Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1002 E. 2024/3965 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına mera vasfıyla tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde açılan tapu iptali ve tescil davasında, mera vasfının tapu iptaline engel olup olmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına karşı yapılan temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca yapılmasının gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına karşı Hazine vekilinin temyiz süresini geçirmiş olması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 373/5. maddesi uyarınca temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1316 E., 2023/1474 K.

HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Ret-Birleştirilen Dava Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Asıl Dava Ret-Birleştirilen Dava Kabul-Direnme

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/146 E., 2019/336 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 04.07.2019 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 168,36 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 182 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Kararın, asıl davanın davacısı ile asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonunda, dava konusu taşınmazın tespit tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının asıl davanın davacısı lehine oluşmadığı, bu nedenle davacının istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerektiği; Hazinenin istinaf istemi yönüyle ise kadastro çalışmaları sırasında hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve 10.06.2008 tarihinde tescil edilen taşınmazın Mera Komisyon Kararı uyarınca 06.04.2012 tarihinde mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazıldığı, her ne kadar tahsis tarihinden dava tarihine kadar 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 21/2 nci maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ileri sürülebilir ise de davacı tarafın isteminin kadastrodan önceki nedenlere dayalı olduğu ve taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, birleştirilen davanın davacısının taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin davasını kanıtladığı ancak taşınmaz davalı köy tüzel kişiliği adına tahsis edilmekle kamu emlakına dönüştüğü, bu durumda eldeki davaya mülkiyetin tespiti davası olarak devam olunması gerektiği gözetilerek İlk Derece Mahkemesince tespit hükmü kurulması gerekirken tapu iptali ve tescil hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle asıl davanın davacısının istinaf isteminin esastan reddine, asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekilinin istinaf isteminin ise kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, dava konusu 182 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 04.07.2019 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 168,36 metrekarelik bölümünün davacının mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Karar, asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.03.2023 tarihli, 2021/6165 Esas, 2023/1636 Karar sayılı kararıyla; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak davacının talebinin tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu dikkate alındığında, taşınmazın mera komisyonu kararıyla mera olarak tahsis edilmesinin taşınmazla ilgili iptal-tescil hükmü kurulmasına engel bir durum oluşturmayacağı, hal böyle olunca Mahkemece dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, Mera Komisyon Kararı uyarınca mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılan taşınmazın kamu emlakına dönüştüğü, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 21/2 nci maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesiyle taşınmazın bu niteliğinin kesinleştiği, tapu iptali ve tescil hükmü kurulmakla mera bütünlüğünün bozulacağı ve tahsis kararının iptali istenilmediği halde tahsisin Mahkeme kararı ile ortadan kalkmış olacağı gerekçesiyle Dairemiz bozma kararına direnilmesi üzerine karar, birleştirilen davanın davacısı vekili ile asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Bozma öncesi Bölge Adliye Mahkemesince, birleştirilen davanın davacısı ... aleyhine verilen kararın adı geçene usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde istinaf edilmediği, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının ise asıl ve birleştirilen davanın davalısı Hazine vekiline 12.12.2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak Hazine vekili tarafından iki haftalık temyiz süresinden sonra 27.12.2023 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi uyarınca temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerekmektedir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.