"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/18 E., 2024/18 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı ve hibe sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının kısmen onanıp, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, ... mahallesinde kain 128 ada 34 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı ile 128 ada 29 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinde davacının babası tarafından, sonrasında ise davacı tarafından bahçe olarak kullanıldığını, kadastro sırasında hatalı olarak 29 parsel sayılı taşınmazın bahçe vasfıyla, 34 parsel sayılı taşınmazın ise ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 34 parsel sayılı taşınmazın 4.552,98 m2 yüz ölçümlü kısmının, 29 parsel sayılı taşınmazın ise tamamının davalı Hazine adına tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının herhangi bir belge ibraz etmediğini, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 01.10.2015 tarihli ve 2012/166 Esas, 2015/663 Karar sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre davacının eklemeli zilyetlik yoluyla uzun zamandır dava konusu taşınmazlarda ekim dikim yaptığının sabit olduğu, ziraat bilirkişi raporu ve hava fotoğraflarının davacının iddiasını teyit ettiği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile karar tarihi itibariyle alınması gereken 16.128,36 TL harçtan yatan toplam 4.032,23 TL harcın mahsubu ile bakiye harcın davalının yasal hasım olması nedeniyle davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalının yasal hasım olması nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik olarak, davalı vekili esas yönelik olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.05.2018 tarihli ve 2016/23 Esas, 2018/3404 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazlar hakkında öncesinde davacının babasının Kadastro Müdürlüğü aleyhine açtığı kadastro tespitine itiraz davasının husumet nedeniyle reddedildiği, davacının açtığı eldeki davanın da aynı taşınmazlara ilişkin olması nedeniyle dava konusu taşınmazların davacıya kimden, ne şekilde intikâl ettiği, babasının sağ olup olmadığı, miras yoluyla intikâl ettiyse taşınmazların hangi hukukî yolla davacıya intikâl ettiğinin araştırılmadığı, harita mühendisi bilirkişinin 27.08.2015 havale tarihli raporunda yer alan dava konusu taşınmazların 1960 yılında kullanılmayan alan olduğu, 1985 ve özellikle 1999 tarihli hava fotoğraflarında kullanılmayan ham toprak ve dağlık alanlardan farklı olarak koyu renk tabakasında olduğu şeklindeki ifadelerden, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının ve taşınmazın hangi tarihte kesin olarak tarım arazisine dönüştürüldüğünün anlaşılmadığı, ziraat bilirkişisinin 06.09.2013 havale tarihli raporunda dava konusu taşınmazların kullanım durumlarının ayrı ayrı belirtilmediği, davacının aktif ehliyet durumunun araştırılmadığı gerekçesiyle tarafların temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.09.2020 tarihli ve 2018/196 Esas, 2020/66 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların davacıya babası ... tarafından hibe edilerek zilyetliğinin devredildiği, davacının babasının eklemeli zilyetliğine dayandığı, dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının 21.01.2018 tarihinde kesinleştiği, dava konusu 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağına istinaden kuru arazi niteliğinde olduğu, davacının babası ...'nun zilyetliğinde iken 2000 yılında kayısı ve ceviz fidanı diktiği, ancak 1999 yılından beri tasarrufunda bulunması sebebiyle 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle bahçe vasfıyla davalı Hazine adına tespit edildiği, davacının babasının dava konusu taşınmazlar hakkında Kadastro Müdürlüğü aleyhine Elbistan Kadastro Mahkemesinin 2007/173 Esasına kayden açtığı kadastro tespitine itiraz davasının husumet nedeniyle reddedildiği, yine davacının babası tarafından 34 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti hakkında Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/395 Esasına kayden açılan davanın 2012/402 Karar sayılı karar ile usulden reddedilerek temyiz edilmeksizin 05.09.2014'te kesinleştiği, davacının babası adına senetsizden iktisap edilen taşınmaza rastlanmadığı, davacı adına ise aynı kadastro çalışma alanı içinde 128 ada 31 parsel sayılı 2.226,34 m2 tarla vasfındaki taşınmazın senetsizden tespit ve tescil edildiği, mahalli bilirkişi ve tanıkların ortak beyanlarına göre dava konusu taşınmazların davacıya üniversite sınavını kazandığı için hediye olarak verildiğinin anlaşıldığı, jeodezi bilirkişi raporuna göre 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazların tarımsal amaçlı kullanıldığı ve sınırlarının görüldüğünün bildirildiği, ziraat mühendisi heyeti bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, uzun yıllardır tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının bildirildiği, taşınmazların imar-ihya edildikleri tarih ile tespit tarihi olan 31.01.2008 tarihi arasında davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile karar tarihi itibariyle alınması gereken 16.128,36 TL harçtan yatan toplam 4.032,23 TL harcın mahsubu ile bakiye harcın davalının yasal hasım olması nedeniyle davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalının yasal hasım olması nedeniyle; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik olarak, davalı vekili esas yönelik olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.10.2022 tarihli ve 2021/5088 Esas, 2022/6962 Karar sayılı kararı ile; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına; davanın hatalı şekilde tescil davası gibi değerlendirilerek harcın davacıya yüklendiği, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davacı lehine vekâlet ücreti takdir edilmediği, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki zemin değeri üzerinden karar harcı hesaplanması gerekirken davacının diktiği ağaçların değerinin de hesaplamaya dahil edildiği gerekçesiyle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderine yönelik kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
Ç. Mahkemece İkinci Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.01.2024 tarihli ve 2023/18 Esas, 2024/18 Karar sayılı kararı ile; davacının tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne ilişkin hükmün onanması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karar tarihi itibariyle 60.614,28 TL dava değeri üzerinden alınması gereken 4.140,57 TL harçtan, yatan toplam 4.059,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 80,63 TL harcın davalı Hazinenin harçtan muaf olması nedeniyle alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yapılan toplam 8.281,04 TL yargılama giderinin davalı Hazineden alınıp davacıya verilmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) gereği dava değeri 60.614,57 TL üzerinden hesaplanan (maktu vekâlet ücretinin altında kalmayacağından) 17.900 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının hükme elverişli olmadığını belirterek Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı ve hibe sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararın bozma ilâmına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ilâmına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (j) bendi gereğince davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.