Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6536 E. 2024/5035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, uzun süredir zilyetliğinde olduğunu iddia ettiği taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit ve tescil edilmesi nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın sayısallaştırmaya itiraz olarak da kabul edilemeyeceği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/675 E., 2023/939 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/190 E., 2021/161 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili ile davalı ... vasisi ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; dava konusu 299 ada 1 ve 302 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar kendisine ait olmasına ve 50 yıldır zilyetliğinde bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, hatanın ... tarafından yapıldığını ileri sürerek taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili cevap dilekçesinde; İdareye sunulan bilgi ve belgeler doğrultusunda kadastro tespitinin yapıldığını, bu durumda idareye kusur atfedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vasisi ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların ...’e ait olduğunu, taşınmazların davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını, kadastro tespiti sırasında yapılan hatalardan Kadastro Müdürlüğünün sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Burdur Kadastro Mahkemesinin 20.09.2019 tarihli ve 2018/2 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği, bu nedenle eldeki davada genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

Görevsizlik kararı üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2019/190 Esas, 2021/161 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre davalıya ait tapulu taşınmazların kadastro paftasında gösterilen yerler olmadığı, davalıya ait taşınmazlarda daha önce il sınırı ihtilafı bulunması sebebiyle kadastro çalışması yapılmadığı, taşınmazların davacı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 299 ada 1 ve 302 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili ile davalı ... vasisi ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro tespitinin İdareye verilen bilgi ve belgeler doğrultusunda yapıldığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vasisi ... istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sayısallaştırma kadastrosu sırasında yapılan hatadan İdarenin sorumlu olduğunu, davalı ...’in çalışmalara bir dahlinin bulunmadığını, taşınmazların Ahmet’e ait olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli ve 2022/675 Esas, 2023/939 Karar sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazları 50 yıldır kullandığını iddia ettiği, davanın bu haliyle kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup taşınmazların kadastro tutanaklarının 1972 yılında kesinleştiği, eldeki davanın ise 2018 yılında açılmış olduğu, buna göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin dolduğu, her ne kadar dava konusu taşınmazlarda 2016 yılında sayısallaştırma çalışması yapılmış ise de davacının tapu kayıt maliki olmaması sebebiyle davasının sayısallaştırmaya itiraz olarak da kabul edilemeyeceği, Mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 50 yıldan fazla süredir müvekkili tarafından kullanıldığını, bunun dosya kapsamıyla da sabit olduğunu ancak taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının tapulu taşınmazlarının paftada gösterilen yerler olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. ve Ek- 1. maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Burdur ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 3814 parsel sayılı 3.800,00 metrekare ve 3815 parsel sayılı 5.700,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı davalı ... adına tespit ve 06.05.1972 tarihinde tescil edilmiş; 2016 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1. maddesi uyarınca yapılan sayısallaştırma çalışmaları sonucunda 3814 parsel sayılı taşınmaz 299 ada 1 parsel numarasıyla ve 4.016,93 metrekare yüz ölçümlü olarak, 3815 parsel sayılı taşınmaz ise 302 ada 2 parsel numarasıyla ve 5.717,45 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.