Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2594 E. 2024/4093 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki zilyetlik haklarına dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmiş, Hazine ise taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu savunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu kabul edilerek tapu iptali ve tescili kararı verilmiş ise de, Yargıtay, taşınmazın niteliği, önceki malikleri, zilyetliğin başlangıcı ve sınırları gibi hususlarda yeterli araştırma yapılmadığı, Hazine adına tescil nedeninin belirlenmediği ve ilgili tüm belgelerin incelenmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/617 E., 2022/2640 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/488 E., 2019/467 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Yüksekova ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 38, 63 ve 64 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmazlara kendileri ile mirasbırakanlarının uzun süre zilyet olduklarını ileri sürerek ve irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile 101 ada 38 parselin ½ şer paylı olarak ... ve ... adlarına, 101 ada 63 parselin ... adına, 101 ada 64 parselin ... tapuya tescilini istemişlerdir.

Dava konusu 101 ada 38 ve 64 parsel sayılı taşınmazlar yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2019 tarih ve 2014/488 Esas 2019/467 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibarıyla; 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı ve öncesinde Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46, Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddeleri gereğince belirlenen 10 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacı lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 101 ada 63 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi, eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmediğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddelerindeki şartların davacı taraf lehine oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B.Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gerçeğe aykırı bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 46/1-2 ve 20 inci maddesi, 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin yasa hükümleri

3. Değerlendirme

Yüksekova ilçesi ... köyünde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 63 parsel sayılı 7.089,75 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz 4753 sayılı Yasa uyarınca oluşturulan 19.11.1963 tarih 723 sıra nolu tapu kaydı nedeni ile tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece, çekişmeli 101 ada 63 parsel sayılı taşınmazda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 inci maddelerindeki koşulların oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bu hususta yapılan araştırma, inceleme ve uygulama yetersizdir. Dairemizce iki kez yapılan geri çevirme kararına rağmen çekişmeli taşınmazın belirtme tutanağında işgalci olarak belirtilen şahısların isminin ne olduğu ve aynı zamanda belirtme tutanağında neden Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın önceki vasfının ne olduğu hususlarının belirlenemediği anlaşılmıştır. Bir taşınmazın mülkiyetinin zilyetlikle kazanılabilmesi için ilk şart taşınmazın kazanıma uygun olması zorunludur. Bu sebeple toprak tevzi komisyon çalışmalarında vasfının ne olarak belirlendiği ve belirtme tutanağında neden Hazine adına tespit edildiği hususlarının netleştirilmesi ve belirtme tutanağında işgalci olarak ismi yazılı şahısların isimlerinin net olarak belirlenmesi; taşınmazın öncesinin kaçak yitik kişilerden kalıp kalmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı, sınırında mera olup olmadığının saptanması gereklidir. Oysa Mahkemece belirtme tutanağında işgalci olarak belirtilen şahıslar ile davacı taraf arasındaki akdi ya da irsi ilişki araştırılmamıştır. Komşu taşınmazlara ait kadastro tutanağı ve dayanak belgeler getirtilmemiş, davacıların babaları ... yönünden belgesiz araştırılması yapılmamıştır. Taşınmazın sınırında ark bulunmasına ve toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalarda sulu tarla olarak vasıflandırılmış olmasına rağmen ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın sulu veya susuz hangi vasıfta olduğu belirlenmediği gibi taşınmazın önceki ve şimdiki vasfı da net olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hemen belirtilmelidir ki; çekişmeli taşınmazın, toprak tevzii sonucu Hazine adına oluşan tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, yapılan keşif sonucunda fen bilirkişisi tarafından toprak tevzii paftası ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle düzenlenen rapora göre de taşınmazın Hazine tapu kaydı kapsamında kaldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Çözümlenmesi gereken hususun; taşınmazın toprak tevzi çalışmalarında hangi toprak tevzi numarasını aldığı, belirtme tutanağı ile haritası getirtilerek mera parseli olup olmadığı, sınırında mera bulunup bulunmadığı, kaçak-yitik kişilerden kalıp kalmadığı, toprak tevzi komisyon çalışmalarında zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı, davalı tarafın dayanak tapu kaydının yöntemince uygulanması ve tapu kaydının başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği olduğu açıktır.

Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşumuna esas belirtmelik tutanağı, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları ile birlikte getirtilmeli, tapu kaydının revizyon görüp görmediği sorulmalı, tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin ve varsa haritasının, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa dayanağı olan kayıtlar ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişiler ile miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.

Mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte davalı tarafın dayandığı tapu kaydı yöntemince uygulanmalı, kaydın oluşumuna esas harita bulunması halinde tapu kaydının haritası ile kadastro paftasının ölçekleri çakıştırılmak suretiyle uygulanıp kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının uygulama kabiliyetinin olmaması ya da haritasının bulunmaması durumunda ise tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaretlettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kaçak-yitik kişilerden kalıp kalmadığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği, şayet belirtme tutanağında işgalci olarak gösterilen kişiler davacılardan farklı ise o zaman davacılar ile bu kişiler arasındaki akdi ya da ırsi ilişkinin ne olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmelidir.

Ziraat bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; değinilen şekilde yapılan araştırma ve uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 inci maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 saylılı HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın karar veren Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.