Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2480 E. 2024/4028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili talebiyle açılan tapusuz taşınmaz tescil davasında, taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu ve davacının tapu kaydıyla ispatladığı mülkiyet hakkının kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ibraz edilen tapu kaydının doğru bir şekilde uygulanmaması, bozma kararında belirtilen hususların tam olarak yerine getirilmemesi ve taşınmazın tapu kaydı kapsamının belirlenmesi için gerekli incelemenin yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/133 E., 2022/159 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Kastamonu ili Taşköprü ilçesi Karapürçek köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın eski tapu kaydında bütün olduğunu ve davacıya dedesinden intikal ettiğini ileri sürerek, dava konusu tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... muhtarı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın köy yolu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.02.2016 tarihli ve 2014/242 Esas, 2016/11 Karar sayılı kararıyla; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 744,77 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı, davacı ile tapu maliki arasında irsiyet bağı bulunduğu ve ayrıca davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine temsilcisi ve davalı Köy Tüzel Kişiliği vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 18.02.2019 tarihli ve 2016/6815 Esas, 2019/1080 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın dayandığı tapu kaydının Tapu Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden getirilmesi, varsa bu tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve oluşumuna ilişkin belge ve haritaların temin edilmesi, mahalli bilirkişilerden tapu maliki ile davacı arasındaki akdi ya da ırsi ilişki bulunup bulunmadığının sorulması, dava konusu taşınmazın tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde mahalli bilirkişi ve tanıklardan kimden kime nasıl intikal ettiği, kadim yol olup olmadığı, sınırlarında ve güzergahında değişiklik yapılıp yapılmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü sonradan yol olarak kullanılmaya başlanmış ise yolun hangi tarihte açıldığı ve bu bölümün yola terk edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması; tapu kaydının haritası varsa mahallinde uygulanması yoksa mahalli bilirkişi ve tanık vasıtasıyla sınırlarının tespit edilmesi, fen, ziraat ve harita mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliğine ilişkin rapor alınması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tapu kayıtlarının temin edildiği, keşif sırasında tapu kayıtlarındaki sınırların zemine uygulanmaması nedeniyle dinlenilen tanık ve mahalli bilirkişilere zabıt kayıtlarının ayrı ayrı sorulduğu, dava konusu taşınmazın davacıya babası Münir Ilgaz'dan intikal ettiği, dava konusu kısmın köylünün ortak kullanımında olan kadim yol olduğu, taşınmazın çekişmeli bölümünün ekilip biçilmek suretiyle kullanımı olmadığı, yaklaşık 60 yıldır yol olarak kullanıldığı ve davacı tarafından rızası ile yola terk edildiği, taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla dava açılıncaya kadar taşınmazın yol olarak kullanıldığının anlaşıldığı, hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme neticesinde 1990 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarında çekişmeli kısmın fiili zeminde yol olduğunun bilirkişi raporundan anlaşıldığı, ziraat bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazda tarım yapıldığına dair emare olmadığı, dava konusu taşınmazın çekişmeli kısmı haricinde davacıya ait olan 178 ada 29 sayılı parsel sayılı taşınmazın birlikte sürülerek işlendiği, dava konusu alanın güneybatı kısmından itibaren tarım arazilerine doğru devam eden yol dikkate alındığında çekişmeli bölümün yolun bir parçası olmasının muhtemel olduğu, üzerinde ekili ve dikili zirai ürün bulunmadığı ve keşif itibariyle çekişmeli bölümün boş vaziyette olduğu, geçmişteki niteliği itibariyle tarım arazisi vasfında olmadığı, komşu taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın çekişmeli olmayan kısmının birlikte sürülmesi nedeniyle toprak yapısı ve fiziki yapısı itibariyle fark bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen tanıklardan bir kısmının davacının ekin olmadığı zamanlarda dava konusu taşınmazı köylünün kullanmasına izin verdiğini, taşınmazın yol olduğunu belirten tanıkların ise köy sakini olması nedeniyle kendi menfaati uyarınca beyanda bulunduğunu, davacının dayandığı tapu kaydının çok eski tarihli olduğunu, taşınmazın sırf ekilmemiş olmasının taşınmaza yol niteliği kazandırmayacağını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmaz tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, Kadastro Kanunu'nun 13 üncü ve 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davacı ..., Taşköprü İlçesi Karapürçek Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.

2. Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünün davacı tarafından iradi olarak yola terk edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de davacı tapu kaydına dayanmış olup yapılan tapu kaydı uygulaması hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir.

3. Şöyle ki, 12.02.1935 tarihli, 63 cilt 145 sayfa 31 numaralı tapu kaydında, doğusu ... veresesi bahçesi, batısı ... veresesi ve ... kızı ..., güneyi ..., kuzeyi ... ile çevrili 4.066 m2 taşınmazın ... oğlu ... uhdesinde olduğunun belirtildiği, tapu kaydına ekli krokinin bulunduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ..., ... ve ...'un taşınmazın kuzeyinde kalan 174 ada 36 parsel sayılı taşınmazın ...'e ait olduğunu belirttiği, mahalli bilirkişi ...'ın taşınmazın güneyindeki 178 ada 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların ... kızı ...'ye ait olduğunu, yine mahalli bilirkişi ...'ın ... adlı kişiye ait olduğunu ifade ettiği, fen bilirkişilerin 28.05.2022 tarihli raporunda davacıya ait 174 ada 35 ve 37 parsel ile 178 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar ile dava konusu edilen (A) ve (B) harfi ile gösterilen 744,77 m2 yüz ölçümlü taşınmazların toplamının 4.123,01 m2 olduğu, bahsi geçen rapora göre taşınmazların bir bütün olması halinde yüz ölçümünün tapu kaydı ile uyuştuğu bilgisine yer verildiği, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümlerinin çevresinde yer alan 174 ada 35 ve 37 parsel ile 178 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların davacı ... adına tespit ve tescil edildiği, bu parseller ile dava konusu edilen fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) olarak gösterilen taşınmazların bütün olarak ele alınarak tapu kaydının bu şekilde zemine uygulanması gerekirken mahallinde tapu kaydının komşu taşınmazlara (taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parsellere) ilişkin kadastro tutanak suretleri ve varsa dayanağı olan belgeler (vergi kaydı, tapu kaydı, tescil ilamı vs.) getirtilerek kayıtların yöntemince uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

4. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşifte öncelikle, mahalli bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ve haritasının, fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümleri ile bunların çevresinde yer alan 174 ada 35 ve 37 parsel ile 178 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazları bütün şekilde ele alarak yöntemince uygulanıp kapsamı öncelikle Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının haritasının/ krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise kaydın sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde göstertilmeli, mahalli bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar fen bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup mahalli bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları (fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmaz bölümleri ile bunların çevresinde yer alan 174 ada 35 ve 37 parsel ile 178 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar bütün olarak ele alındığında çevresini teşkil eden komşu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları) ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve mahalli bilirkişi sözleri denetlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kimden kime nasıl intikal ettiği, kadim yol olup olmadığı, sınırlarında ve güzergahında değişiklik yapılıp yapılmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sonradan yol olarak kullanılmaya başlanmış ise yolun hangi tarihte açıldığı ve bu bölümün yola terk edilip edilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişki giderilmeli; fen bilirkişisine uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, denetime ve keşfi takibe imkan verir şekilde mahalli bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar ile tapu kaydının kapsadığı beyan olunan bölümler farklı renklerle haritasında işaretlettirilerek kroki düzenlettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

03.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.