Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1146 E. 2025/1971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin davada, davacılara hükmedilen tazminat miktarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın tamamının değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi hatalı olup, muris tarafından davalıya devredilen payın davacıların miras payına isabet eden kısmının dava tarihindeki değeri üzerinden tazminat hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/264 E., 2023/161 K.

Araklı Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar ..., ... ile diğer davacıların annesi ...'nin davalı ...'in kardeşleri olduğunu, tarafların murisi ...'nin eşinden intikal eden 145 ada 113 parsel (yeni 645 ada 113 parsel) sayılı taşınmazdaki miras payını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle davalı oğlu ...'e, onun da kötü niyetli davalı şirkete kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini, olmazsa bedelin davalı ...'den tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; iddiaların yersiz olduğunu, tenkis niteliğindeki talebin zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın parselasyon işlemlerinin davacıların da muvafakatiyle yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Şirket yetkilisi yargılama sırasında, taşınmazın iyiniyetle satın alındığını, tarafları 30 yıldır tanıdığını, taşınmazı davalı ...'den kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle değil bedeli mukabilinde satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.06.2014 tarihli ve 2013/183 Esas, 2014/336 Karar sayılı kararıyla; kök muris ...'nin dava konusu taşınmazda eşinden kalan payını davalı oğlu ...'e satışının mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının ve davalı ...'in davalı ... şirketine yaptığı satışta davalı ... Şirketinin kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Dairenin 17.01.2017 tarihli kararıyla; muris ...'nin ölümünden kısa bir süre önce, gerçek değerinden çok düşük bir bedelle dava konusu taşınmazı satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'e temlik ettiği, buna karşın terekesinden para çıkmadığı gibi özellikle ölen eşinden kızlarına kalan yerlerin yeterli olduğu ve bu nedenle onlara mal bırakmak istemediği, satış için makul bir nedeninin de olmadığı gözetildiğinde davalı ...'e yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan, son kayıt maliki davalı şirketin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi uyarınca ediniminde iyi niyetli olduğu takdirde yasal koruma altında olacağı ancak Mahkemece bu yönde yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığına işaret edilerek davalı şirketin TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının araştırılması, yararlanabileceğine kanaat getirilmesi halinde davacıların tazminat isteğinin de değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin karar düzeltme talebi Dairenin 21.11.2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.11.2019 tarihli ve 2018/292 Esas, 2019/514 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamından, davalı Şirketin muvazaayı bilebilecek konumda olmadığı, iyi niyetli olduğu anlaşıldığından davanın reddine, muris ...'nin ölümünden kısa bir süre önce, gerçek değerinden çok düşük bir bedelle dava konusu taşınmazı satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'e temlik ettiği, buna karşın terekesinde para çıkmadığı gibi özellikle ölen eşinden kızlarına kalan yerlerin yeterli olduğu ve bu nedenle onlara mal bırakmak istemediği, satış için makul bir nedeninin de olmadığı gözetildiğinde davalı ...'e yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların tazminat talebinin kabulü ile 411.48,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine karar verilmiş; tazminat olarak hükmedilen değerin tüm taşınmazın değeri değil m2'ye isabet eden değer olduğu anlaşıldığından Mahkemece tavzihle 1.072.500,00 TL bedele hükmedilmiştir.

C. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairenin 16.03.2021 tarihli kararıyla tavzih kararının kaldırılmasına karar verilmiş, muris ...'nin ölümünden kısa bir süre önce, gerçek değerinden çok düşük bir bedelle dava konusu taşınmazı satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'e temlik ettiği, buna karşın terekesinde para çıkmadığı gibi özellikle ölen eşinden kızlarına kalan yerlerin yeterli olduğu ve bu nedenle onlara mal bırakmak istemediği, satış için makul bir nedeninin de olmadığı gözetildiğinde davalı ...'e yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan, son kayıt maliki davalı şirketin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi uyarınca ediniminde iyi niyetli olduğu takdirde yasal koruma altında olacağı ancak Mahkemece bu yönde yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığına işaret edilerek davalı şirketin TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının araştırılması, yararlanabileceğine kanaat getirilmesi halinde davacıların tazminat isteğinin de değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından davalı Şirketin muvazaayı bilebilecek konumda olmadığı, iyi niyetli olduğu anlaşıldığından davanın reddine; muris ...'nin ölümünden kısa bir süre önce, gerçek değerinden çok düşük bir bedelle dava konusu taşınmazı satış göstermek suretiyle oğlu olan davalı ...'e temlik ettiği, buna karşın terekesinde para çıkmadığı gibi özellikle ölen eşinden kızlarına kalan yerlerin yeterli olduğu ve bu nedenle onlara mal bırakmak istemediği, satış için makul bir nedeninin de olmadığı gözetildiğinde davalı ...'e yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların tazminat talebinin kabulü ile 1.072.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz kat karşılığı davalı ... tarafından davalı Şirkete satıldığından davalı taraf arasında muvazaa bulunduğunu, davalı Şirketin satın alma işlemine karşı herhangi bir ödeme evrakı da sunmadığını, taşınmazın m2'sinin çok düşük hesaplandığını, karar daha önce bozulduğundan, Mahkemece güncel değer üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın birçok taşınmazın tevhidi ile oluştuğunu, davacı tarafın da tevhitten önceki parselasyon işleminden haberdar olduğunu, herhangi bir muvazaa bulunmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı Şirketin kötü niyetli olduğunun ispatlanamamasına göre tapu iptali ve tescil talebinin Mahkemece reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı ... vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava konusu 145 ada 113 parsel (yenileme sonucu 645 ada 113 parsel) sayılı taşınmazın geldisi olan 145 ada 11, 39 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar kadastro çalışmaları sonucunda 1929 ve 1945 tarihli tapu senetleri uyarınca ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu belirtilerek onun ölümü ile mirasçıları tarafların muris annesi ... adına 7/28 payla, davacılar ..., ..., ... ve davalı ... adına 3/28'er payla tescil edilmiştir (Tarafların muris Yakup'tan dava dışı kardeşleri mevcuttur). Tarafların muris annesi ... 145 ada 11 ve 39 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7/28 payını 20.01.1993 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle devretmiştir.

3. 145 ada 11, 39 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar, kayıt maliklerinin talebiyle tevhit edilerek 145 ada 71 parsel numarası almış, daha sonra bu taşınmazın Araklı Belediye Encümeninin 28.09.2004 tarihli kararıyla 31 parsele ayrılması uygun görülmüştür. Davacılar ... mirasçıları, ..., ... ve davalı ...'in de aralarında olduğu rızai taksim uyarınca 22.12.2005 yevmiye tarih ve 912 - 913 yevmiye sayılı resmi senetle 31 parselin mirasçılar arasında taksimi sonucu 145 ada 72, 73, 74, 77, 78, 79, 80, 83 ve 572 ada 1, 2, 3, 4 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... adına; 145 ada 75, 87 ve 575 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ...'nin mirasçıları olan davacılar adına; 145 ada 82 parsel, 574 da 3 parsel ve 575 ada 2 parsel davacı ... adına; 145 ada 85 ve 573 ada 3 parsel sayılı taşınmaz davacı ... adına tescil edilmiştir.

4. Davalı ... taksimen kendisine isabet eden taşınmazlardan 145 ada 72, 73, 74, 77, 78, 79, 80, 83 parsel sayılı taşınmazları 23.11.2011 tarihinde satış suretiyle davalı Şirkete devretmiştir. Davacılar ... ve çocukları (...'nin mirasçıları) taksimen kendilerine isabet eden taşınmazlardan 145 ada 75 parsel sayılı taşınmazı 06.12.2011 tarihinde satış suretiyle davalı Şirkete devretmiştir.

5. 145 ada 72, 73, 74, 75, 77, 78, 79, 80, 81, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar ve Araklı Belediye Başkanlığı adına kayıtlı 145 ada 112 parsel sayılı taşınmazlar tevhit sonucu davalı Şirket adına 145 ada 113 parsel numarasıyla tescil edilmiş, 22/A çalışmaları sonucu dava konusu taşınmaz 645 ada 113 parsel numarasını almıştır.

6. Somut olayda; Dairenin ilk ve ikinci bozma kararında da işaret edildiği üzere muris ...'den davalı ...'e yapılan temlikin muvazaalı olduğu anlaşılmakta ise de dava konusu taşınmazın geldisini teşkil eden üç taşınmazdan yalnızca ikisinde murisin 7/28 payını davalı ...'e devrettiği, dava konusu taşınmazda davacının da babasından gelen miras payı (3/28) olduğu, daha önce bir kısım davacıların davalı Şirkete satmış olduğu 145 ada 75 parsel sayılı taşınmazın ve dava dışı kişilere ait taşınmazların da bulunduğu değerlendirilmeksizin Mahkemece taşınmazın tümünün değeri üzerinden tazminata hükmedilmiştir.

7. Hal böyle olunca, Mahkemece dava konusu taşınmazda davalı ...'e muris annesi tarafından devredilen 145 ada 11 ve 39 parsel sayılı taşınmazdaki 7/28 payın davalılara isabet eden miras payı belirlenerek dava tarihindeki değer üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harçların temyiz eden davacılara ve davalıya iadesine,

Dosyanın Araklı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.