Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1209 E. 2025/1877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı, davacının taşınmaz üzerindeki payının davalı tarafından haksız olarak el konulup konulmadığı ve muvazaalı devir yapılıp yapılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından vekaleten satılan taşınmazın bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamaması, davalıların akrabalık ilişkisi içerisinde bulunması, satış tarihinde davacı ve davalı eşler arasında geçimsizliklerin varlığı ve satış bedelinin düşük gösterilmesi gibi hususlar nazara alınarak taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğine kanaat getirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/10 E., 2023/286 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davalı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'nın davacının eski eşi olduğunu, davalı ... ile davacının evli oldukları dönemde 4675 parsel sayılı taşınmazı 1/2’şer payla satın aldıklarını, davacının, 4675 parsel sayılı taşınmazın satılması ve satıştan elde edilen parayla dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümü 1/2’şer payla adlarına satın alınması için davalı ...’yı vekil tayin ettiğini, ancak davalı ...’nın 4675 parsel sayılı taşınmazın satışından gelen para ile dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün tamamını kendi adına tescil ettirdiğini, taraflar arasında boşanma davası açıldıktan sonra davalı ...’nın mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak taşınmazı eniştesi olan diğer davalı ...'a devrettiğini ileri sürerek dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 payının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde 100.000,00 TL’nin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 4675 parsel sayılı taşınmazdaki davacının 1/2 payını vekaleten sattıktan sonra satış bedelini davacıya elden verdiğini, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün ise davacıyla bir ilgisinin bulunmadığını, kendi birikimleri ve çevreden aldığı borç para ile satın aldığını, satış bedelinin tamamını kendisinin ödediğini, davacının katkısının bulunmadığını, boşandıktan sonra maddi zorluk yaşaması sebebiyle taşınmazı diğer davalı ...’ye sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümü bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, satın aldığı tarihten bu yana taşınmazın kendi tasarrufunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.03.2015 tarih ve 2015/146 Esas, 2015/162 Karar sayılı kararı ile; eldeki davada aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

Mahkemenin 04.03.2015 tarih ve 2015/146 Esas, 2015/162 Karar sayılı kararına karşı davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine; Dairenin 18.04.2019 tarih ve 2016/8817 Esas, 2019/2780 Karar sayılı kararıyla; davacının aile hukukundan kaynaklanan bir isteğinin bulunmadığı, bu kapsamda işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28.12.2021 tarih ve 2019/221 Esas, 2021/350 Karar sayılı kararıyla; 4675 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer payla davacı ve davalı ... tarafından satın alındığı, daha sonra davalı ...’nın taşınmazdaki kendi payını asaleten ve davacının payını vekaleten 04.07.2011 tarihinde 3. kişiye sattığı, 14.07.2011 tarihinde ise dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün tamamının davalı ... tarafından evlilik birliği içerisinde satın alındığı, 08.08.2014 tarihinde ise taşınmazın Hülya tarafından diğer davalı ...’ye devredildiği, davalı ... her ne kadar davaya konu 9 numaralı bağımsız bölümü kendi geliriyle satın aldığını iddia etmiş ise de bu savunmasını mevcut delillerle ispatlayamadığı, davalıların yakın akraba olduğu, satış tarihinde davacı ile davalı ... arasında geçimsizliklerin bulunduğu, davalı ...’nin yaşanan huzursuzlukları bilebilecek kişilerden olduğu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 28.12.2021 tarih ve 2019/221 Esas, 2021/350 Karar sayılı kararına karşı davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine; Dairenin 11.10.2022 tarih ve 2022/3161 Esas, 2022/6579 Karar sayılı kararıyla; davalı ...’nın usulüne uygun olarak tanık deliline dayandığı ve süresinde bildirdiği tanık Fatih Acar'ın dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmediği halde, İlk Derece Mahkemesince gerekçesiz olarak anılan tanık dinlenmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Ç. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün bedelinin 1/2'şer paylarla davalı ... ve davacıya ait olan 4675 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edildiği, bu doğrultuda 9 numaralı bağımsız bölümün de 1/2'şer paylarla davacı ve davalı ... adına tescili gerekirken davalı ...'nın taşınmazın tamamını kendi adına tescilini sağladığı, dava konusu taşınmazın davalı ...'ye temlik edildiği dönemde taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, davalıların yakın akraba olması nedeniyle davalı ...'nin taraflar arasındaki geçimsizliklerden haberdar olabilecek durumda olduğu, davalı ...'nın dava konusu taşınmazı kendi geliriyle aldığına dair savunması ile 4675 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen bedeli davacıya verdiğine ilişkin savunmasının ispatlanamadığı, taşınmazın satış tarihindeki değeri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğu belirtilerek tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

1.Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değeri ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkın davanın kabulü için gerekçe oluşturmasının isabetsiz olduğunu, davacı ve davalı ...'nın dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün satışından üç yıl sonra boşandıklarını ve satış tarihinde tarafların yurtdışında yaşadığını bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlıklardan davalı ...'nin haberdar olmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın mal kaçırma amacıyla değil davalı ...'nın ekonomik sıkıntılarından dolayı satıldığını bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğunu, davacı ve davalı ...'nın adlarına 1/2'şer paylarla kayıtlı 4675 parsel sayılı taşınmazın alınması için Hollanda'dan kredi çekildiğini bu kredi borçlarının davacı tarafından ödenmemesi üzerine davalı ...'nın ödemek zorunda kaldığını ve bu borçları ödemek için dava konusu taşınmazı sattığını, tarafların 1/2'şer paylarla malik oldukları 4675 parsel sayılı taşınmazın davacının babası tarafından satılarak bedelinin tahsil edildiğini, bu bedelin daha sonra davacının babası tarafından davacıya ödendiğini, öte yandan bedelin vekil tarafından ödenmemiş olmasının kendi iç ilişkilerinde sonuç doğuracağını, satış sonrasında dava konusu taşınmazın davalı ...'nin tasarrufunda bulunduğunu ileri sürmüştür.

3.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacının 4675 parsel sayılı taşınmazın satışından gelen parayı bizzat babasından teslim aldığını, bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğunu, yine davalı ...'nın dava konusu taşınmazın satışından gelen bedel ile Hollanda'daki borçlarını kapattığını, dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değeri ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkın davanın kabulü için gerekçe oluşturmasının isabetsiz olduğunu, davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunmasının satışın muvazaalı olduğunun kabulü için yeterli olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakelemeleri Kanunu’nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ile davalı ...’nın 1995 yılında evlenip 12.04.2019 tarihinde Türkiye’de boşandıkları, 4675 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalı ... tarafından 02.08.2002 tarihinde 1/2’şer eşit paylarla dava dışı 3. kişiden satın alındığı, davacının Rotterdam Başkonsolosluğunun 27.06.2011 tarihli vekaletnamesi ile davalı ...’yı vekil tayin ettiği, davalı ...’nın 4675 parsel sayılı taşınmazdaki kendi payını asaleten davacının payını ise vekaleten 04.07.2011 tarihinde dava dışı 3. kişiye satış suretiyle devrettiği, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün ise davalı ... tarafından 14.07.2011 tarihinde dava dışı 3. kişiden satın alındığı ve 08.08.2014 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 4.246,51'er TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.