Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1216 E. 2024/2283 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının kadastro öncesi imar ve ihya yoluyla kazandığını iddia ettiği mülkiyet hakkının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/80 E., 2023/1069 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/331 E., 2020/369 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzeni yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 970 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tespit ve tescil edildiğini, ancak bu taşınmazın içerisinde yaklaşık 8.655,28 m2'lik kısmının mera olmadığını, davacının zilyet olduğunu ileri sürerek imar-ihya ile irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bu kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarının hangi tarihte kesinleştiğinin belirlenmesi gerektiğini, mera vasıflı olan yerin zilyetlik veya imar-ihya ile mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek Karaköprü Belediyesi açısından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi esastan reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kadastro Kanunu 14 üncü maddesine göre aynı çalışma alanı içerisinde, miktar sınırlarına uyulmak kaydıyla tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın zilyedi adına tespit edilebilmesi için Türk Medeni Kanun (TMK) 713 üncü maddesi şartlarını ispat etmesi ve Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesindeki imar-ihya olgusunu dayanak olarak göstermesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Hazine mülkiyetinde olmadığını, husumet itirazlarının olduğunu, uzman bilirkişi marifetiyle üç ayrı zamana ait hava fotoğraflarını getirterek taşınmazın niteliğinin ve imra-ihya faaliyetlerine ne zaman başlandığının belirlenmesi gerektiğini belirterek hukuki dayanaktan ve mesnetten yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.09.2020 tarih, 2018/331 Esas-2020/369 Karar sayılı kararı ile kadastro tutanağının kesinleştiği ve Hazine adına tescil tarihi itibariyle zilyetlik yoluyla imar ihya koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın konusunun kadastro tutanaklarına yapılan itiraz olmayıp kadastro tutanaklarından önceki süreçte dava konusu taşınmazın imar ve ihya olgusunun tam manasıyla gerçekleştiğinden ötürü kazanılmış hak olan mülkiyet hakkının davacıya verilmesi isteğine ilişkin olduğunu, bilirkişi raporunda hava fotoğraflarının incelenmesi ile taşınmazın 1959 yılındaki hava fotoğrafında dahi imar ve ihyanın tamamlandığı sonucuna ulaşıldığını, TMK 713/5 inci maddesi uyarınca 713/1 inci maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği anda mülkiyetin kazanılmış olduğunun düzenlendiğini, taşınmazın mera vasfında olduğunun kabul edildiğini, ek araştırma yapılmadığını, öncelikle çelişmeli taşınmazın kadim mera olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin Tapulama Kanunu'nun 26 ıncı maddesine göre yapılan 30 günlük askı ilan süresi sonunda 19.09.1975 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 17.08.2018 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın, davalı ... yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle, diğer davalılar ... ve Hazine yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1975 yılında yapılan kadastro sonucu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 795 parsel sayılı 582500 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla 19.09.1975 tarihinde sınırlandırılmış, 27.04.1992 tarihinde cins değişikliği nedeniyle "taşlı tarla" olarak Hazine adına tescil edilmiş, daha sonra 02.03.2017 tarihinde ifraz edilerek 970 parsel sayısını almış ve satış nedeniyle 22.03.2017 tarihinde ... adına tapuya tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.