Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6562 E. 2024/4048 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi irsen intikal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2252 E., 2023/315 K.

HÜKÜM/KARAR : Bir kısım davacılar yönünden davanın feragat nedeniyle ret- Bir kısım davacılar yönünden hak düşürücü süreden ret /Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/586 E., 2022/373 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi irsen intikâl nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın bir kısım davacılar yönünden feragat nedeniyle, bir kısım davacılar yönünden hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın bir kısım davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların mirasbırakanlar ... ve 03.06.1960 yılında ölen ... 'ın mirasçıları olduğunu, Şanlıurfa ili, Karaköprü ilçesi, ... mahallesinde kain 16, 17, 74, 75 ve 157 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında gerçeğe aykırı olarak edinme sebebi kısımlarında davacıların mirasbırakanı ...'nın ölmeden önce taşınmazları davalılar ..., ..., ... ve ...'e sattığının yazdığını, halbuki davacıların mirasbırakanı ...'nın İslim ve Elif adında kardeşleri olduğunu, tek başına taşınmazları satamayacağını, 1960 yılına kadar dava konusu taşınmazların vergilerinin davacıların mirasbırakanları tarafından ödendiğini, kadastro tutanaklarının hatalı ve hileli olarak davalılar adına düzenlendiğini, davalıların tehdit ve korkutmaları nedeniyle davacıların şimdiye kadar dava açamadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini, olmazsa bedelini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar ..., ... ile ... ve ... vekili benzer mahiyetteki cevap dilekçelerinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını, tazminat taleplerinin de zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ...'ın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ve 2021/586 Esas, 2022/373 Karar sayılı kararı ile; davacılar ..., ... ve ...'in davadan feragat ettikleri gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 17.05.1976 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.09.2021 yılında açıldığı belirtilerek davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar ..., ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın konusunun kadastro tespitine itiraz olmayıp hile ve korkutmaya dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, dava konusu bazı taşınmazların kadastro tutanaklarında her ne kadar davacılar mirasbırakanı ...'nın 1961 yılında haricen satış yaptığı belirtilse de mirasbırakan ...'nın 03.06.1960 tarihinde öldüğünü ve iki

kardeşi daha olduğunu, intikal işlemleri tamamlanmadan taşınmazları tek başına satamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2023 tarihli ve 2022/2252 Esas, 2023315 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 17.05.1976 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.09.2021 yılında açıldığı gerekçesiyle davacılar ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki gerekçelerine ek olarak davalıların tehdidinin etkisinin devam etmesi nedeniyle davacılar ..., ... ve ...'in davadan feragat ettiklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi irsen intikâl nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 37 inci maddeleri.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Şanlıurfa ili, Karaköprü ilçesi, ... mahallesinde kain 16 parsel sayılı taşınmazın 37.800 m2 yüz ölçümlü tarla vasfıyla ... oğlu ..., ... oğlu ..., ... oğlu ...'e cedlerinden intikalen ve taksimen intikâl etmiş iken 20 sene evvel ayrı ayrı tarihlerde yerlerini İmam ... oğlu ...'a haricen satıp devrettikleri gerekçesiyle bir kısım davalılar mirasbırakanı ... adına 20.03.1975 tarihinde; 17 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 25.550 m2 yüz ölçümlü bağ ve tarla vasfıyla ... oğlu ...'ya ceddinden intikalen ve taksimen intikâl etmiş iken, 1954 yılında yeri ... oğlu ...'ye haricen satıp devrettiği gerekçesiyle bir kısım davalılar mirasbırakanı ... adına 20.03.1975 tarihinde; 74 ve 75 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, 4.950 m2 ve 5.050 m2 yüz ölçümlü tarla vasfıyla ... oğlu ...'ya ceddinden intikalen ve taksimen intikâl etmiş iken, 1956 yılında bu yeri Şeymüslim oğlu ...'e haricen satıp devrettikleri, yol geçmek suretiyle taşınmazın 74 ve 75 parsellere bölündüğü gerekçesiyle bir kısım davalılar mirasbırakanı ... adına 27.03.1975 tarihinde, 157 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 11.350 m2 yüz ölçümlü bağ vasfıyla ... oğlu ...'ya ceddinden intikalen ve taksimen intikâl etmiş iken, 1961 yılında bu yeri ...'e haricen satıp devrettiği gerekçesiyle bir kısım davalılar mirasbırakanı ... adına 07.04.1975 tarihinde tespit edildiği, Hazinenin bu kadastro tespitlerine itirazının Kadastro Komisyonunun 01.04.1976 tarihli ve 976/780 ilâ 1467 Karar nolu kararı ile reddedilmesi sonrasında dava açılmaksızın tespitlerin 17.05.1976 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, tespitlerin kesinleştiği 17.05.1976 tarihi ile davanın açıldığı 10.09.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

03.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.