Logo

1. Hukuk Dairesi2023/825 E. 2023/5549 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini ispatlayamaması ve davalıların inançlı işlem savunmasının geçerliliği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1209 E., 2022/1879 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / İstinaf Başvurusunun Reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ :... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/669 E., 2021/2 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 17.10.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ...... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... vd. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’ün maliki olduğu 109 ada 160 parsel sayılı taşınmazını kendisine kanser teşhisi konulmasının ardından davalı oğullarına satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu taşınmazın satılık olduğunu dayıları ...’dan öğrendiklerini, Almanya’da çalıştırdıkları fırını da satarak satış bedelini toparladıklarını, devir işlemlerini yapması için de anneleri ...yi Türkiye’ye gönderdiklerini, ancak isim yanlışlığı nedeniyle satış işleminin hemen yapılamadığını, bu nedenle taraflar arasında... 2. Noterliği’nin 30.10.1991 tarih 15558 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, yine satıcılar... ve ...’ın satış işlemlerini yapması için dayıları ...’ı vekil tayin ettiklerini, tapu kaydındaki isim yanlışlığının düzeltilmesinden sonra dava konusu taşınmazın satıcılar adına vekil ... tarafından anneleri adına devri işleminin yapıldığını, taşınmazın gerçek malikinin kendileri olduğunu, bu nedenle de anneleri tarafından taşınmazın kendilerine devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2018/669 Esas, 2021/2 Karar sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların babası ...’ün terekesine ait ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/66 Esas sayılı tereke tespit davasının sonucunun beklenmediğini, davalılardan...'ın 2003 yılına kadar babasıyla birlikte yaşadığını, diğer davalıların ise ölene kadar anneleriyle birlikte yaşadıklarını, tarafların babası İhsan'ın çok varlıklı biri olduğun, davalıların İhsan'ın ölümüne kadar yaşamlarını Devlet yardımıyla sürdürdüklerini mirasbırakanın taşınmazı davalılara devretmesi için haklı ve makul bir neden olmadığını, dava konusu taşınmaz için 30.10.1991 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını,17.06.1993 tarihinde de taşınmazın mirasbırakan... adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın devredildiği tarihte...’ın 25, ...'in 23, ...’in ise 21 yaşında olduğunu, davalıların herhangi bir çalışmışlığının bulunmadığını, taşınmazın satın alındığı tarihte davalıların anne ve babaları ile birlikte yaşadığını, davalıların yaşları ve maddi imkanları gereği taşınmazı satın alabilmelerinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın devri için de özellikle diğer mirasbırakın İhsan’ın ölümünden sonra davacıdan vekaletname alınmasının beklenildiğini, davalı ...’ın 2011 yılına kadar bir çok kez Türkiye’ye giriş – çıkış yaptığını, bu dönmelerde de taşınmazı üzerine alabileceğini, ortada bir inançlı işlemin olmadığını, eğer varsa böyle bir durumu davalıların yazılı delil ile ispat etmeleri gerektiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, taşınmazın tüm bedelinin mirasbırakan... tarafından karşılandığını, hükme esas alınan tanık beyanlarının çelişkili ve duyuma dayalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 08.12.2022 tarihli ve 2021/1209 Esas, 2022/1879 Karar sayılı kararıyla; davanın niteliği gereği taraflarca getirilme ilkesine tabi olup ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayandığı, davalı tarafın ise inançlı işlem savunmasında bulunduğu, davacı tarafça muris muvazaası iddiasının her türlü delil ile ispatlanabileceği, inançlı işlem savunması yönünden ise bu ilkeden ayrılarak aynı davada savunmanın yazılı delil ile ispatının istenilmesinin silahların eşitliği ilkesine aykırı olacağı, dinlenilen davacı tanıklarının mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir problemi olduğu şeklinde beyanda bulunmadıkları gibi muvazaanın varlığına ilişkin bir beyanda da bulunmadıkları, mirasbırakan adına kayıtlı iki adet aktif malvarlığı değerinin de olduğu, dolayısıyla davacı tarafın iddialarını HMK’nın 190 ıncı ve TMK’nın 6 ncı maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ıncı, ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun (HMK) 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle; mirasbırakanın mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gözetilmek suretiyle, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Temyiz edilen davalılar vekili duruşmaya katılmadığından, lehine duruşma vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.