Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1113 E. 2025/1953 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin, miras payı oranında açtığı tapu iptali ve tescil davasının, terekenin tamamına ilişkin olmadığı ve diğer mirasçıların davaya dahil edilmesinin gerekmediği iddiasıyla, davanın usulden reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki davalılara karşı açılan davada, mirasçının terekeye iade istemli dava açabileceği ve davacı dışındaki diğer mirasçıların davaya dahil edilmesine gerek olmadığı, ancak mirasçılardan bir kısmının davaya dahil edilmeye çalışılması hususunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2116 E., 2023/1644 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sapanca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/157 E., 2022/62 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının babası olan murisi ...'in 2001 yılında, dedesi olan murisi ... ...'in 1932 yılında öldüğünü, dava konusu taşınmazların geldisi olan eski 9 ve 10 parseller hakkında muris ...'in Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/132 Esas sayılı dosyasında yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açtığını, açılan davaya sonradan bu davada kendisine husumet yöneltilen ...'in de dahil edildiğini, 1994/69 Karar sayılı karar ile davanın kabul edildiğini ve Yargıtay onamasından geçerek kararın kesinleştiğini, yargılama sırasında 31.08.1989 tarihinde 9 ve 10 parsellerin davalı ...'e devredildiğini, bu devirden sonra ihtiyati tedbir kararı verildiğini, anılan dava dosyası kesinleştikten sonra Mahkemece kararın 08.06.2001 tarihinde Sapanca Tapu Müdürlüğüne gönderildiğini, bu şekilde davacının TMK'nın 705. maddesi uyarınca mahkeme kararı ile tescilden önce mülkiyete hak kazandığını ancak tapu müdürlüğü tarafından kesinleşen mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesis edilmediğini, bunu öğrenen davalı ...'in ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiğini, Mahkemece ihtiyati tedbirin kaldırılması üzerine ...'in 10 parseli diğer davalı olan yeğeni ...'e 14.01.2014 tarihinde devrettiğini, 9 ve 10 parsellerin tevhit yolu ile birleşip 34 parsel olduğunu, 34 parselin sonrasında ifraz edilerek 35 ve 36 parsellerin oluştuğunu, bu şekilde 84 ada 35 parselin ifrazen taksim sonucunda 15.09.2014 tarihinde davalı ... adına, 84 ada 36 parselin ise yarı payının ..., yarı payının ise ... adına tescil edildiğini, her iki paydaşın 84 ada 36 parseldeki paylarını 26.09.2014 tarihinde diğer davalı olan ... İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne satış yolu ile devrettiklerini, bu şekilde kesinleşen mahkeme kararına rağmen davalıların yolsuz tescil sonucunda kötüniyetle taşınmazlarda malik olduklarını ileri sürerek 84 ada 35 ve 84 ada 36 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tesciline, bu talepleri kabul görmez ise davacının miras payı oranında bedelin davalılardan alınarak davacıya verilemesine karar verilmesini talep etmiş, ön inceleme duruşmasında taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacının miras payı oranında davacı adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsilini talep etmiştir.

Birleştirilen davada davacı vekili; davacı tarafın yukarıda anılan kesinleşen dava dosyasında verilen karar nedeni ile davalı tapu müdürlüğü tarafından kesinleşen kararın icrasının yerine getirilmeyerek yine sonradan taşınmaz üzerinde yapılan ifraz, tevhit ve satış işlemlerinin hukuka aykırı olarak yapıldığını belirterek tapu müdürlüğünün bu şekilde davacı açısından oluşan zarardan sorumlu olduğunu belirterek davanın asıl dava ile birleştirilmesini, taşınmazların davacının miras payı oranında davacı adına tescilini, olmadığı takdirde miras payına isabet eden bedelin davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, tüm mirasçılar tarafından açılan bir dava olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetle tapu siciline güvenerek taşınmazı satın aldığını ve iyi niyetinin korunması gerektiğini, müvekkilinin inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olup taşınmaz üzerine büyük çaplı inşaat yapmak amacı ile bu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, müvekkilinin satın alırken tapu kaydında bir şerh de bulunmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.

Davalılar ... ve ... süresinde cevap dilekçesi sunmamışlar, davalı ... duruşmadaki beyanında özetle; kendisinin bu taşınmazları Muharrem Gürata'dan satın aldığını, sonrasında yeğeni olan davalı ...'in kendisinin kredi borcunu ödediği için ona pay devrettiğini, kendisinin bu taşınmazın davacının murisi tarafından mahkeme kararı ile edinildiğini bilmediğini, davanın reddini talep etmiştir.

Davalı ... ise duruşmadaki beyanında; taşınmazın önceki mülkiyet durumunu bilmediğini, kendisinin ...'den parası karşılığında satın aldığını, ...'in amcası olduğunu, kendisinin ...'in başka bir sebeple çekmiş olduğu krediyi ödediği için amcası ...'ın kendisine taşınmaz devrettiğini belirtmiştir.

Birleştirilen davada davalı Hazine vekili; davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca zamanaşımı süresinin geçtiğini, yine davanın da esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; davalı ...'in talebi doğrultusunda davaya dahil edilen ..., ..., ..., ..., ..., ... oğlu ... yönünden bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği, anılan kişilerin mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının da olmadığı, bu kişiler yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken hüküm tesis edilmediği, diğer davalılar yönünden ise davacının miras payına hasren dava açtığı, terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, davacı dışında başkaca mirasçıların da bulunduğu, muris ... ...’e teban kayıt maliki üçüncü kişiye karşı yolsuz tescil nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istekli davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların terekeye karşı 3. kişi konumunda olmadıklarından pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemli dava açılmasının mümkün olduğunu, davanın miras payına ilişkin olup terekenin tamamı için açılmış bir dava bulunmadığını, aksi düşünüldüğü taktirde hak arama özgürlüğünün ihlal edileceğini, bir kısım mirasçıların açıktan menfaat elde ettiklerini ve bu nedenle de dava açılmasına muvafakat etmediklerini, davacının terekeye temsilci dahi atanması hukuki yollara başvursa ve netice elde etse bile, terekenin tamamı üzerinden dava harçlarını karşılamaya maddi gücünün yetmeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların geldileri olan 84 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların 06.07.1962 tarihinde ... oğlu ... adına tespit edildiği, taşınmazların 06.03.1979 tarihinde ... oğlu ... ... mirasçıları adına intikal ettirildikten sonra ...'ya, bu kişi tarafından da 31.08.1989 tarihinde davalı ...'e devredildiği, davacının babası ... tarafından 14.11.1989 tarihinde 84 ada 9 ve 10 parsellere ilişkin olarak anılan taşınmazların kök murisi ... ...’e ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yargılama sırasında ... ve ...'in davaya dahil edildiği, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/132 Esas, 1994/69 Karar sayılı kararı ile dava konusu 84 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların, kadastro tutanaklarından ve kadastro tespitine esas tapu kaydından malikinin davacının kök murisi ... ... olduğunun anlaşıldığı, davalıların isim benzerliğinden faydalanarak taşınmazları 06.03.1979 tarihinde adlarına intikal ettirdikleri ve aşamada dahili davalılar ... ve ...'e temlik ettikleri, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne; taşınmazların muris ... ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verildiği, kararın onanarak 18.10.1995 tarihinde kesinleştiği ancak hükmün infaz edilmediği, bu aşamada davalı ...’in 84 ada 10 parseli 14.01.2014 tarihinde diğer davalı ...’e temlik ettiği, 84 ada 9 ve 10 parsellerin daha sonra yapılan tevhit ve ifraz işlemleri sonucu 84 ada 35 ve 36 parsellere gittiği, 84 ada 35 parselin davalı ... adına, 84 ada 36 parselin 1/2’şer pay ile davalılar ... ve ... adına tescil edildiği, davalılar ... ve ...'in 26.09.2014 tarihinde 84 ada 36 parseli diğer davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne devrettikleri, 84 ada 36 parselde 18.07.2015 tarihinde kat irtifak tesis edilerek 60 adet bağımsız bölüm oluştuğu; kök muris ... ...’in 10.02.1932 tarihinde öldüğü, geride oğlu Ali’den olma dava dışı torunları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...; kızı ...’den olma torunu ..., oğlu İsmail’den olma torunu ... ve oğlu ...’dan olma torunları ..., ..., ... ve ...’in kaldığı, ...’ın ölümü ile geride davalı ..., dava dışı ..., ..., Melahat ve Sabahat’ın kaldığı, davalı ...’in dava dışı ...’ın oğlu olduğu, kök murisin mirasçılarından ...’in 2001 yılında öldüğü ve geride davacı ... ile dava dışı Uğur, İbrahim ve Hava’nın mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

Davacı, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/132 Esas, 1994/69 Karar sayılı kararı ile dava konusu 84 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... ... mirasçıları adına tescil edilmesine rağmen davalı ...’in taşınmazları diğer davalılara temlik ettiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini talep etmiş; Bölge Adliye Mahkemesince davacının terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, davacı dışında başkaca mirasçıların da bulunduğu, muris ... ...’e teban kayıt maliki üçüncü kişiye karşı yolsuz tescil nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istekli davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların usulden reddine; davalı ...'in talebi doğrultusunda davaya dahil edilen bir kısım mirasçılar ..., ..., ..., ..., ..., ... oğlu ... yönünden bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği, anılan kişilerin mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının da olmadığı gerekçesi ile bu kişiler yönünden de davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki, murisin ölüm tarihi itibarı ile terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması, yolsuz tescil gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK 640 md.), kayıt maliki davalı ... ile diğer davalı Şirketin hem kök muris ... ... hem de davacının murisi ... terekesine karşı 3. kişi konumunda oldukları açık olup esasen bu husus Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulündedir. Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde düzenlendiği üzere, taşınmazın mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Ancak miras, mahkeme kararı, cebri icra ve kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyetin tescilden önce kazanılacağı kuşkusuzdur.

Somut olayda, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/132 Esas, 1994/69 Karar sayılı kararı ile dava konusu 84 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verildiği ve kararın onanarak 18.10.1995 tarihinde kesinleştiği; bir başka ifade ile taşınmazlardaki bir kısım payın TMK’nın 705. maddesi uyarınca hükmen muris ...’e geçtiği açıktır.

O halde; davacının, anılan hüküm ile taşınmazların miras payı oranında adına tesciline karar verilen muris ...’e teban ... terekesine iade istekli olarak terekeye 3. kişi konumundaki kayıt maliklerine karşı eldeki davayı açabileceği, davacının ise pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talep ettiği, muris Salah Memegüven’in davacı dışında Uğur, İbrahim ve Hava isimli mirasçılarının bulunduğu gözetildiğinde davanın bu gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken, kök muris ... ...’in dava dışı mirasçılarının bulunduğu belirtilerek usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.

Öte yandan; davalı ...’in talebi doğrultusunda davaya dahil edilen bir kısım mirasçılar yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığı, pay oranında talepte bulunulan eldeki davada dava dışı mirasçıların davaya dahil edilmeyeceği dikkate alınarak bu kişiler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesi de isabetsizdir.

Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi ile birlikte aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 1. fıkrasının (B) bendi hükümden tamamen çıkartılarak yerine (B) bendi olarak “..., ..., ..., ..., ..., ... oğlu ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, hükmün ve ayrıca kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.