Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1899 E. 2024/3288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tespit ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydı miktarı fazlasının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı tarafın tespite esas dayanak tapu kaydının tedavülleri ile birlikte varsa haritası getirilip kadastro paftası ile çakıştırılarak mahallinde yöntemince uygulanmadan ve davalı tarafın dayandığı tapu kaydının başka taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmadan karar verilmesi, davacı tarafın iddiasını ileri sürüş biçimine göre tespite esas tapunun dava konusu taşınmaza uyduğu ancak taşınmazın sınırının sabit sınırlı olmaması nedeni ile tapu kayıt miktarına değer verilmesi gerektiği, tapu kayıt miktarı dışındaki kısımda davalıların zilyetliğinin olmadığı belirtildiğinden dava konusu taşınmazın sınırlarının sabit olup olmadığı, genişlemeye müsait olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi ve zilyetlik araştırmasının yetersizliği gibi hususlar gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2005/8 E., 2015/74 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Osmaniye ili, Sumbas ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı nedeni ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, ancak tapu kaydının sınırlarının sabit olmadığını, tapu kaydının miktarı itibarı ile geçerli olabileceğini, davalıların zilyetliklerinin kazandırıcı nitelikte bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kayıt miktarı fazlasının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. MAHKEME KARARI

Kadirli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2015 tarihli ve 2005/8 Esas, 2015/74 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın iddiasını ispat edemediği, davalıların dava konusu yeri zilyetlik ile kazandığı, tespitin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B.Temyiz Nedenleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, tespite esas tapunun boz halinden alındığını, taşınmazın doğusundan fiiliyatta yol geçtiğini, Mahkemece 1992 yılında yapılan keşiflerde dava konusu yeri bilen mahalli bilirkişi bulunamaması nedeni ile keşfin tamamlanamadığını belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü, 14 üncü, 17 nci ve 20 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı ve 713 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

Osmaniye ili, Sumbas ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 16 parsel sayılı 117.800,00 m2 yüz ölçümlü taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... oğlu ... mirasçıları adına tespit edilmiş, daha sonra hükmen aynı şahıslar adına tapuya tescil edilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 inci maddesine göre kayıt ve belgelerin harita, plan ve krokiye dayanması halinde bu kaydın kapsamı, dayanılan harita, plan ve krokiye itibar edilmek suretiyle belirlenir. Kaydın haritası yok veya uygulama imkanı bulunamıyor ise hudutlara değer verilir.

Mahkemece, davalı tarafın tespite esas dayanak tapu kaydının tedavülleri ile birlikte varsa haritası getirilip kadastro paftası ile çakıştırılarak mahallinde yöntemince uygulanmadan karar verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının başka taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmamıştır. Davacı tarafın iddiasını ileri sürüş biçimine göre tespite esas tapunun dava konusu taşınmaza uyduğu ancak taşınmazın sınırının sabit sınırlı olmaması nedeni ile tapu kayıt miktarına değer verilmesi gerektiği, tapu kayıt miktarı dışındaki kısımda davalıların zilyetliğinin olmadığı belirtildiğinden dava konusu taşınmazın sınırlarının sabit olup olmadığı, genişlemeye müsait olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi, sonucuna göre de uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Davalıların tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl zilyet olup olmadığı, Kanunda aranan 40 - 100 dönüm norm araştırması yapılması gerekirken mahallinde yapılan keşifte tapu kaydının sınırları tek tek okunup mahalli bilirkişiler ve tanıklardan sorulmadığı, tapu kaydının tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilip yöntemince uygulanmadığı, zilyetlik araştırmasının yetersiz olduğu görülmektedir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için tespite esas tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilmeli, tapu kaydının revizyon gördüğü parseller ile komşu parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzurunda yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Kanun'un 20 inci maddesi göz önüne alınarak varsa haritası uygulanmak suretiyle, haritasının bulunmaması halinde ise sınırlarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli; tapu kayıtların tüm sınırları tek tek okunup yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle mahallinde uygulanmaya çalışılmalı; uygulamada komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı; keşifte gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaret ettirilmeli; bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir.

Uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tapu kaydının sınırlarının sabit sınır olup olmadığına bakılmalı, sınırlarında sabit sınır bulunmaması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/c maddesi uyarınca tapu kaydının hudutlarıyla değil miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesi gerektiği değerlendirilmeli; tapu kayıt miktarı fazlası için zilyetlik araştırması yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, 1936 yılından itibaren tespit tarihine kadar zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; tespit tarihinden geriye 20 yıllık zilyetlikle iktisap koşullarının davalı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeli; ayrıca tespit gününde 5602 sayılı Yasa'nın 6335 sayılı Yasa ile değişik 13 üncü maddesi yürürlükte olmakla birlikte yargılamadan önce 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren, davalı açısından kazanılmış hak niteliğinde bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi ile belgesiz zilyetlikten mülk edinilebilecek taşınmazların miktarını aynı çalışma alanı içinde kuru toprakta 100 dönüm, sulu toprakta 40 dönüm olarak belirlenmiş olması göz önünde bulundurulmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün, (6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.