Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6574 E. 2024/526 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1495 E., 2022/564 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/316 E., 2021/219 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve feri müdahiller vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve feri müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... köyünde kain 7, 31, 32, 44, 47, 97, 102 ve 103 parsel sayılı taşınmazlara 1/2 payla ...'nun çocukları ...oğlu ...ve ...oğlu ...'nun malik olduğunu, kadastro tespiti esnasında ...oğlu ...'nın mirasçı bırakmadan vefat etmesi nedeniyle taşınmaz üzerindeki payının kardeşi ... adına tespitinin yapılması gerekirken, ...'nın kızı olduğu iddia edilen ... 'nin taşınmazları davalı ...'a harici olarak sattığına ilişkin beyanıyla sahte bir şekilde tespitin ... ve davalıların miras bırakanları adına yapıldığını, davacıların ...oğlu ...'nun mirasçıları olduğunu, bu nedenle taşınmazların mülkiyetini kadastro tespitinden önce kazandıklarını, tespitin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazların dayanak kök tapu kaydındaki malik ...oğlu ...'nın hissesine tekabül eden ve davacıların mirasbırakanı ...oğlu ...'ya intikal eden ancak kadastro tespiti sırasında bir kısmı davalı ... adına, bir kısmı davalıların mirasbırakanları adına kaydedilen taşınmaz hisselerinin tapularının iptali ile davacı müvekkiller adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiş; ... ve ... aynı sebebe dayanarak davaya katılmışlardır.

II. CEVAP

Davalılar ... ve davalı ...; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü madde gereğince açılan kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptal ve tescili davası olduğu, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 üncü maddesi uyarınca tutanağın kesinleştiği tarihten sonraki 10 yıl içinde açılması zorunluluğu bulunduğu değerlendirilerek davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar ve feri müdahiller vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar ve feri müdahiller vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ...oğlu ...'nın Medeni Kanun'dan önce bekar ve çocuksuz vefat ettiğini, ... adında veya başka bir isimle çocuğu olmadığını, bu nedenle ...oğlu ...'nın hissesi tek mirasçısı olan kardeşi ...oğlu ... ...'e geçtiğini, ...oğlu ... ...'in mirasçılarının ise müvekkilleri olduğunu, müvekkillerinin kadastro tespitinden önce hem kanuni mirasçılık sıfatıyla hem de iktisabi zamanaşımı hükümleri uyarınca bu taşınmazları kazandıklarını, buna rağmen Mahkeme'nin ...oğlu ...'nın (...bini ...) Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce bekar ve çocuksuz vefat ettiğini göz ardı ettiğini, gerçeğe ve resmi kayıtlara aykırı olduğu halde ...oğlu ...'nın ... adıyla kızı olduğu; dava konusu hisseleri ...'a satmış olması nedeniyle dava konusu hisselerin tamamının ... adına tespit ve tesciline muvafakat ettiği; tapulama tutanağına parmak basarak işlem yaptığının kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ...'ın daha sonra dava konusu hisseleri diğer davalılara satmış gibi göstermişse de bu işlemlerin tamamı sahtecilik nedeniyle mutlak butlanla yok hükmünde olduğunu, kural olarak hiç kimsenin sahip olduğundan fazlasını satamayacağını, satış ve devir işlemleri yolsuz tespit ve tescile ilişkin olup bu işlemlerin dayandığı hukuka uygun bir sebep olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazların tutanaklarının kesinleştiği 11.07.1968 ve 03.09.1969 tarihleri ile dava tarihi olan 14.06.2012 tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçtiği, davacıların tespit öncesi sebebe dayandığı, tutanakların kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve feri müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar ve feri müdahiller vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan 7, 31, 32, 44, 47, 97, 102 ve 103 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle payları oranında ..., ... ve ... adına tespit edildiği, 11.07.1968 ve 03.09.1969 tarihlerinde tesis kadastrosunun kesinleştiği, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 14.06.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar ve feri müdahiller vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ve feri müdahiller vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...