"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/412 E., 2023/2160 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret - Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/541 E., 2021/400 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, davacı ...'in karar tarihinden sonra 17.11.2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşıldığından 23.11.2023 tarihli ek karar ile 18.10.2023 tarihli karar ortadan kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.11.2023 tarihli ek kararının davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; maliki olduğu 9343 ada 1 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalının kendisini aldatması sonucu davalıya temlik ettiğini, satış bedelinin ödenmediğini, 2001 yılında felç geçirdiğini ve işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu, davalının kendisine bakacağını taahhüt ederek kendisini kandırdığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; annesinin geçirdiği rahatsızlıktan sonra diğer çocuklarının ilgilenmemesi üzerine davacı annesinin bakımını üstlendiğini, dava konusu taşınmazın iki katlı olduğunu, üst kata yerleşmesi için davacının ısrarcı olduğunu, bakımsız durumda olan evin tüm tadilat masrafını karşıladığını, iskanını aldığını, devir karşılığında annesine 67.000,00 TL bedel ödediğini, halen tadilat borçlarını ödemeye de devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının dava konusu taşınmazını davalı oğluna kendisine bakılacağı ümidiyle temlik ettiği, davalının taşınmazın satış bedelini ödediği iddiasını ispatlayamadığı, davacının akit tarihinden önce felç geçirdiği, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ehliyetsizlik sonucunun doğmadığı ancak davacının dikkatini sürdürmesi ve mental kontrolünün, mantıksal belleğinin zayıf olduğunun tespit edildiği, davacının kandırılmaya müsait olduğu, davalının taşınmazın devrinden sonra davacı annesine bakmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin re’sen dikkate alınması gerektiğini, davalının annesine yıllarca baktığını, evin ihtiyaçlarını karşıladığını, kendisine karşı her zaman iyi bir evlat olduğunu, bu durum karşısında davacının kendi rızası ve isteği ile taşınmazı devrettiğini, davacının yönlendirme ile hareket ettiğini, ehliyetsizlik iddiasının yerinde olmadığının saptandığını, davacının, davalının evin tüm masraflarını, tamir ve tadilatlarını üstlenmesi ve her ihtiyacını karşılaması nedeniyle taşınmazı kendi rızası ile devrettiğini ve 67.000,00 TL satış bedelinin elden ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği, bu iddiaya dayalı davanın ispatlanamadığı, davacının, davalı tarafından karakolda bırakıldığı 10.12.2018 tarihinde davalı tarafından kendisine bakılmayacağını, dolayısıyla temlikin hile ile gerçekleştirildiğini öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu haliyle davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, 1950 doğumlu olan davacının, beyin ameliyatı geçirdiği ve bakıma muhtaç olduğu, dava konusu taşınmazın ise davacının tek taşınmazı olduğu, taşınmazın gerçek değerine göre resmi akitte gösterilen değerin çok düşük olduğu, davalının, temlik bedelini davacıya ödediğine dair bir delil sunmadığı, davacının tek taşınmazını davalıya bedelsiz olarak temlik etmesi için bakımını temin etmek dışında bir neden bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, davacı ...'in karar tarihinden sonra 17.11.2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşıldığından 23.11.2023 tarihli ek karar ile ilk karar ortadan kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ek karara yönelik temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafından hasta ve yaşlı olan davacının durumundan istifade edilerek davadan feragat dilekçesi verilmesinin sağlandığını, 11.12.2023 tarihli Eskişehir Şehir Hastanesi raporuna göre davacının orta düzeyde demans hastası olduğunu, daha önce geçirmiş olduğu beyin ameliyatları nedeniyle epilepsi tedavisi gördüğünü, fiil ehliyeti bulunmadığını, hafıza kaybı yaşadığını, feragat dilekçesinin geçerli olmadığını, Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/4080 Esas sayılı dosyasında davacının kısıtlanması için dava açıldığını belirterek davanın reddine ilişkin ek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenine dayalı dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup öncelikle çözümlenmesi gereken husus davadan feragat beyanının hile ile alınıp alınmadığı ve bu tarihte davacının ehliyetsiz olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 163., 164., 307. ve 311. maddeleri.
3. Değerlendirme
Davacının, maliki olduğu 9343 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 14.08.2017 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği, davalının kendisini aldatması sonucu taşınmazı davalıya temlik ettiğini ve ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ettiği; İlk Derece Mahkemesince davacının dava konusu taşınmazını davalı oğluna kendisine bakılacağı ümidiyle temlik ettiği, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ehliyetsizlik sonucunun doğmadığı ancak davacının dikkatini sürdürmesi ve mental kontrolünün, mantıksal belleğinin zayıf olduğunun tespit edildiği, davacının kandırılmaya müsait olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği; kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği; davacı ...'in karar tarihinden sonra 17.11.2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği ve Bölge Adliye Mahkemesince 23.11.2023 tarihli ek karar ile ilk karar ortadan kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer ve kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HMK m.311). Bu nedenle Mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir halin nedenine dayandığı (HMK m.311) kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşku yoktur.
Feragate ilişkin irade açıklamasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK'nın 163.maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir.
Somut olayda; davacı vekili, davacı asilin feragate ilişkin beyanının irade fesadı ile temin edildiği ve davacının ehliyetsiz olduğu iddiasında bulunmuş olup bu hususun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 163 ve 164. maddelerinde belirtildiği şekilde ön sorun olarak incelenmesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 311. maddesi çerçevesinde tahkikat yapılarak sonuca gidilmesi zorunludur.
Hâl böyle olunca; Mahkemece, feragatin ehliyetsizlik ve irade fesadına dayalı olduğu iddiasının (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.