"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/400 E., 2017/22 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı; Kars ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları neticesinde 123 ada 28 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına; 119 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davalı köy tüzel kişiliği adına tespit gördüğünü, dava konusu taşınmazların ham toprak ve mera vasfında olmadığını, kadimden beridir ekilip biçildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı; Kars ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 123 ada 8 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalılar adına tespit gördüğünü, taşınmazı uzun yıllardır kullandığını ileri sürerek dava dilekçesinin ekinde sunduğu krokide A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; dava konusu 123 ada 28 parselin davacının hak iddia ettiği bir kısmının tarla vasfında olduğu, dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanları ile davacı ve davacının miras bırakanı tarafından uzun yıllardır kullanıldığı, bu haliyle davacının olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokideki kısımlar üzerinde mülkiyet hakkını kazandığı, 119 ada 17 parsel üzerinde hak iddia edilen yerin ise mera parselinin ortasında kaldığı, mera vasfı ve niteliğinde olduğu belirlenerek davanın kısmen kabulü ile dava konusu 128 ada 28 parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın 16.12.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.353,27 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 3.529,89 metrekarelik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, anılan parselin geriye kalan kısmının önceki tespit gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 119 ada 17 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 10.03.2015 tarihli ve 2014/12877 Esas, 2015/1868 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine temsilcisinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak, davacı tarafından 123 ada 28 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak tapu iptal ve tescil davası açıldığı, 16.12.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli haritada (A) harfi ile gösterilen 3.353,57 metrekare yüzölçümlü kısmın dava dışı 128 ada 8 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilmiş olduğu halde dava konusu olmayan taşınmaz bölümü hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu, kabule göre de hükümde taşınmazın vasfının belirtilmemiş olmasının da isabetsiz olduğu belirlenerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak yeniden keşif yapıldığı, ziraat ve fen bilirkişisi aracılığı ile 123 ada 8 parsel sayılı taşınmazın niteliği, yüz ölçümü ve sınırlarının tespit edildiği, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile davacının Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesinin şartlarını gerçekleştirdiği, dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olmadığı, davacıya 1983 yılında vefat eden babasından intikal ettiği ve kardeşler arasında yapılan taksimle davacıya düştüğü, davacının 1983 yılından itibaren taşınmazdaki zilyetliğini sürdürdüğü belirlenerek davanın kabulü ile Kars ili, Sarıkamış ilçesi, Sırbasan köyü 123 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; mera vasfına haiz bulunan ve özel sicilinde kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını, bu nedenle üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuki değer taşımayacağını, hava fotoğrafı incelemesinin Yargıtay kararlarında belirtildiği şekilde yapılmadığını, Mahkemece hükme esas alınan raporların usul ve yasaya aykırı şekilde eksik hazırlandığını belirterek re'sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu; Kars ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 8 parsel sayılı 5976,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın maliki olan köy tüzel kişiliği davayı temyiz etmiş, harcın yatırılması için davalı köy tüzel kişiliğine muhtıra çıkartılmış, davalı tarafça harç ve gider avansı yatırılmadığı belirlenerek 09.05.2023 tarihli ek karar ile davalının istinaf (temyiz) isteminden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmiş ve ek karar davalı köy tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmemiştir.
Bilindiği gibi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup davaların birleştirilmesi durumunda da asıl ve birleştirilen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur.
Somut olayda; Mahkemece, asıl ve birleştirilen dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.