Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1547 E. 2025/1961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddia edilen taşınmaza tecavüzün önlenmesi ve kal istemine ilişkin davada, mahkemenin talep dışı kısımlar hakkında da karar verip vermediği ve harcın doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin ilk kararında talep dışı kısımlar hakkında da hüküm kurması nedeniyle bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun hüküm kurulmasına rağmen, dava değeri ve buna bağlı harcın eksik hesaplandığı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/287 E., 2022/140 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; mülkiyeti TMSF'ye ait ... ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesindeki 907 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan 1.417,58 m2'lik alanın düğün salonu işletmeciliği yapılmak sureti ile davalı tarafından işgalen kullanıldığını ileri sürerek müdahalenin önlenmesine ve yapıların kâl'ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; haksız işgalde bulunmadığını, dava konusu yere ilişkin ecrimisil ödediğini, davacı tarafın rızasının olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile 907 ada 3 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü bulunan kısımlar ve 907 ada 3 parselin kuzeyinde kalan kumluk alan içerisinde kalan kısımlar yönünden kâl ve müdahalenin önlenmesi kararı verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin kararının süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.05.2021 tarihli ve 2020/291 Esas, 2021/4356 Karar sayılı kararı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediğine değinilerek dava dilekçesindeki talebin, mülkiyeti TMSF'ye ait 907 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki 1.417,58 m2'lik alana yönelik müdahalenin men'i ve kâl istemine ilişkin olduğu, Mahkemece talep aşılarak dava konusu edilmeyen 903 ada 3 nolu parselin üzerindeki yapılar yönünden men ve kâl kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma sonrası alınan ek bilirkişi raporlarına göre krokide A1 + B1 + C + D + E + F = 1.417,58 m2 olarak hesaplanan kısımlara müdahalenin önlenmesine ve yapıların kal'ine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, imar barışı ile kendisine verilen yapı kayıt belgesinin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile yanlış karar verildiğini, dava konusu taşınmazın kamulaştırıldığını, ... Belediye Başkanlığı mülkiyetine geçtiğini, davanın konusuz kaldığını, aleyhine vekalet ücreti ve harca hükmedilmesinin de doğru olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddia edilen taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkindir.

Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak; elatmanın önlenmesi ve kâl davalarında her iki talebin toplamının dava değerini oluşturduğu, buna göre keşfen saptanan dava değerinin, elatılan alan bedeli 3.430.089,97 TL ile yıkımı istenen yapıların bedeli 376.151,96 TL'nin toplamı olan 3.806.241,93 TL olduğundan, bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcı alınması gerekirken, sadece elatılan taşınmaz (arsa değeri) üzerinden eksik harca hükmedilmesi isabetsizdir. Harç konusu kamu düzeniyle ilgili olup harcın temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerektiği açıktır.

Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalının temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalının temyizi üzerine ve re'sen yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının 5. paragrafının hüküm yerinden çıkartılarak yerine "Alınması gereken 260.004,38 TL harcın davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına," cümlesinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.