Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2045 E. 2024/3215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, Hazine adına kayıtlı taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve zilyetliğin oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmının dava konusu taşlık ve kayalık alan yönünden imar ve ihyasının tamamlanmadığı, bu nedenle davacının zilyetliğinin oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/612 E., 2023/825 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya konu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Mardin ili, Midyat ilçesi, ... köyünde kain 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tespit gördüğünü, taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olduğunu, bir kısmının 25 yılı aşkın süredir nizası ve fasılasız olarak malik sıfatıyla eklemeli olarak zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı tapu kaydının kısmen iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmaz kısmı üzerinde davacının 25 yıldır zilyetliğinin bulunmadığını, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli ve 2016/138 Esas, 2018/360 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2018 tarihli ve 2018/925 Esas, 2018/1006 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazlardan Narlı Mahallesi 102 ada 937 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağı ile varsa dayanağı olan belge suretleri dosya içine alınmadığı, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesine sebep teşkil eden tapulama tutanağı altında imzaları bulunan tespit bilirkişileri dinlenmediği, herhangi bir dinlenmeme nedeni de tespit edilmediği, davacı, babasının eklemeli zilyetliğine dayanmış olmakla babasının senetsizden mal iktisap edip etmediğinin de araştırılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2019/148 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararı ile; "A" harfi ile belirtilen alanın keşif günü itibariyle sürülü, ekili olduğu, II. sınıf tarım arazisi olduğu, toprak amenajman işlemlerinin düzenli uygulandığı ve tarımsal mekanizasyona elverişli olduğu, "B" harfi ile belirtilen alanın sürülü ve ekili olduğu, II sınıf tarım arazisi olduğu, dava konusu taşınmazın münavebe usulü ile susuz tarım yapılarak kullanıldığı, toprak amenajman işlemlerinin düzenli uygulandığı ve tarımsal mekanizasyona elverişli olduğu, "C" harfi ile belirtilen alanın sürülü ve ekili olduğu, II. sınıf tarım arazisi olduğu, toprak amenajman işlemlerinin düzenli uygulandığı ve tarımsal mekanizasyona elverişli olduğu, "D" harfi ile belirtilen alanın sürülü, ekili ve dikili olmadığı, taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılmayan taşlık kayalık alanlardan oluştuğu, alan içerisinde yıkılmış bağ evi bulunduğunun bildirildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında taşınmazların işlenmiş olarak gözüktüğü ve tarımsal faaliyetlerin yapıldığı, ayrıca parsellerin etrafında sabit ve belirgin sınırların olduğu, "D" harfi ile belirtilen yerde yapı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2019/148 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar jeodezi bilirkişi raporunda 102 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde dava konusu edilen "A", "B", "C" ve "D" harfli kısımlarda tarımsal emare olduğu bildirilmişse de ziraat bilirkişisi raporunda "D" harfli kısmın tarıma elverişli olmadığı, kıraç, taşlık ve kayalık olduğunun bildirildiği, sonrasında iki kişilik ziraat bilirkişileri ek raporunda "D" harfli kısımla ilgili tam aksi görüş bildirilse de kök ziraat bilirkişi raporundan 1 ay sonra hangi unsurların değiştiğinin anlaşılmadığı, dava konusu 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, özel mülkiyete konu olmayacağı, davacının taşınmaz üzerinde davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşan zilyetliğinin olmadığı, davacının köylüsü ve arkadaşı olan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilmeyeceğini, taşınmazın kaç yıldır tarımsal amaçla kullanıldığının ve imar ihyanın ne zaman tamamlandığının tespit edilmediğini, sadece 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarının rapora esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, taşınmaz değerinin yüksek hesaplandığını, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkin hükümlerin de irdelenmesi gerektiğini, nispi vekâlet ücretinin hesabında hata yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2019/148 Esas, 2019/536 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2019/1801 Esas, 2021/686 Karar sayılı kararı ile; 102 ada 2 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında taşınmazın, fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide "A", "B", "C" ve "D" harfleriyle gösterilen sırasıyla 2.572,16 m2, 1.860,58 m2, 1.621,85 m2, 8.065,22 m2 yüz ölçümündeki kısımlarında tarımsal faaliyet bulunduğunun, sınırlarının belirgin olduğunun ve "D" harfiyle gösterilen kısımda yapı bulunduğunun tespit edildiği, zirai bilirkişilerin rapor ve ek raporlarına göre de "A", "B", "C" ve "D" harfleriyle gösterilen kısımların kadastro tespitlerinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süre önce imar-ihya edildiğinin belirlendiği, dolayısıyla taşınmazın "A", "B", "C" ve "D" harfleriyle gösterilen kısımları yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların oluştuğu, keşfin usulüne göre yapıldığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2019/1801 Esas, 2021/686 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.06.2023 tarihli ve 2021/7981 Esas, 2023/3467 Karar sayılı kararı ile; dosya içerisinde yer alan dava konusu yerlerin fotoğraflarında "D" harfi ile gösterilen kısmın taşlık ve kayalık olduğu, içerisinde toplu halde taş yığıntısı olduğu, 07.03.2018 ve 03.04.2019 tarihlerinde yapılan keşifte mahkeme gözleminde taşınmazda arpa ekili alan dışında kalan yerlerin taşlık ve kayalık yapıda olduğunun ve taşınmazın orta kısmında harabe şeklinde bağ evi bulunduğunun bildirildiği, 27.04.2018 havale tarihli iki kişilik ziraat bilirkişisi kurulunun ek raporunda ise "D" harfi ile gösterilen yerin taşlılık oranının fazla olduğu, taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılmayan taşlık kayalık alanlardan oluştuğu ve içerisinde yıkılmış bağ evi bulunduğu, komşu parsellerde tarımsal faaliyetin yapıldığı açıklanmış, sonuç kısmında da; imar ihyası yapılmamış, zirai olarak değerlendirildiğinde ekonomik olarak tarım yapılan tarım arazisi vasfında olduğu bildirildiği, İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı öncesi ilk kararda bu raporun maddi hatadan kaynaklı çelişkiye sebep olduğu şeklinde açıklama yapılmış ise de dosya içerisinde yer alan fotoğraflar, bilirkişi raporlarındaki bilgiler ve Mahkeme gözlemleri hep bir arada değerlendirildiğinde "D" harfi ile gösterilen dava konusu alan yönünden imar-ihyanın tamamlanmadığı, "D" harfli kısım hakkında davanın reddi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin dava konusu "A", "B" ve "C" harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden davanın kabulüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliyesi Mahkemesi kararının onanmasına; "D" harfli kısım yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin kararının "D" harfiyle gösterilen kısım yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2023 tarihli ve 2023/612 Esas, 2023/825 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak "D" harfi ile gösterilen yerin taşlılık oranının fazla olduğu, taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılmayan taşlık kayalık alanlardan oluştuğu, dosya içerisinde yer alan fotoğraflar, bilirkişi raporlarındaki bilgiler ve Mahkeme gözlemleri hep bir arada değerlendirildiğinde "D" harfi ile gösterilen dava konusu alan yönünden imar-ihyanın tamamlanmadığı gerekçesiyle fen bilirkişisi raporunda "D" harfiyle gösterilen kısım yönünden reddine, "A", "B" ve "C" harfli kısımlar yönünden karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, reddedilen kısım yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca 17.900 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2023 tarihli ve 2023/612 Esas, 2023/825 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşif sırasında İlk Derece Mahkemesince yapılan gözleme göre dava konusu taşınmazın ekonomik amacına uygun kullanıldığının tespit edildiğini, taşınmaz içinde eski yapının bile zilyetlik şartını oluşturduğunu, davalı lehine davacıdan daha fazla vekâlet ücretine ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 37 inci maddeleri,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi,

3. 4721 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 190 ıncı maddesi,

4. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Karar tarihinde yürürlükte olan 2023-2024 tarihli AAÜT'nin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, reddedilen dava değeri üzerinden davalı lehine Tarifenin ikinci kısmında Asliye Hukuk Mahkemeleri için belirlenen 17.900 TL maktu ücretin altında kalmayacak şekilde vekâlet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozma ilâmına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilâmına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

06.05.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.