"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/387 E., 2023/820 K.
Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu 226, 337 ve 286 parsel sayılı taşınmazların babasından kaldığını, okuma yazması olmadığını, taşınmazlarla ilgili işleri yapması için üvey annesi olan davalı ...’yi satış yetkisini de içer vekaletname ile vekil tayin ettiğini, vekilin de anılan vekaletname ile taşınmazlardaki 3/48 payını bilgisi ve rızası dışında oğulları olan davalı ... ve ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, 286 parsel sayılı taşınmazın daha sonra davalı ...’a temlik edildiğini, kendisine bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, haksız tescil tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada tapu iptali talebinden vazgeçerek taşınmazların bedeli olarak 10.000,00 TL ile ecrimisil bedeli olarak 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ... ve ...; davanın zaman aşımına uğradığını, davacını ...’yi değil ...’i vekil tayin ettiğini, satış bedellerinin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ...; vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, satış bedelinin vekile ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 27.10.2011 tarihli ve 2011/56 Esas, 2014/458 Karar sayılı kararı ile; ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 27.10.2011 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 05.03.2018 tarihli ve 2018/189 Esas, 2018/1718 Karar sayılı kararı ile; davacının önce vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile haksız tescil tarihinden itibaren hesaplanacak ecrimisilin tahsili isteğinde bulunduğu, 26.05.2014 tarihli celsede tapu iptali ve tescil taleplerinden vazgeçerek taşınmazların bedeli olarak 10.000,00 TL ve ecrimisil bedeli olarak da 10.000 TL talep ettiği, davalılar ..., ... ve ...’in savunmalarında, taşınmazların satış bedellerinin davacıya ödendiği iddiasında bulundukları, satış bedelinin ödendiği iddiasını ispat yükünün bu iddiayı ileri süren davalılara ait olduğu, Mahkemece ispat yükünün yanlış değerlendirildiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 23.01.2020 tarihli ve 2018/223 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararı ile; davalı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, tapu iptali ve tescil taleplerinden vazgeçilmesi nedeniyle reddine, tazminat talebinin davalılar ..., ... ve ... bakımından kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin ve davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Dairenin 17.03.2021 tarihli ve 2020/1941 Esas, 2021/1534 Karar sayılı kararı ile; davacının ecrimisil talebinin reddine ilişkin verilen ilk hüküm davacı tarafından bu yönü ile temyiz edilmediğinden davacının hüküm tekrarı niteliğindeki ecrimisil isteğinin reddine yönelik temyiz isteğinin reddine, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma gereklerinin yerine getirilmediği, davacının bildirdiği tanıkların dinlenilmediği ve satış bedelinin ödendiği iddiasını ileri süren davalılara yemin delili hatırlatılmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu iptali ve tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı ..., ... ve ...’den tahsiline, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, ecrimisil talebinin de reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçelerinde özetle,
a. Yeminin usulüne uygun ve süresinde yapılmadığını,
b. Tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
c. Davacı vekilinin tanık dinletmeyeceklerini bildirmesine rağmen tanık dinletilmesinin hatalı olduğunu,
d. Taleplerin zamanaşımına uğradığını, tapu iptali ve tescil taleplerinin reddedilmesine rağmen bu kalemler yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kabul-ret oranının %50-%50 olarak belirlenmesi ile fazladan yargılama giderine hükmedilmesinin ve yaptıkları yargılama giderleri hakkında karar verilmemiş olmasının hatalı olduğunu,
e. Eksik araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı bedel ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 hükmünün yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ..., ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ..., ... ve ...'den alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 hükmü uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.