Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6538 E. 2024/5932 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı ve eski tapu kaydına dayalı hak iddiasının geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro öncesi tapu kaydına ve muvafakatnamelere dayanarak ileri sürdükleri mülkiyet iddialarının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B/b maddesi koşullarını karşılamadığı, davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının da oluşmadığı ve davalı Hazinenin geri almayı kabul ettiği kısım yönünden davanın açılmamış sayılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/75 E., 2023/847 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Ret- Açılmamış Sayılmasına

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazımiye Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/32 E., 2022/15 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacılar ... ve ... yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine, diğer davacı ... ve asli müdahil ...'in davasının ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davacılar ... ve ...'in 20.10.2020 tarihli fen raporunda (B), (C) ve (D) harfi ile gösterilen kısımlara yönelik açtıkları davanın sübut bulmadığından reddine, (A) harfi ile gösterilen kısma yönelik açtıkları davanın ise açılmamış sayılmasına, davacı ... ve asli müdahil ...'in davası yönünden İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilmesi nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ..., ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Tunceli ili, .... ilçesi, .... köyü 164 ada 52 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, ancak dava dilekçesine ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 14.945,32 m2'lik taşınmazın mirasbırakanlarına ait 16.04.1953 tarihli ve cilt no:9 sayfa:81 sıra:3’te kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığını, (A) ile gösterilen 2.663,67 m2'lik kısmın ise 60-70 yılı aşkın zamandır önce mirasbırakanlarının ondan sonra da kendilerinin zilyetliğinde bulunduğunu, tapu kaydı ve zilyetlik nedeniyle taşınmazların adlarına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile 1/3’er eşit paylarla adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında davacılar vekili (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden davasını geri aldığını bildirmiştir.

Asli müdahil ...; kadastro sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen dava konusu 164 ada 52 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını 20.08.1985 tarih ve 20 sıra nolu tapu kaydı ile ...’den satın aldığını, keşifte sınırlarını göstereceği dava konusu alanda o tarihten beri zilyet olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davacıların dayandığı 16.04.1953 tarihli 3 sıra nolu tapu kaydına göre davacıların murislerinin taşınmazdaki paylarını dava dışı ... ve ...'a sattıkları, buna göre davacılar ... ve ...'un herhangi bir mülkiyet haklarının mevcut olmadığı, tapu maliklerinin sonradan verdikleri muvafakatnamelerin de hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle anılan davacılar yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davacı ... ve asli müdahil ...'in davasının ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların dayandıkları kök tapu kaydının kadastro tespitinden önceki döneme ait olduğunu, davacıların murisleri ... ve ...'un eski tapu kaydı gereğince taşınmazdaki paylarını ... ve ...'a sattıklarını, davacıların kardeşleri olan ... ve ...'un ise eldeki davaya muvafakat ettiklerini, kadastro çalışmaları sırasında eski tapu kayıtlarının esas alınmadığını ve taşınmazın Hazine adına tespit edildiğini, kadastro tespiti sırasında tapu malikleri ... ve ...'un tespit maliki olarak yazılmadığını, dava konusu taşınmaz her ne kadar eski dayanak tapu kaydında davacıların kardeşleri adına hisseli olarak görünmekte ise de taşınmazın kadastro sırasında rıza-i taksime konu edilmesi ve daha sonradan muvafakat verilmesine yasal bir engel bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 164 ada 52 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacıların dayandıkları 16.04.1953 tarihli ve 3 sıra sayılı tapu kaydında davacıların mirasbırakanları ... ve ...'un 2/12'şer paydaş oldukları, gitti kayıtlarından 17.06.1992 tarihli ve 10 sıra sayılı tapu kaydı ile muris ...'in payını ...'e, yine 15.11.2001 tarihli ve 1 sıra sayılı gitti kaydından muris ...'un payını ...'a devrettiği, yargılama sırasında dayanak tapu malikleri ... ve ... tarafından noterde düzenlenen 10.11.2020 ve 18.03.2020 tarihli muvafakatnamelerin ibraz edildiği, davacıların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13. maddesinin B fıkrasında düzenlenen tapuda kayıtlı taşınmazlarda kayıt sahibi veya mirasçılarından başkasının zilyet bulunduğuna ilişkin olduğuna dayandıkları, dolayısıyla davacıların dava açmakta aktif husumetlerinin bulunduğu, dosyaya ibraz olunan muvafakatlerin yargılama sırasında ve kadastro tesbitinin kesinleşmesinden sonra sunulduğu, bu itibarla 3402 sayılı Kanun'un 13/B/b maddesi kapsamında yapılan inceleme sonucunda, tapu kayıt malikleri ....'un taşınmazı 15.11.2001 tarihinde, ... ise 17.06.1992 tarihinde satın aldığı, tüm dosya kapsamı ve ibraz edilen muvafakatname içeriklerinden davacıların kadastro tesbitinden önce taşınmazların tapu maliklerine ait olduklarını bildikleri, malik sıfatıyla zilyet bulunmadıkları, aksi kabul edilse dahi davacılardan ...'un zilyetliğinin dayandığı tapu kaydının oluştuğu 15.11.2001 tarihinden itibaren kadastro tesbit tarihi olan 27.10.2011 tarihine kadar 10 yıla ulaşmadığı, diğer davacı ...'in dayandığı tapu kaydının oluştuğu 17.06.1992 tarihinden tesbit tarihine kadar 10 yıllık süre geçse de, muvafakatnameye göre tapu maliki tarafından kadastro sırasında taşınmazın davacıya verildiğinin belirtildiği, dolayısıyla davacıların kayıt malikinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiği tarihe göre 10 yıla ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı anlaşıldığından 3402 sayılı Kanun'un 13/B/b maddesi koşullarının davacılar yararına oluşmadığı, davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde ise ziraat bilirkişi rapordan dava konusu taşınmaz üzerinde 1-3 yaşlarında verime ulaşmamış meyve ağaçları ile kendiliğinden yetişen bitkilerin bulunduğu, ağaçların dışında kalan kısımda ise 35-40 yıldır tarımsal ürün işlenip elde edilmediği anlaşıldığından davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının da oluşmadığı, ayrıca davacıların zilyetliğe dayalı olarak dava konusu yaptıkları (A) harfi ile gösterilen yere ilişkin davalarını geri aldıkları ve davalı Hazinenin de geri almayı kabul ettiğinin anlaşılmasına göre bu kısım yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davacılar ... ve ...'in (B), (C) ve (D) harfi ile gösterdikleri kısımlara yönelik açtıkları davanın ayrı ayrı subut bulmadığından reddine, (A) harfi ile gösterilen kısma yönelik açtıkları davanın HMK'nın 123. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davacı ... ve asli müdahil ...'in davası yönünden İlk Derece Mahkemesince dosyanın tefrik edilmesi nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... vekili ile davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar ... ve ... vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılardan .... ve ....’nin mirasbırakanlarının paydaşı olduğu Nisan 1963 tarihli tapu kaydına dayanarak dava açtıklarını, her ne kadar tapu malikleri ....ve..... tapuda satış suretiyle hissedar gözükseler de esasan taşınmazın davacıların miras babalarından kaldığı ve kadastro çalışmaları sırasında kendi aralarında yaptıkları rızai taksim sonucunda dava konusu taşınmazdaki hisselerini davacıya verdiklerini belirttikleri muvafakatnamelerin sunulduğunu, ancak Bölge Adliye Mahkemesince, verilen muvafakatnamelerin Kadastro Kanunu’nun 13/B-a kapsamında kabul edilmeyip 13/B-b kapsamında kabul edilmesinin doğru olmadığını, taşınmazın gerçek hak sahiplerinin davacılar olduğunu, resmi makamlar önünde düzenlenen muvafakatnamenin önemli bir irade beyanı olup davada esas alınması gerektiğini, diğer yandan davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığının kabul edilmesinin de doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın davacılar ve öncesinde murislerinin 30-40 yıldır zilyetliğinde olduğunu, ayrıca fen bilirkişisi tarafından dayanak tapu kaydının (A) hafli bölüm haricinde taşınmaza uyduğunun tespit edildiğini, taşınmazın adlarına tescili için şartların oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, re'sen gözetilecek sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13. ve 14. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 713. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda Tunceli ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 164 ada 52 parsel sayılı taşınmazın senetsizden kimsenin zilyetlik iddiasında bulunmaması, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ... ve ... vekilinin ve davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılar ... ve ...'den alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.