Logo

1. Hukuk Dairesi2024/165 E. 2025/442 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin yaptığı taşınmaz satışlarının mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yapıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, satışların muvazaalı olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar tarafından, murisin yaptığı temliklerin mirasçılarından mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasının ispatlanamaması ve dosya kapsamına göre temliklerin muvazaalı olduğunun söylenemeyeceği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/431 E., 2023/1211 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bismil 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/260 E., 2022/775 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar murisi ... ...'ın Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, Tezekli köyünde bulunan 11, 34, 70, 71, 73, 103, 218, 219, 245, 246, 247 ve 260 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm paylarını 24.03.1997 tarihinde yeğenleri olan ... ve ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, adı geçen davalıların da devraldıkları 218, 219, 246 ve 247 parsel sayılı taşınmazları 12.01.1999 tarihinde akrabaları ... ...'a temlik ettiğini, murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla söz konusu temlikleri gerçekleştirdiğini ve bu temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun mümkün olmaması halinde ise taşınmazların değeri nispetinde tazminatın davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacılar murisi ... ...'ın 06.09.1997 tarihinde vefat ettiğini, dava konusu taşınmazlardaki payları bedeli karşılığında aldıklarını, daha sonra 218, 219, 246 ve 247 parseldeki paylarını bedeli karşılığında diğer davalı ...’a devrettiklerini, murisin dava konusu taşınmazları çocukları dururken yeğenlerine devrederek muvazaa yapmasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, davacılar murisinin satış işlemlerinden çok önce Bismil’den ayrılıp İstanbul’a yerleştiğini ve dava konusu taşınmazların ekimiyle uğraşamaması nedeniyle devrettiğini, taşınmazları devraldıktan 2 yıl sonra bir kısım taşınmazları diğer davalıya devrettiklerini, davalı ...'in dava konusu taşınmazların yanında başkaca taşınmazları da aynı işlemle satın aldığını, öte yandan muvazaalı bir işlem olsaydı tüm taşınmazların temlike konu edilebileceğini, davacıların temliklerden ve murisin vefatından 21 yıl sonra bu davayı açmasının iyi niyetle bağdaşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2021 tarih ve 2018/1159 Esas, 2021/318 Karar sayılı kararıyla; murisin sağlığında maddi durumunun yerinde olmadığı, davacıların, murisleri ile herhangi bir husumetlerinin olmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığının da ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.Kaldırma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2021 tarih ve 2018/1159 Esas, 2021/318 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasına üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2022 tarih ve 2021/757 Esas, 2022/300 Karar sayılı kararıyla; davacılar tarafından tanık deliline dayanıldığı ve delil listesiyle iki tanık isminin bildirildiği, buna karşılık İlk Derece Mahkemesince bu tanıklardan yalnızca birinin dinlenerek sonuca gidildiği, tüm davacı tanıkları dinlenmeksizin işin esası hakkında bir karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı Sonrasında İlk Derece Mahkemesince Verilen Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin sağlığında maddi durumunun yerinde olmadığı, davacıların, murisleri ile herhangi bir husumetlerinin olmadığı, murisin, eşi ve çocuklarından mal kaçırma saiki bulunmadığı, tanık beyanlarının dava konusu taşınmazların mal kaçırma amacıyla temlik edildiğini ortaya koyamadığı, akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasındaki farkın da tek başına temlikin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından dava konusu temliklerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığının ortaya konulamadığı, dosya kapsamı ve dinlenen tanık anlatımlarına göre dava konusu temliklerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını söyleyebilme olanağının bulunmadığı, akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasındaki farkın da tek başına temlikin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği, sonuç olarak temliklerin muvazaalı olduğuna ilişkin iddianın ispatlanamadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; muris ... ...'ın İstanbul'da uzun bir süre tedavi gördükten sonra 06.09.1997 tarihinde vefat ettiğini, sağlık durumunun kötüye gittiğini görerek vefatından 6 ay önce 24.03.1997 tarihinde adına kayıtlı bütün mal varlığını abisi ... ...'ın önerisi ve kontrolünde onun çocukları olan davalılar ... ve ...'a muvazaalı şekilde devrettiğini, murisin bu temlikteki amacının mirasçıları malvarlığından mahrum etmek olduğunu, murisin abisi ... ...'ın ileride çocuklarının güvencesi olacağı inancıyla hareket ettiğini, bu durumun yörede sıklıkla görüldüğünü, dosya kapsamında dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının davacıların iddiasını doğruladığını, taşınmazların temlik tarihindeki gerçek değerinin araştırılmadığını, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, satışların gerçek satış olmadığını, gerçek satış olsaydı mal varlığında artış olacağını, kararın gerekçe içermediğini, murisin gelenek ve göreneklerine göre hareket ederek eşi ve kız çocuklarına miras kalmaması için büyük abisinin isteği üzerine ve gözetiminde yeğenlerine bedelsiz olarak taşınmazları temlik ettiğini, murisin amacının satış olmadığını taşınmazların ileride büyüyecek erkek çocuklarına verileceği düşüncesiyle hareket ettiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 07.10.1949 doğumlu muris ... ...'ın 06.09.1997 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak eşi Hülya, çocukları ..., ..., ..., ... ve ...'in kaldığı, muris ... ...'ın 24.03.1997 tarih ve 259 yevmiye numaralı akitle kayden maliki olduğu Diyarbakır ili Bismil ilçesi Tezekli köyünde bulunan 11, 71, 34, 245 ve 260 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını davalı ...’a, 70, 73, 103 ve 219 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını davalı ...’a, 218, 246 ve 247 taşınmazlardaki paylarını eşit olarak davalılar ... ile ...’a temlik ettiği, davalılar ... ile ...’ın da 218, 219, 246 ve 247 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının tamamını 12.01.1999 tarih ve 21 yevmiye numaralı akitle diğer davalı ...’a satış suretiyle ile temlik ettikleri anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacıların adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 1.330,20 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.