Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6569 E. 2024/4068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu mera olarak kaydedilen taşınmazın kendilerine ait olduğunu ve tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescilini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına göre, taşınmaz üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet olmadığı, imar ve ihya görmediği, davacıların zilyetlik iddialarını destekleyecek objektif verilerin bulunmadığı ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek, davacıların kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/853 E., 2023/641 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/929 E., 2020/821 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait Şırnak ili, Merkez ilçesi, ... mahallesinde bulunan 110 ada 19 nolu parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro çalışmaları sırasında mera vasfı ile tapuya kayıt ve tescil edildiğini, müvekkillerinin 30-40 yıl öncesinden beri ve halen taşınmazı malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyet ve tasarruflarında bulundurduklarını, söz konusu taşınmazın mera olmadığını, müvekkillerinin eşit pay oranları ile müştereken malik oldukları taşınmazın tarım arazisi olup müvekkilleri tarafından ekip biçildiğini ve taşınmazda ekonomik amaçla tasarruflarının devam ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına eşit pay oranları ile müştereken kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu, imar- ihya yoluyla ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, ayrıca davacıların zilyetlik beyanlarının iddiadan ibaret olup davalarını ispat edecek vergi kaydı, tapu kaydı gibi objektif yazılı bir delillerinin bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dilekçesi davalı ...'na tebliği edilmiş, davalı ... tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan keşif sonucu ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanan 20.12.2019 tarihli raporda, dava konusu alan üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin olmadığı, dava konusu alanın eğimli olduğu ve makinalı tarıma elverişli olmadığı, taşınmazın evveliyatında da herhangi bir tarımsal faaliyet yapıldığı ile ilgili objektif bir bulgunun yer almadığı, taşınmazın 4. sınıf arazi niteliğinde olduğu ve imar-ihya görmediğinin belirtildiği, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi tarafından düzenlenen 12.12.2019 tarihli raporda ise ekli fotoğrafta (A) harfi ile gösterilen yerin düz arazi vasfında olması nedeniyle imar ihya gördüğü, (B) harfi ile gösterilen kısmının ise imar-ihya görmediği bildirilmiş ise (A) harfi ile gösterilen ve imar ihya gördüğü kanaati bildirilen alanın düz arazi vasfında olmasının tek başına imar-ihyanın varlığına yeterli görülmediği, kaldı ki ziraat bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda taşınmazın tamamının imar -ihya görmediğinin tespit edildiğinin bildirildiği, her ne kadar mahallinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler, çekişme konusu taşınmazın çok eskiden beri tarım arazisi olarak kullanıldığını beyan etmiş iseler de bilgisine başvurulan yerel bilirkişilerin beyanlarının soyut nitelikteki sözlerden ibaret olduğu, zilyetliğin şekli ve süresi ile imar ihyanın ne şekilde gerçekleştiğinin maddi olaylara dayalı olarak somutlaştırılmadığı gibi dosya kapsamında alınan teknik ve bilimsel veri içeren bilirkişi raporlarında belirtilen hususlardan uzak olduğu, yerel bilirkişi anlatımlarına değer verilmesinin mümkün olmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel bilirkişi anlatımlarına değer verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ret kararı verildiğini, bilirkişilerin dava konusu yeri bilmemelerinin müvekkillerinin suçu olmadığını, jandarmaca dava konusunu bilmeyen yerel bilirkişiler seçildiğini, Mahkemenin böyle bir durumda yeniden yerel bilirkişi seçip keşfi tekrarlaması gerektiğini, tanık anlatımları ve bilirkişi raporu ile sabit olan taşınmaz için ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilimsel veriden uzak bilirkişi raporuna dayanılarak ve eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar dava dilekçesinde taşınmazın tarım arazisi olduğu, 30-40 yıldır ve halen taşınmazda davacıların ekonomik amaçla tasarruflarının sürdüğü iddia edilmekte ise de ziraat bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın eğiminin; taşınmazın sürümünü, taşınmazda ürün ekimini ve hasadı, ekilebilecek ürün çeşitliliğini kısıtladığı, yerel bilirkişi beyanlarının aksine taşınmazın evveliyatında herhangi bir tarımsal faaliyete konu olduğu ile ilgili (taş temizleme, sürüm, taş öbekleri vs) objektif bir bulguya rastlanmadığı, hali hazırda herhangi bir imar-ihya çalışmasının yapılmadığı ve imar ihyanın olmadığını belirtildiği, bilirkişi heyeti raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli oluşu da nazara alındığında neticede Mahkemece varılan sonucun isabetli olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu; Şırnak ili, Merkez ilçesi, Kasrik-Bahçelievler mahallesinde bulunan 110 ada 19 parsel sayılı taşınmaz 32.473,06 metrekare yüzölçümü ve "mera" vasfı ile 17.11.2008 tarihinde özel siciline kaydedilmiştir.

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.