"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/192 E., 2023/146 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/765 E., 2021/17 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili özetle; davacı ... ile davalı ...'ın muris ...'ın mirasçıları olduğunu, davacının davalı ...'in ablası, davalı ...'in halası olduğunu, murisin ... 2674 ve 2677 parsel sayılı taşınmazları davalı ...'e 22.03.2017 tarihinde, 809 parsel sayılı taşınmazı 07.09.1995 tarihinde davalı ...'e satış ile temlik ettiğini, işlemlerin herkesten habersizce yapılmasının ve satışı gerçekleşen taşınmazlarda murisin vefatına kadar malik gibi davranmasının davacıdan mal kaçırıldığının ispatı olduğunu belirterek davalılar adına kayıtlı olan taşınmazların muris muvazaası nedeniyle tapularının iptali ile miras payları oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili özetle; davacıların iddialarını kabul etmediklerini, davacının hiçbir zaman babası ... ile ilgilenmediğini, aynı köyde oturmasına rağmen arayıp sormadığını, murisin şeker hastalığı nedeniyle ayağının kesildiğini ve davalıların baktığını, maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, tapu senedinde gösterilen satış bedelinin taşınmazın o günkü rayiç bedeli baz alınarak belirlenmiş bir bedel olduğunu, öte yandan gerçek bedel ile satış bedeli arasındaki farkın muvazaaya karine teşkil etmediğini, muvazaanın ayrıca diğer delillerle de ispat olunması gerektiğini, murisin geride kalan mal varlığı gözetildiğinde davacının saklı payının ihlal edilmediğini, davanın kötü niyetle haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; muris ...'ın mirasçılarının ... ve... olduğu, murisin sağlığında oğlu... ve torunu ...'a yönelik mal devri yaptığının sabit olduğu, ekonomik ve sosyal durum araştırmasında taşınmaz satmaya ihtiyacı bulunduğuna dair her hangi bir sebebin bulunmadığı, devredilen taşınmazların değeri ve satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, öte yandan gösterilen satış bedellerinin terekeye girdiğinin de ispatlanamadığı, murisin aktifinde taşınır ve taşınmaz malların bulunduğu görülse de dava konusu taşınmazların köy içinde kaldığı ve murisin mal varlığı içinde önemli bir yer edindiği, toplumdaki genel eğilim gereği murisin erkek evladı ve ondan olan torununa kalması iradesi ile davalılar lehine işlem yapmak istediği, tüm mirasçılarını kapsayan, hak ve adaleti gözetir şekilde bir paylaştırma yapmadığı, murisin mallarını davalıya aktarma, bağışlama amacı güttüğü, satışların gerçek iradeyi yansıtmadığı, her ne kadar dava konusu 809 sayılı parsel 07.09.1995 tarihinde ...'a, ... tarafından da ...'a devredilmiş ise de murisin bu taşınmaz yönünden de satmaya ihtiyacı olmadığı, muris ile davalı ... arasındaki işlemin muvazaa nedeniyle sakat olduğu, davalı ...'ın ise muris ile diğer davalı ... arasındaki muvazaalı işlemi bilebilecek kişilerden olduğu ve iyi niyetli 3. kişi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların murisin tüm maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşıladıklarını, hatta murisin şeker hastalığı nedeniyle ayağının kesildiği dönemde davacının murisle ilgilenmediğini, murisin sağlık sorunlarının olduğu dönemde davalılar tarafından bakılıp ilgilenildiğini, dava konusu olayda öncelikli olarak murisin gerçek iradesinin araştırılması gerektiğini, muris muvazaasından söz edilebilmesi açısından murisin amacının mirasçısından mal kaçırmak olması gerektiğini, murisin diğer mirasçılarından mal kaçırma kastının olmadığını, kastının var olduğu noktasında yeterli delilin dosya içerisinde mevcut olmadığını, davacının iddialarını ispat edemediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; Mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumundan celp edilen murisin tedavi gördüğü yerlere ilişkin evraklardan muris ...'ın vefatından önce bir çok kez sağlık kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavi gördüğü, dinlenen tanık beyanlarına göre şeker hastalığından dolayı ayağının kesildiği, ayağı kesildikten sonraki dönemde altının bezlendiği, tüm bu tedavi ve bakım süreçlerinde murisin bakımının davalılarca sağlandığı, murisin eşinin 1999 yılında vefat ettiği, ayağı kesilmeden önceki dönemde de murisin ihtiyaçlarının davalılar ve eşleri tarafından karşılandığı, murisin umre ziyaretinde torun olan davalı ...'ın kendisine refakat ettiği, öte yandan dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre muris adına dava konusu taşınmazlar dışında toplam büyüklüğü 71.861,10 m2 olan 15 adet taşınmaz bulunduğu, bu taşınmazlardan 13 adetinin tam pay ile muris adına kayıtlı olduğu, murisin adına kayıtlı diğer taşınmazlarını da devretme imkanı var iken 15 adet taşınmazı uhdesinde bırakmış olduğu, muris ile davacı arasında mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya konmadığı, davalılara yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı yapılmadığı, murisin bakım karşılığı ve minnet duygusu ile taşınmazı davalılara temlik ettiği, davacının, murisin davalılara yaptığı temlikin muvazaalı ve mirastan mal kaçırmaya yönelik olduğu iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; murisin ölümünden kısa bir süre önceye kadar normal bakımın ötesinde muhtaç durumda olmadığını, davalıların murise yönelik iddia olunan bakımların murise yönelik ahlaki ödev sınırını aşan normalin ötesinde bir bakım ve hizmet olmadığını, her ne kadar davalı torun tarafından murisin umreye götürüldüğünden bahsediliyor olsa da murisin bu umre ziyareti sırasında hem kendisinin hem de davalı torunun tüm masraflarını karşıladığını, İstinaf Mahkemesinin toruna devredilen malın bedelinin hizmet karşılığı ödenmesine dair değerlendirmenin hatalı olduğunu, davalılara devredilen taşınmazların murisin malvarlığı içerisinde köy içerisinde kalan en değerli taşınmazlar olduğunu, dava konusu taşınmazların değer itibariyle murisin malvarlığı içerisinde önemli bir yekün teşkil ettiğini, dava konusu taşınmazların gerçek değerleri ile satış değerleri arasında büyük bir farkın bulunması da bu taşınmazların gerçek amacının satış olmadığının ve erkek evlat lehine mal kaçırma olduğunun bir göstergesi olduğunu, murisin davaya konu taşınmazların satış suretiyle devretmesini gerektirecek ekonomik herhangi bir problemi olmadığını ve ihtiyaç sahibi olmadığını, davalı tarafın sosyal ekonomik durumunun da buraları almak için yeterli olmadığını, satış suretiyle yapıldığının kabulü halinde dahi satıştan elde edilen bedelin terekeye girmediğini, bu hususların İlk Derece Mahkemesi tarafından ortaya konulduğunu belirterek ve re'sen tespit edilecek hususlarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
3. Değerlendirme
1931 doğumlu muris ....'ın 21.08.2018 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları olarak davacı ... ile davalı ...'ın kaldığı, dava konusu taşınmazlardan Kütahya ili, .... ilçesi, ... köyü 2674 ve 2677 parsel sayılı taşınmazların muris adına kayıtlı iken muris tarafından 22.03.2017 tarihli resmi akit ile intifa hakkını ölümüne değin üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetinin davalı torunu ...'a satış ile temlik edildiği, 809 parsel sayılı taşınmazın ise muris adına kayıtlı iken 07.09.1995 tarihinde muris tarafından oğlu davalı ...'a, ... tarafından da 29.03.2011 tarihinde davalı ...'a satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.