Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1262 E. 2025/1538 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, murisin ölümünün kadastro çalışmalarından önce gerçekleşmesi nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin kadastro tespitlerinden önce ölmesi nedeniyle davanın kadastro öncesi nedene dayandığı, kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hak düşürücü sürenin dava şartı olarak re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/667 E., 2023/1785 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/1264 E., 2020/503 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve bir kısım davalılar ... ve ...'in kök murisi ...'nun mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... ve ... Mahallelerinde kain iki taşınmazını diğer davalılar murisi ...'u ara malik olarak kullanmak suretiyle oğlu ...'ya devrettiğini, kök muris ...'in 1964 yılında tapuda kayden yaptığı devirden sonra 1970 yılında öldüğünü, kök muristen temlik alan oğlu ...'nın ölümü üzerine taşınmazların davalılar ... ve ...'e intikâl ettiğini ileri sürerek davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ve davacı dahil tüm mirasçılar adına tescilini, olmazsa bedelin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın kötüniyetli olduğunu, aynı satış işlemine ilişkin açılan başka davanın reddedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; muvazaalı satış olmadığını, murisin ölümünden 50 yıl sonra kötüniyetle açılan davanın reddini istemiştir.

3. Davalılardan ... ve ... duruşmadaki beyanlarında; davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığı, kök muris ...'in taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, ara malik ...'un taşınmazları kullanmadan 2 ay içinde kök murisin oğlu ...'ya temlik ettiği, devir işleminin diğer mirasçıları mirastan yoksun bırakmaya yönelik olduğu, ancak ara malik ... mirasçısı olan davalıların tapuda malik olmadığı gerekçesiyle malik davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, malik olmayan ... mirasçıları diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve ... vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin kadastro tespitinden önce ölmesi hâlinin, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı açılacak davanın her zaman açılabileceğine dair kuralın istisnası olduğunu, somut olayda murisin dava konusu taşınmazları 1964 yılında ...'a, ...'un da kök murisin oğlu ...'ya tapuda kayden sattığı, kök muris ... 30.09.1970 tarihinde öldükten sonra, dava konusu taşınmazlardan 7715 ada 2 (eski 2107) parselin kadastro tespitinin 07.11.1971 tarihinde yapılıp 14.06.1973 tarihinde kesinleştiği, 4011 ada 35 (eski 1691) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin de 10.09.1976 yılında yapılıp 10.11.1977 tarihinde kesinleştiği, muris kadastro tespiti öncesinde öldüğünden dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tapu iptali ve tescil davalarının da tapu malikleri aleyhine açılabileceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, malik olmayan diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kadastro işlemiyle kök murisin tapuda yaptığı satışın geçersiz hale gelmediğini, davacının dava konusu satışı çok geç öğrendiğini, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına istinaden açılan davaların hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya kapsamından; 01.07.1882 doğumlu muris ...'nun 30.09.1970 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı ..., davalılar ... ve ... ile dava dışı mirasçılarını bıraktığı, muris ...'nun Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... Mahallesindeki 2.757 metrekare tarla ve ... Mahallesindeki 13.780 metrekare tarla vasıflı dava konusu taşınmazlarını tapu kaydı üzerinden 29.09.1964 tarihinde kayden ... ve ... haricindeki davalılar murisi ...'a sattığı, ...'un da bahse konu taşınmazları tapu kaydı üzerinden 28.11.1964 tarihinde kayden davalılar ... ve ... murisi olan (kök muris ...'nun oğlu) ...'ya sattığı, davacı murisi ...'nun 30.09.1970 tarihinde öldüğü, kadastro çalışmaları sırasında ... Mahallesindeki taşınmazın 07.11.1971 tarihinde 2107 parsel sayısıyla 13.000 metrekare yüz ölçümlü tarla, ... Mahallesindeki taşınmazın da 10.09.1976 yılında 1691 parsel sayısıyla 2.900 metrekare yüz ölçümlü şeftali bahçesi vasfıyla davalı ... ve ... murisleri ... adına tespit edildiği, 2107 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 14.06.1973 tarihinde, 1691 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 10.11.1977 tarihinde kesinleşerek tescil edildiği anlaşılmaktadır.

3. Bilindiği üzere, muris muvazaası nedeniyle dava açma hakkı murisin ölümüyle ortaya çıkar.

4. Somut olayda, muris kadastro tespitlerinden önce öldüğünden, davada kadastro öncesi nedene dayanıldığı açıktır.

5. Dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 14.06.1972 ve 10.11.1977 tarihleri ile davanın açıldığı 25.08.2020 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmelidir.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.