Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1870 E. 2024/3717 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına rağmen mahkemenin, davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap koşullarının oluştuğu sonucuna ulaşırken, taşınmazın önceki niteliği, imar ve ihya faaliyetlerinin başlangıç ve bitiş tarihleri gibi hususları yeterince araştırmadığı, mera araştırmasının eksik yapıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince belgesiz araştırma yapılmadığı, bazı taşınmazların imar planı kapsamında kalması nedeniyle davanın tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp hangi parselin tapu kaydının iptaline karar verildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiği, ayrıca kararın gerekçesiz verildiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/315 E., 2021/382 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli 2015/3099 Esas 2016/3051 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen karar, davalılar; Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Van ili Edremit ilçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan sınırları dava dilekçesinde gösterilen yaklaşık 500.000 m2 lik bölümü davacıların imar ihya ettiğini ve zilyet olduklarını ileri sürerek, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli bölümün davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar Hazine vekili, ... vekili ve Van Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçelerinde ve yargılama sırasında olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığını belirterek ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.2014 tarih ve 2012/283 Esas 2014/555 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, 06.11.2013 tarihli fen bilirkişi raporunun ekinde (A), (B), (D), (E), (F) ve (G) ile gösterilen sırasıyla 34.951.82, 10.112.50, 19.127, 18.359.62, 70.126,28 ve 117.787,37 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar ile fen bilirkişisinin 29.09.2014 tarihli raporuna ekli haritasında (Cl) ve (C2) ile gösterilen 2.415,46 ve 18.409,99 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların davacılar adına eşit şekilde tesciline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli 2015/3099 E., 2016/3051 K. sayılı kararıyla; “ yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilip incelettirilmesi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisi aracılığıyla yeniden keşif yapılması, taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, mera vasfında olup olmadığı, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığının belirlenmesi, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başladığının belirlenmesi, komşu mera vasfındaki taşınmaz ile ayırıcı unsur bulunup bulunmadığının belirlenmesi ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiği gerekçesi ile ” karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların davacılar tarafından kazanıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne 30.10.2019 tarihli fen bilirkişi (A), (B), (Cl), (C2), (F) ve (G) ile gösterilen sırasıyla 34.951.82, 10.112.50, 19.808,57 10.507,91, 70.126,28 ve 117.787,37 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar ile (D) harfi ile işaretli 1208,50 m²'lik kısmı TOKİ adına kayıtlı 156 ada 223 parsel içerisinde kalan, 3292,37 m²'lik kısmı ise Hazine adına kayıtlı 156 ada 417 parsel içeresinde kalan, 19.127 m² yüz ölçümlü taşınmazın Hazine adına kayıtlı 3292,37 m²'lik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 17.918,50 m² yüz ölçümlü olarak ve aynı tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (E) harfi ile gösterilen 3277,85 m²'lık kısmının Hazine adına kayıtlı parsel içerisinde kaldığı anlaşılan diğer sınırlarının ise Toki Konut alanları ile Toki tarafından yapılan konutların 3. kişilere satışı ile oluşan kat mülkiyeti arsa payı alanları ile sınırlı taşınmazın halen Hazine adına kayıtlı 3277,85 m²'lık kısmının Hazine adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile 7312,74 m² yüz ölçümlü olarak davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalılar Hazine vekili ... vekili ayrı ayrı verdikleri temyiz dilekçelerinde özetle, kısmen kabul kararının usul ve yasasa aykırı olduğunu, zamanaşımı defilerinin dikkate alınmadığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafın ekonomik amaca uygun zilyetliğinin olmadığını, bilirkişi raporlarının ve tanık beyanlarının yetersiz ve eksik olduğunu, bozma kararının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, imar ve ihyanın başlangıç tarihi ile tamamlanma tarihlerinin açıkça belirlenmediğini, yasada aranan olumlu olumsuz şartların davacı taraf lehine gerçekleşmediğini,dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 maddeleri

3. Değerlendirme

Dava konusu taşınmaz bölümleri, 1972 yılında Van ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında tarıma elverişsiz arazi olarak tespit harici bırakılmıştır.

Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde davacı taraf lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.

Şöyle ki tapu iptal ve tescil kararı verilen bazı taşınmazların ilk geldisinin mera parseli olduğu, geldisi mera olan taşınmazların kadim mera mı yoksa tahsisli mera mı olduğu hususu ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin önceki niteliğinin tam olarak belirlenmediği, imar ihyanın başlangıç tarihi ile tamamlanma tarihlerinin açıkça belirtilmediği, mera araştırmasının yetersiz olduğu, anlaşılmakta olup; öte yandan, keşifte dinlenen yerel bilirkişileri dava konusu edilen taşınmazları davacıların 2000 yılında ...’ın mirasçılarından satın aldıklarını belirttikleri ancak kanunda aranan 20 yıllık sürenin dava tarihine kadar davacıların zilyetlikleri yönünden tek başına yetmediği gözetilmeksizin bayilerin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi gereğince belgesiz araştırması yapılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar kurulamaz.

Diğer taraftan, Dairemizin geri çevirme kararı sonucu, kabul kararı verilen (D) ve (E) harfi ile gösterilen kısımların 24.01.2013 tarihinde onaylanan nazım ve uygulama imar planları kapsamında kaldığı belirlenmiştir. İmar uygulamasına girmeden önce idari yoldan Hazine adına oluşturulan taşınmazlar, 1985 yılında hükmen mera olarak tescil edilen taşınmaz ile komisyon kararı sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazlar ile imar uygulaması ile oluşturulan parseller, uyulama imar planı sonucu birleştirilerek yeni taşınmazlar oluşturulmuştur. Bu sebeple (D) ve (E) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden davanın tapu iptal ve tescil davası olarak görülerek hükmün infazı için hangi imar parselinin tapu kaydının iptaline karar verildiğinin de açıkça tespit edilmesi gerekmektedir.

Ne var ki, Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümlerinin imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmamış, taşınmazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, davacıların bayisi ...’ın mirasçıları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı taşınmazın bulunduğu köye ait kadim ve tahsisli mera kayıtları ile meraya ilişkin paftaların İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulmalı,çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, nizalı taşınmaz bölümlerin imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgili kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmalı, ilk geldisi mera parseli olan taşınmazların, tahsisli mera mı kadim mera mı olduğunun belirlenmesi, mera tahsisi kararı alınana kadar davacı taraf yararına yasada aranan şartların gerçekleşmesi gerektiği, geldisi kadim mera olan bir yerin ise zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacağı hususu dikkate alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu,taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve daha önce keşfe götürülmemiş 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile imar işlerinden anlayan 3 kişilik bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmalıdır.

İmar işlerinden anlayan bilirkişi heyetinden, nizalı taşınmazların ne şekilde imar uygulamasına alındığı, taşımazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı, taşınmazın imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin denetime elverişli rapor alınmalı, söz konusu taşınmazların, eldeki dosyada taraf olmayan başkaca malikleri de varsa, davacı tarafa davayı bu kişilere de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin yöntemince sağlanması halinde bu davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalıdır.

Taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmelidir.

Ziraat bilirkişisi kurulundan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin, tarımsal niteliğini, kamu orta malı vasfında mera olup olmadığını, meradan açılıp açılmadığını bildiren, meradan doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazlardaki zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini duraksamasız şekilde ortaya koyan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini bildiren, önceki ziraat bilirkişi raporunu da irdeleyen, ekinde taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı,

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmaz bölümlerinin kadastro paftasında ki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, imar ihya edilip edilmediği, imar ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir. Yine varsa tahsisli ve kadim meraya ait kayıt ve belgeler ile haritanın teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanmalıdır.

3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek taşınmaz miktarının belirlenmesi için davacıların bayisi ... mirasçıları yönünden yöntemine göre araştırma yapılmalı, ayrıca Mahkemece verilen ilk kararda C1 harfi ile gösterilen kısım fen bilirkişi raporunda 2.415,46 m2 olarak ölçülüp karar verilmesine rağmen Mahkemece verilen ikinci kararda ise C1 harfi ile gösterilen kısım bu sefer fen bilirkişi raporunda 19.808,57 m2 olarak ölçülüp karar verildiği, bu farkın neden oluştuğu araştırılmalı ve davacılar tarafından ilk kararın temyize getirilmemesi nedeniyle davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı durumunun tartışılması gerektiği gözeltilmeli,bundan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre yargılama sırasında yapılan imarla oluşan yeni parsel numaraları üzerinden bir karar verilmelidir.

Kaldı ki, Mahkemece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298 inci maddelerine göre bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunlu olduğu halde “davacılar tarafından kazanıldığı” belirtilmek suretiyle davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği anlaşılamayacak şekilde hukuksal gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde yatırılan temyiz peşin harcının Edremit Belediye Başkanlığına geri verilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.