Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6628 E. 2024/2094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tesis kadastrosu öncesi düzenlenen tapu kaydının iptali ve davacılar adına tesciline ilişkin davada hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1388 E., 2023/289 K.

DAVACILAR : ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/51 E., 2019/508 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tescilinin yapılması gerekirken davalı adına haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tescil edildiğini, tapuya yazılımın hiçbir haklı nedene dayanmadığını belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; tarafına gönderilen dava dilekçesi ve tensip zaptının içeriğini öğrenene kadar tapuya tescil edilmiş bir taşınmazın varlığından haberinin olmadığını, tapuya tescil işleminin kendisinin iradesi dışında gerçekleştiğini, hiç bir hak talebinin olmadığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 920 parselin ...,... ,... adlarına tapulama tutanağı düzenlendiğinin tespit edildiği ve davalı ... adına mirasbırakanı ...'dan intikalen 22.12.1988 tarih 3780 yevmiye ile tapuda tescil edilen 6/64 payın da kamulaştırma yolu ile Arsa Ofisi Genel Müdürülüğü adına 26.01.1989 tarih 541 yevmiye numarası ile tescil edildiği, getirtilen kadastro tespit tutanaklarına göre dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağında ... mirasçıları adına tespit edilmediği, buna göre davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; alınan bilirkişi raporunun kadastro tutanakları gözetilmeden hazırlanmış olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, dosyada mevcut olan kadastro kayıtlarına göre ... mirasçılarının taşınmaz sahibi olduğunun sabit olduğunu, ... ailesinin tapu kayıtlarının muhtar beyanı ve senediyle tescil edildiğini, tescilin hukuka aykırı olduğunu, davanın taraf teşkili yönünden eksik olduğunu, diğer taraflara da zorunlu dava arkadaşlığı yönünden tebliği yapılması gerekirken usul eksiklikleri giderilmeden hüküm kurulduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın bir kısım hissesinin davalının mirasbırakanı adına tescil edildiği, 22.06.1965 tarihi ile dava tarihi olan 26.01.2018 tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiş olduğu, davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gibi taşınmazın, davalı adına kayıtlı olan bir kısım hissenin 26.01.1989 tarihinde kamulaştırıldığı, dava tarihinde taşınmaz davalı adına kayıtlı olmadığından davalının da pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı belirtilerek davacılar vekilinin esasa yönelik istinaf taleplerinin reddine, gerekçe yönünden talebin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tesis kadastrosu öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1. ... Mahallesi eski 920 parsel numaralı (imar uygulamaları sonucunda 7572 ada 37 parsel olan) 50000,00 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın kadastro sonucu dava dışı ..., ..., ... isimli şahıslar adına tespit dildiği, kadastro tutanağının kesinleşmesi ile 22.06.1965 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 26.01.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 157,75 TL

temyiz harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...