"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1671 E., 2024/33 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/643 E., 2022/614 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı kardeşlerinin mirasbırakan babalarından intikal eden dava konusu 136 ada 6, 149 ada 9 ve 158 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını, başka bir şahsı Tapu Müdürlüğüne götürüp kendisi gibi tanıtarak adlarına tescilini sağladıklarını, kendisinin hiçbir suretle dava konusu taşınmazlarını davalılara devretmediğini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, anılan temliklerin 1988 yılında gerçekleştiğini, davacının bu kadar süre sonra bu işlemden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, satışın davacı ve tanıklar huzurunda bizzat gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli 2016/387 Esas, 2019/287 Karar sayılı kararı ile; eldeki davanın, davalı ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle dava konusu taşınmazların haksız ve kötüniyetli olarak diğer davalılara satışının yapıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine yönelik olduğu, söz konusu taşınmazların 09.11.1988 tarih 1867 yevmiye numaralı işlemle satışının yapıldığı, yine aynı gün 1866 yevmiye numaralı işlem ile intikallerin yapıldığı; davacı tarafın, davalı ...'ye herhangi bir vekalet vermediğini, vekaletin sahte olduğunu, yapılan satıştan bilgisi olmadığını ve bu satışı çok daha sonra 2016 yılında harici olarak yaptırdığı araştırma sonucu öğrendiğini iddia ettiği, satış senetlerinin altında bulunan imzaların ve parmak izinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan aldırılan raporda, davacıya ait olduğu iddia edilen parmak izinin davacı tarafından atıldığına yönelik net bir sonuca ulaşılamadığının bildirildiği, bu nedenle davacının parmak izi bastığı hususuna kanaat edilememiş ise de satış senedinde tanık olarak bulunan ... ve ...’ın satış tarihinden önceki dönem ve sonraki döneme ait ıslak imza örnekleri ile Mahkeme huzurunda alınan imza örneklerinin mukayese için İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan raporda tanık olarak imzaları bulunan bu kişilerin imzalarının uyuştuğunun bildirildiği, her ne kadar tanıkların beyanlarında yapılan bu satışları hatırlamadıklarını ve böyle bir satış olmadığını beyan etmiş iseler de Adli Tıp Kurumu raporuna göre resmi senetteki imzaların tanıklara ait olduğunun tespit edildiği, temlikin üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmiş olması nedeni ile olayı net olarak hatırlamalarının mümkün olmayacağı, yaşları da göz önüne alındığında beyanlarına itibar edilebilir olmadığı kanaatine varıldığı, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 27.09.2021 tarihli kararıyla; davacının dava konusu taşınmazlardaki hisselerinin dava tarihi itibariyle değerleri belirlenerek bu değerler üzerinden eksik harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Adli Tıp Kurumu raporunda, satış işlemine ait resmi senetteki parmak izinin davacıya ait olduğu hususunda net bir sonuca ulaşılamadığının bildirildiği, bu nedenle davacının parmak izi bastığı hususuna kanaat edilememiş ise de satış senedinde tanık olarak bulunan ... ve ...’ın satış tarihinden önceki dönem ve sonraki döneme ait ıslak imza örnekleri ile Mahkeme huzurunda alınan imza örneklerinin mukayese için İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan raporda tanık olarak imzaları bulunan bu kişilerin imzalarının uyuştuğunun bildirildiği, her ne kadar tanıkların beyanlarında yapılan bu satışları hatırlamadıklarını ve böyle bir satış olmadığını beyan etmiş iseler de Adli Tıp Kurumu raporuna göre resmi senetteki imzaların tanıklara ait olduğunun tespit edildiği, temlikin üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmiş olması nedeni ile olayı net olarak hatırlamalarının mümkün olmayacağı, yaşları da göz önüne alındığında beyanlarına itibar edilebilir olmadığı kanaatine varıldığı, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar Mahkemece dava muris muvazaası olarak nitelendirilmiş ise de dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri, muristen doğrudan davalılara satışı yapılan bir taşınmaz olmayışı, dava konusu taşınmazların intikalden sonra davalılara devredilişleri nazara alındığında davanın, sahtecilik (yolsuz tescil) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların öncesinin 178 ve 197 parsel sayılı taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların 09.11.1988 tarih 1866 yevmiye sayılı işlemle miras bırakan ...'nden intikallerinin yapıldığı, miras bırakanın davacı ve davalılardan başka eşi ...'nin de bu taşınmazlarda intikalen 4/16 oranında pay sahibi olduğu, davacının taşınmazlarda 3/16 oranında pay sahibi olduğu, 09.11.1988 tarih 1867 yevmiye numaralı satış işlemiyle de davacı ile ...'nin paylarını davalılara satış suretiyle devrettikleri, daha sonra taşınmazların ifraz, satış ve toplulaştırma işlemleri sonucu dava konusu taşınmazların oluştuğu, somut olayda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 10.05.2017 tarih .../3120-2889 numaralı raporunda davacının 09.11.1988 tarih 1867 yevmiye numaralı satış işleminindeki parmak izinin davacının eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğinin bildirildiği, her ne kadar davacı tanıkları senet mümzileri ... ve ...’ın beyanlarında resmi senetteki imzaların kendilerine ait olmadığını, satışa şahitlik yapmadıklarını belirtmiş iseler de Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 05.12.2018 tarih .../4254-3741 numaralı raporunda senetteki imzaların ... ve ...'ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu hali ile beyanlarının inandırıcı bulunmadığı ve bilimsel veriler karşısında beyanlarına itibar edilemeyeceği, sahtecilik yönünde bu zamana kadar dosyaya yansıyan ve bildirilen bir davanın bulunmadığı, HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri gereğince sahtecilik iddiasının kanıtlanamadığı, her ne kadar davacının istinafında, satış yapıldığının kanaatinde olunması halinde ödemeye ilişkin bir delil bulunmadığını belirtmiş ise de işlemin sahte olduğunun tespit edilemediği ve resmi satış senedinde davacının satış bedelini tamamen aldığını belirttiği, davacının bunun aksini kanıtlayan yazılı bir delilinin olmadığı, taşınmazın devrine ilişkin resmi senede karşı, resmi senedin aksinin aynı kuvvette yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafça bedelin ödenmediği iddiasının usulünce kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının en büyük kardeşi olan davalılardan ...’nin mirasbırakan babalarından intikal edecek taşınmazlar için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla davacıdan kendisini vekil tayin etmesini istediğini, ancak davacının ... ...’e güvenmediği için istediği vekaletnameyi vermediğini, davacının yaptığı araştırma sonucu 15.08.2016 tarihinde, babasından intikal eden dava konusu taşınmazların 09.11.1988 tarih 1867 yevmiye nolu işlemle bilgisi dışında sahte satış işlemi ile davalılara devrinin yapıldığını öğrendiğini, Mahkemece eksik araştırma ile hüküm verildiğini, Adli Tıp Kurumu raporunda resmi senetteki parmak izinin davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiğini, davalıların Tapu Müdürlüğüne davacı diye kasten başka bir kişiyi getirip davacı imiş gibi göstererek satış işlemini gerçekleştirdiğini, ileride bu durumun ortaya çıkmaması için ise parmak izini tam olarak bastırmadıklarını, satış işlemine katılan şahitlerin Mahkemece re'sen dinlenildiğini, şahitlerin böyle bir satış işlemine katılmadıklarını ve resmi senedin altındaki imzaların kendilerine ait olmadıklarını beyan ettiklerini, Mahkemece davacı tarafça davalılara satış yapıldığı kanaatinde ise satış bedelinin ödendiğine ilişkin delil bulunmadığını, davalıların kötüniyetli olarak hareket ettiklerini, davacının mirastan pay almasını engellediklerini, eksik inceleme ile hüküm verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’un 178 ve 197 parsel sayılı taşınmazlardaki 3/16’şar paylarını 09.11.1988 tarih 1867 yevmiye nolu resmi senette davalı kardeşleri ... ..., ... ... ve ...‘e eşit paylarla satış suretiyle devrettiği, taşınmazlarda yapılan kamulaştırma, ifraz ve toplulaştırma işlemleri sonucu oluşan 140 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 1/3’er paylarla davalılar adına, 158 ada 9 parsel (2. toplulaştırma ile 158 ada 18) sayılı taşınmazın 81118/24355’er paylarının davalılar ... ... ve ... adına, 3552/24355 payının davalı ... ... adına, 136 ada 20, 22, 24 ve 26 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 136 ada 21, 23, 25 ve 27 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.