Logo

1. Hukuk Dairesi2023/669 E. 2023/1091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların davayı kabul etmelerine rağmen mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların davayı kabul beyanlarının, hak düşürücü sürenin varlığından bağımsız olarak kesin hüküm doğuran bir taraf işlemi olduğu ve mahkemenin bu kabul beyanlarını göz önünde bulundurması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/697 E., 2022/1253 K.

DAVALILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...

ASLİ MÜDAHİLLER : ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...

DAVA TARİHİ : 08.02.2019

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Andırın Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/191 E., 2019/172 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve müdahiller vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın babasından intikal etmesine rağmen davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacının kardeşleri aynı taleple davaya müdahil olmuşlardır.

II. CEVAP

12.06.2019 tarihli duruşmada hazır bulunan davalılar ..., ..., ... davayı kabul ettikerini belirtmişler, davalılar ..., ... ve ... celse arasında verdikleri dilekçelerde davada hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtmişler, 25.09.2019 tarihli celsede davalılar ..., ..., ... ve ... davada hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.09.2019 tarihli ve 2018/191 Esas, 2019/172 Karar sayılı kararıyla davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve müdahiller vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Dava konusu taşınmazın hem kadastro öncesi hem kadastro sonrası davacı ve müdahillerin zilyetliklerinde bulunduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtilerek, verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2022 tarihli ve 2020/697 Esas, 2022/1253 Karar sayılı kararında; kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve müdahiller vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Dava ve istinaf dilekçesindeki iddialar tekrarlanmış, hak düşürücü sürenin geçmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmiştir.

C. Gerekçe

1 . Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesi, “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”; 309/2. maddesi, "Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir." 311. maddesi, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

Somut olayda, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ancak davalılar ...,...,...’in davayı kabul ettiklerini bildirdikleri, hak düşürücü sürenin bir hakkı ortadan kaldıran-sona erdiren niteliğe sahip olması, davayı kabulün ise; davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir dava olması ve kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurmaması şartıyla davacının ileri sürdüğü hakkının gerçekte var olup olmadığından bağımsız olarak davaya son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olması nedeniyle Mahkemece davayı kabul beyanına üstünlük tanımak suretiyle işlem yapılması gerekir.

Hal böyle olunca, Mahkemece kabul beyanlarının niteliği ve sonuçları değerlendirilerek bir karar verilmesi yerine davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.