"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1828 E., 2022/2095 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/280 E., 2022/233 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 24.10.2023 Salı günü için, yapılan tebligat üzerine temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen dahili davalılar ve davacılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilhare dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar, davalıların mirasbırakanı ... ile kendilerinin mirasbırakanı ...'in kardeş olup kök mirasbırakan...’den kalan taşınmazları paylaştıklarını ve tapularını çıkararak zeminde eylemli olarak kullanmaya başladıklarını, bu anlamda 43586 ada 160 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı ...le davalı ... adına olacak şekilde paylaşım ve taksim gerçekleştiğini ve tarafların taşınmazı davacıların mirasbırakanı ölünceye kadar bu şekilde kullandıklarını, mirasbırakanın da bu yeri kısmen çevresine duvar örerek fiilen kullandığını, dava konusu tarla nitelikli taşınmazın kardeşler arasında eşit olarak paylaşıldığı ve tapunun da bu şekilde çıkması gerektiği halde hataen davalı ... adına tapu kaydı çıkarıldığını, bu aşamada mirasbırakan ...in vefat ettiğini, davacıların da akrabaları olan davalılar ile şifahi olarak görüşme ve hatayı giderme yolu aradıklarını, ancak davalıların buna yanaşmadıklarını, taşınmazın zeminde yıllarca fiilen iki ayrı parça olarak kullanıldığını, davalı ...'in davacılar tarafından kendisi aleyhine dava açılacağını düşünerek taşınmazı kardeşi Mehmet’e devrettiğini, bu nedenle kök mirasbırakan...'den kalan taşınmazların taksimi sırasında yarı yarıya paylaşıldığı halde, tapu işlemlerinde yapılan hata sebebiyle davalılardan... adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile zeminde ifrazen ayrılarak davacıların mirasbırakanı Ahmet Özçelik adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ..., davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, TBK'nın 39 uncu maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, aradan 30 yıl geçtiğini, dava konusu taşınmazın davacılarla bir ilgisinin bulunmadığını, tapuda yanlışlık yapıldığı iddialarının da asılsız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2022 tarihli ve 2020/280 Esas, 2022/233 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar davacılar tarafından mirasbırakanları ...'in fiilen kullandığı yer için davalılar aleyhine tapu iptali tescil davası açılmış ise de, daha önceden davacıların mirasbırakanı ...le davalı ... arasında 07.10.1991 tarihinde miras taksim sözleşmesi yapıldığı, burada ortak mirasbırakan ...'ten intikal eden gayrimenkullerin paylaşıldığı, anılan miras taksim sözleşmesi incelendiğinde gayri hukuki bir hükmün bulunmadığı, taraflar arasında iradi olarak sözleşmenin imzalandığı, sözleşme hükümlerine göre tapuda devir işlemlerinin yapıldığı, anılan sözleşmenin yaklaşık dava tarihinden 30 yıl kadar önce yapıldığı, 30 yıllık süre zarfında davacılar ya da mirasbırakanları tarafından herhangi bir tapu iptali tescil davası açılmadığı, her ne kadar davacılar tarafından anılan taşınmazın fiili olarak 1/2 şeklinde kullanıldığı iddia edilmiş ise de Mahkemece yapılan keşifte ve bilirkişilerin raporlarında bu hususun tam olarak doğrulanmadığı, taşınmaza çekilen duvarın taşınmazı bölmek amacıyla yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, davalıların iddiasına göre de kot farkı nedeniyle böyle bir duvarın çekildiği belirtildiğinden, taşınmazın uzun yıllardır fiilen 1/2'şer şeklinde kullanıldığı yönünde mahkemece bir kanaat oluşmadığı, sözleşmenin geçersiz olduğunun yıllar sonra bu şekilde ileri sürülmesinin TMK'nın 2 nci maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması anlamı taşıyacağı gibi TBK'nın 39 uncu maddesinde bahsi geçen 1 yıllık sürede davanın açılmadığı gerekçeleri ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının yasal süresi içinde açıldığını, herhangi bir hak düşürücü süre ve zaman aşımının söz konusu olmadığını, Mahkemenin de davayı ret gerekçesine esasa ilişkin ret gerekçelerini yazmadığını, davalı tanıklarının bu yerin taksim sonrası yıllardır fiilen iki ayrı parça olarak zeminde eylemli ve taksim edilmiş biçimde kullanıldığını beyan ettiklerini, davacı tanık beyanları, mahallinde yapılan keşif, zemindeki fiili durum ve bilirkişi raporu ile de davalarının sübut bulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2022/1828 Esas, 2022/2095 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça hata hukuksal sebebine dayanıldığı, toplanan delillere ve davacı tarafın beyanlarına göre, iddia ettikleri hatayı mirasbırakanları Ahmet ölmeden önce öğrendiklerinin bildirildiği, davacıların mirasbırakanın 2016 yılında öldüğü, dava tarihi dikkate alındığında 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip somut olayda hak düşürücü sürenin başlangıcının hatanın öğrenildiği tarihten değil davalıların mirasbırakana isabet ettiği halde mirasbırakan tarafından kullanılmasına muvafakat ve bu kısmın tapudaki hatasının düzeltilmesine yönelik kabullerinden vazgeçmeleri, yani davalıların kötü niyetle hareket ettikleri tarihten itibaren hesaplanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hata hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu′nun (TBK) 30 uncu, 31 inci, 32 nci, 35 inci ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 89,95'er TL bakiye onama harcının asıl ve birleştirilen davalar için temyiz eden davacılardan alınmasına,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.