"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/851 E., 2022/1815 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/154 E., 2022/34 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ada 12 parsel sayılı adına kayıtlı taşınmazın üzerinde gecekondu tabir edilen bir müştemilatın bulunduğunu, davalı ile 250.000.00 TL'ye anlaşarak sattığını, tapuda 35.000,00 TL satış değerinin hileli gösterildiğini, banka aracılığı ile şahsına 50.000,00 TL yatırıldığını, kalan 200.000,00 TL'nin tarafına verilmediğini, davalının hile ile kendisini kandırdığını ileri sürerek fazlaya dair dava ve ıslah hakları saklı kalmak üzere davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; taşınmaz satışına ilişkin başvuru yapma yetkisinin taşınmaz maliki veya yetkili temsilcisinde olduğunu, satışa ilişkin başvuruyu yapan ve gerekli evrakları ibraz eden kişinin davacının kendisi olduğunu, resmi memur huzurunda taşınmazın bedelini eksiksiz aldığını beyan edilerek satışın gerçekleştiğini, hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dilekçesinde aldatma vakıasına dayandığı, davacının ileri sürdüğü aldatma vakıasının ispatı için tanık deliline dayandığı, 21.05.2021 tarihli keşifte dinlenen davacı tanığı ...'nun davacı ile davalının dayısı arasında akdedilen inançlı işlem anlaşması gereğince dava konusu taşınmazın teminat olarak devredildiği yönünde beyanda bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde inançlı işlem vakıasına dayanmadığı, dinlenen tanığın dayanılan aldatma vakıasına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı hususu ile dinlenmeyen davacı tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmesi hususları nazara alınarak davacının aldatma iddiasının usulünce ispat edemediği, davacı tarafça usulünce dava dilekçesinde dayanılmayan inançlı işlem vakıasına yönelik 01.02.2022 tarihli celsedeki taraflar arasında inançlı işlem sözleşmesinin akdedildiğine yönelik beyanlarının teksif ilkesi gereğince dikkate alınmadığı belirlenerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararın yasada tanımlanan şekle uygun olmadığını, davalının tefecilik yaptığını ve borca sıkışmasından dolayı davalı ile anlaşarak kendisinden 50.000,00 TL borç alarak anlaştıklarını, bunun karşılığında müvekkilinin kendisinden tarafına ait olan taşınmazı, müvekkilini kandırarak tapuda hileli olarak devrettiğini, hatta satış bedelini 35.000,00 TL gibi çok düşük bir bedel gösterdiğini, banka aracılığı ile müvekkiline davalı tarafından 50.000,00 TL gönderildiğini, dosya kapsamında inceleme yapılacak olursa müvekkilinin borcunu geri ödemiş olduğunu fakat davalı tarafın taşınmazı müvekkiline iade etmediğini, taşınmazın satış tarihindeki bedeli ile tapuda gösterilen değerler karşılaştırıldığında ve müvekkilinin borçlarını ödemiş olduğu da birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin aldatıldığı ve davalı tarafça müvekkilinin malının haksız olarak iktisap edildiğinin ortada olduğunu, müvekkilinin zor durumundan yararlanarak kendisine faizle para veren ve karşılığında taşınmazı hile ve aldatma ile geri alan ancak borç ödenince dahi aile konutu niteliğinde olan taşınmazı, müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen iade etmeyen davalının yapmış olduğu bu işlemin hukuka aykırı bir eylem niteliğinde olduğunu, ayrıca müvekkilinin dava dilekçesini arzuhalciye hazırlatmış olup arzuhalcinin de olayı kendine göre yazdığını, bu durumun farkına varan müvekkilinin 01.02.2022 tarihli duruşmada olayın oluşuna ilişkin olarak gerçek vakayı sözlü olarak anlattığını, müvekkilinin iddia ve savunmasını genişletmiş olduğu düşünülse dahi davalının bu yönde bir itirazı bulunmadığını, maddi vakanın müvekkilince ortaya konulduğunun açıkça ortada olduğunu, maddi vakaya ilişkin olarak dosya kapsamında dinlenen tanık beyanının da müvekkilinin beyanını doğrulamakta olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;davacının dava konusu taşınmazı davalıya devrederken davalının hileli işlemleriyle iradesinin sakatlandığı ve satım bedelinin de ödenmediği yönündeki iddiasının resmi şekilde yapılan akit tablosu karşısında usulünce ispatlanamadığı, davacının sözlü yargılama aşamasında ileri sürdüğü vakıaların inançlı işlem hukuksal olgusuna dayandığı, ancak inançlı işlem olgusuna dayalı olarak açılan bir davanın da bulunmadığı ve teksif ilkesi gereğince yapılan değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı sonucuna varıldığı belirlenerek davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı ve 1023 üncü maddesi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. ... ada 12 parsel sayılı 233,55 metrekare yüz ölçümündeki bahçe niteliğindeki taşınmazı 18.12.2019 tarihinde 35.000,00 TL bedel karşılığında davacının davalıya satış yoluyla devrettiği ve satış akit tablosunda satım bedelinin nakden ve tamamen alındığının belirtildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...