Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1662 E. 2024/3647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin davacı tarafından geçirildiği ve bu süre geçtikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasının reddi gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1024 E., 2023/1618 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/207 E., 2023/110 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının kardeş olduklarını, tarafların ortak mirasbırakanlarından kalan Samsun ili, Salıpazarı ilçesi, ... mahallesi 165 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz bulunduğunu, müvekkili yurtdışında iken davalının kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın tamamını kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini, müvekkili altı yıl önce yurtdışından kesin olarak döndüğünde dört kardeşin dava konusu taşınmazı kendi arasında fiilen taksim ettiğini, 6 yıldır müvekkilinin fiilen bölünmüş kısmı kendisinin kullandığını, davalının tapu paylaşımını aldatıcı sözlerle geciktirerek 10 yıllık dava süresini geçirttiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının müvekkili tarafından kullanılan kısmının tespit edilecek miktarının tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından fiilen kullanılan kısmının değerinin tespiti ile ortaya çıkacak değerin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın önceden beri müvekkili tarafından kullanıldığını, taşınmaz üzerindeki fındıkların müvekkili tarafından dikildiğini ve tarıma elverişli hale getirildiğini, taşınmazın bir kısmının son 6 yıldır davacı tarafından işgal edildiğini, tarafların kardeş olması sebebi ile müvekkilinin bu zamana kadar müdahalede bulunmadığını, dava konusu taşınmazın miras olarak kalan bir taşınmaz olmadığını, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin davacının haksız işgaline son vermek üzere dava açması neticesinde davacının davayı bekletmek ve zaman kazanmak için bu davayı açtığını, tarafların dört erkek kardeş olduğunu, miras payı temlik sözleşmesi ile kardeşlerden ...'ın müvekkiline, davacı ...'ın ise Mustafa Işık'a tüm miras haklarını devir ve temlik ettiklerini, kabul etmemekle birlikte Mahkemece dava konusu taşınmazın miras olarak intikal ettiği düşünülse dahi davacının miras hakkını devir ve temlik etmesi nedeniyle davayı açmada hukuki yararının olmadığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın 03.07.2008 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosu ile davalı adına tespit ve tescil gördüğü, davanın bu tarihten 11 yıl 4 ay 16 gün sonra açıldığı, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.12.2020 tarih ve 2020/1102 Esas, 2020/1484 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunduğu, Mahkemece tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle esasa ilişkin sair nedenler incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2021/12 Esas, 2021/116 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 03.07.2008 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosu ile davalı adına tespit ve tescil gördüğü, davanın bu tarihten 11 yıl 4 ay 16 gün sonra açıldığı, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali tescil ve bedel iadesi davasının reddine karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İkinci Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.07.2021 tarihli ve 2021/683 Esas, 2021/796 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece kaldırma kararından sonra hiç bir araştırma yapılmaksızın hak düşürücü süre nedeniyle davacının hem tapu iptali ve tescil hem de bedel iadesi davasının reddine karar verilmişse de; bedel iadesi talebinin de hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

F. İkinci Kaldırma Kararı Sonrasında İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2021/207 Esas, 2023/110 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 03.07.2008 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosu ile davalı adına tespit ve tescil gördüğü, davanın bu tarihten 11 yıl 4 ay 16 gün sonra açıldığı, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine, davacının bedele ilişkin terditli talebi yönünden ise yapılan değerlendirmede, davaya konu taşınmazın evveliyatında tarafların babaları ...'e ait olduğu, ...'in vefatından sonra davaya konu yeri ...'in kullandığı, ...'in mirasının usulüne uygun şekilde paylaşıldığının tespitinin yapılamadığı ancak davacının Salıpazarı Noterliği 18.01.2008 tarihli düzenleme şeklinde miras payı temlik sözleşmesinde "muris babam ...'ın adına kayıtlı iken, onun ölümü ile diğer mirasçılarla birlikte irsen ve teselsülen bana da intikal eden Samsun ili, Salıpazarı ilçesi ve köyleri hudutları dahilinde bulunan bilimum tapulu veya tapusuz gayrimenkullerdeki miras hak ve hisselerim ile hali hazırda hayatta bulunan murisim annem ...'tan bana intikal edecek olan Samsun ili, Salıpazarı ilçesi hudutları dahilindeki bilimum gayrimenkullerdeki miras hak ve hisselerimin tamamını diğer mirasçılardan kardeşimiz Mustafa Işık'a 5.000-TL bedel karşılığında devir ve temlik ettim." ibaresinin bulunduğu, davacının miras payını kardeşi olan Mustafa Işık'a devrettiği, bu hali ile işbu davayı açmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle bedele ilişkin talebin de reddine karar verilmiştir.

G. İkinci Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

H. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının hak düşürücü sürenin geçmesi konusunda müvekkilini oyalamak suretiyle kötü niyetli olduğunu ve hileli davranışlar sergilediğini, Yerel Mahkemenin eksik araştırma ve inceleme ile çelişkiye düştüğünü, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İ. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2023 tarihli ve 2023/1024 Esas, 2023/1618 Karar sayılı kararıyla; davacının çekişmeli taşınmazın ortak mirasbırakan ...'tan kaldığını öne sürerek Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açtığı, yine mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup söz konusu kanun maddesindeki hak düşürücü sürenin dolduğu hallerde taşınmazın aynını talep etme olanağı kalmadığından tazminat talep edilmesine de olanak bulunmadığı ve bu hali ile Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Samsun ili, Salıpazarı ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 165 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 03.07.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 19.11.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.