871 ada 5) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ...; taşınmazın diğer tapu maliklerinin de davada taraf olması gerektiğini, mirasbırakanın çocukları ile bir aile toplantısı yaparak kendisine ve eşine bakacak, ilgilenecek olana oturmakta olduğu tek katlı taşınmazı devredeceğini söyleyerek kardeşlerin bu konuda aralarında anlaşmalarını istediğini, kendisinin anne ve babalarına bakmayı kabul ettiğini, bakmasının karşılığı olarak mirasbırakan tarafından vaat edilen tek katlı evin devrinin de kabul edildiğini, mirasbırakan babası ve annesinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, mirasbırakanın da minnet duygusu ile daha önce vaat edilen taşınmazı devretmek istediğini, ancak dava konusu eski 1651 (yeni 4871 da 6) parsel devredilecekken eski 1650 (yeni 4871 ada 5) parsel sayılı taşınmazın devredildiğini, kendisinin dahi bu durumdan davacı tarafından daha önce açılan dava ile haberdar olduğunu, onayı dahilinde gerçekleşen devre karşı muris muvazaası iddiasında bulunan davacının kötü niyetli olduğunu, mirasbırakan ölünceye kadar yükümlülüklerini yerine getirdiğini, vaat edildiği gibi tek katlı kargır evin devrini hak ettiğini, ancak yapılan hata ile kendisi ile davacının oturduğu taşınmazın devredildiğini, asıl kendisinin mağdur olduğunu, bu davanın açılmasında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş; birleştirilen davada dava konusu eski 1651 (yeni 4871 da 6) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davalı ..., ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin resmi olarak düzenlenmiş bir senet ya da başka bir yazılı delil bulunmadığını, mirasbırakanın kardeşleri toplayarak belirtildiği gibi bir toplantı yaptığının gerçek dışı olduğunu, 4871 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satışının hatalı yapıldığının kabul edildiğini, mal kaçırma amacıyla işlem yapıldığını belirterek birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın davalı ...'ya 4871 ada 6 parsel sayılı taşınmazını satış göstererek devretmek istediği, gerçekte satış olmadığı, temlikte muris muvazaası bulunduğu, ancak hata sonucu 4871 ada 5 parselin devrinin yapıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve asıl davada dava konusu 4871 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptal-tescile; taraflar arasında ölünceye kadar bakma akdi olmadığı gibi mirasbırakanın bu yönde bir vasiyetnamesi de bulunmadığı, birleştirilen davada davacı ...'nin bakım borcunu yerine getirdiği iddiası bulunmakta ise de ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan bir devir olmadığından bahisle ve asıl davadaki aynı gerekçe ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, asıl davada yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı - birleştirilen davada davalının sorumlu olması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, asıl davada davalı - birleştirilen davada davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip istinaf gerekçelerinin ve taleplerinin dikkate alınmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, muris muvazaası ve hata hukuki nedenlerine birleştirilen dava ise ölünceye kadar bakma akdine ve hata hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun (TBK) TBK'nın 30 ilâ 35 inci ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...'nın 14.04.2011 tarihinde ölümü ile geride asıl ve birleştirilen davanın tarafları olan oğulları ... ile...'nin ve dava dışı oğlu ...'nin kaldıkları, Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/2190 Esas, 2011/2309 Karar sayılı veraset ilamına göre, mirasbırakan Kaşif'in oğlu ... mirastan feragat ettiğinden 1/2'şer paylarla ... ve...'nin mirasçı oldukları anlaşılmaktadır. Mirasbırakan Kaşif asıl davada çekişme konusu (eski) 1650 parsel sayılı taşınmazını 20.08.2008 tarihinde satış suretiyle davalı oğlu...'ye devretmiş, anılan parsel imar sonucu 4871 ada 5 parsel sayılı taşınmaz olarak ve 17559/30130 payı davalı ... adına tescil edilmiştir. Birleştirilen davada dava konusu (eski) 1651 parsel sayılı taşınmazın ise mirasbırakan Kaşif'e ait iken imar sonucu 4871 ada 6 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği ve 9175/12404 payının mirasbırakan adına kayıtlı olduğu kayden sabittir. Asıl davada davacı ..., mirasbırakanın eski 1651 (yeni 4871 ada 6) parsel sayılı taşınmazını mal kaçırma amacıyla oğlu olan davalı ...'ye devretmek istediğini, fakat parsel numaralarının karıştırıldığını ve hatalı olarak dava konusu eski 1650 (yeni 4871 ada 5) parsel sayılı taşınmazın devredildiğini ileri sürerek tapu iptal-tescil isteği ile dava açmış, birleştirilen davada davacı ... ise mirasbırakana ölünceye kadar baktığını, bakmasının karşılığı olarak kendisine vaat edilen dava konusu eski 1651 (yeni 4871 ada 6) parsel sayılı taşınmaz devredilecekken hata sonucu asıl davada dava konusu yapılan eski 1650 (yeni 4871 ada 5) parsel sayılı taşınmazın devredildiğini, yükümlülüklerini yerine getirdiğinden eski 1651 (yeni 4871 ada 6) parsel sayılı taşınmazın devrini hak ettiğini ileri sürerek anılan taşınmaz yönünden tapu iptali tescil talebinde bulunmuştur.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı toplam 13.021,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davalı - birleştirilen davada davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.