"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/281 E., 2023/325 K.
Mahkeme kararı davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; davacıların dava dışı anneleri ...'ün ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkinde bulunan 341 ada 1 parsel sayılı taşınmazının torunu olan davalı ... tarafından 8.000,00 TL bedelle muvazaalı olarak temellük edildiğini, davalı ...'in taşınmazı satın alacak maddi gücü olmadığını, söz konusu parselin rayiç değerinin 300.000,00 TL olduğunu, tapudaki satış değerinin ...'ün aldatıldığını gösterdiğini, adı geçenin taşınmazı 06.11.2013 tarihinde arkadaşı dava dışı ...'a, onun da davalı ...'in akrabası olan diğer davalı ...'ye devrettiğini, ...'ün oğlu dava dışı ...'ın (davalı ...'in babası) yönlendirmesi ve kandırması ile bu işlemlerin yapıldığını, ...'ün işlem tarihinde fiil ehliyetinin de bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hangi hukuki sebebe dayandığının dava dilekçesinden anlaşılamadığını, davaya konu taşınmazın eski maliki ...'ün halen hayatta olması sebebiyle çocukları olan davacıların muvazaa sebebine dayalı dava açamayacaklarını, taraf muvazaasına dayalı açılacak bir iptal davasında ise davacı sıfatının ...'de olması gerektiğini, davacıların annesi ve dava konusu taşınmazın eski maliki olan ...'ye vasi tayin edilip edilmediği, edilmiş ise tarihi ve kimin vasi olduğu konularında müvekkilinin bilgi sahibi olmadığını, iyi niyetle, bedeli mukabilinde taşınmazı satın aldığını, taşınmazın devri esnasında ...'nin akli melekelerinin yerinde olduğunu bildirir Gölhisar Aile Sağlığı Merkezinden alınan 06.11.2023 tarihli ve 10247 protokol nolu sağlık raporunun da Tapu Sicil Müdürlüğüne verildiğini, satış anında dava dışı ...'ün kısıtlı olmadığını, tam ehliyetli olup tüm malı üzerinde dilediği gibi tasarruf hakkına sahip olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; ... ve davalı ... ile bir ilgisinin olmadığını, tapu kayıtlara güvenerek iyi niyetle taşınmazı aldığını, davacıların satış işleminin tarafı olmaması ve aynı zamanda vasi olmaması nedeniyle dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, kaldı ki vasi atanmasına ilişkin ortada verilmiş ve kesinleşmiş bir karar da bulunmadığından davacıların davada taraf olma hakkının olmadığını, taşınmazın satışının gerçek bir satış olduğunu ve taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.09.2015 tarih ve 2014/30 Esas, 2015/319 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinde davacıların dava açma ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Dairenin 11.09.2019 tarih ve 2016/11314 Esas, 2019/4575 Karar sayılı kararıyla; ...'ün maliki olduğu çekişme konusu 341 ada 1 parsel sayılı taşınmazını 06.11.2013 tarihinde davalı ...'e, adı geçenin 18.11.2013 tarihinde dava dışı ...'a, onun da 15.01.2014 tarihinde davalı ...'ye satış suretiyle devrettiği, eldeki davanın 27.01.2014 tarihinde ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak dava konusu temliki yapan ...'ün çocukları ... ve ... tarafından açıldığı, bu dava açılmadan önce ...'nin vesayet altına alınması isteği ile Gölhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/446 Esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulle sonuçlanıp ...'ye ...'ün vasi tayin edildiği ve kararın 22.04.2014 tarihinde kesinleştiği, vasi ...'ın 18.03.2014 tarihli dilekçesi ile eldeki davayı takip etmek istediğini belirttiği, ancak bu konuda bir karar verilmeden ...'nin 18.10.2014 tarihinde öldüğü ve geriye eldeki davayı açan çocukları ... ve ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve...'nin kaldığının anlaşıldığı, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı davalarda davanın açılmasından sonra temliki yapan kişiye vasi tayin edilmesi halinde açılan davanın vasi tarafından takip edilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığı, nitekim eldeki davada da bu eksikliğin tamamlandığı, ancak temliki yapan ...'nin 18.10.2014 tarihinde öldüğü, 6100 sayılı HMK’nın 55. (1086 sayılı HUMK'nın 41.) maddesinde “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, somut olayda, dava konusu temliki yapan ...'nin ölümü üzerine geriye eldeki davayı açan çocukları ... ve ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve...'nin kaldığı, ancak Mahkemece adı geçenlere tebligat yapılmadığı, davadan haberdar edilmedikleri, hâl böyle olunca, ...'nin tüm mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, sağlanamaması halinde ...'nin terekesine temsilci atanarak davanın sürdürülmesi, temlik tarihinde ...'nin hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanır ise ilk el davalı ...'e yapılan temlikin geçersiz olduğu gözetilerek sonraki eller bakımından 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi gereğince iyiniyet araştırmasının yapılması, ...'nin devir tarihinde ehliyetli olduğunun belirlenmesi halinde davada dayanılan diğer hukuki neden olan hile iddiası bakımından inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı uyarınca, murisin ölümü nedeniyle dava dışı çocukları adına dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği, bir kısım mirasçılar adına davacılar vekili tarafından vekaletname sunulduğu, kalan mirasçıların muvafakatlerini sunmadıkları anlaşılmakla muris ...'ün terekesine Gölhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/326 Esas, 2021/134 Karar sayılı ilamı ile ...'nun tereke temsilcisi olarak atandığı, kararın 30.06.2021 tarihinde kesinleştiği, tereke temsilcisi davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunduğu, muris ...'ün hastane kayıtları dosya arasına alınmakla Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 06.11.2013 tarih 2448 karar sayılı raporu ve itiraz üzerine alınan Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 16.01.2023 tarih 396 sayılı raporu ile muris ...'ün dava konusu taşınmazın satış tarihi 06.11.2013 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının sabit olduğu, bu durumda, ilk el ...’e yapılan temlikin ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz olduğunda kuşku olmadığı, davalı ...'ün murisin torunu olduğu, taşınmazı 18.11.2013 tarihinde dava dışı ...'a temlik ettiği, dinlenilen tanık beyanlarıyla ...'ın ...'in arkadaşı olduğu, tanık olarak dinlenen ...'ın dava konusu taşınmazı 50.000,00 TL bedelle satın aldığını, murisin oğlu ...'a "müşteri bul" dediğini beyan ettiği, taşınmazın kısa sürelerle temlik edildiği, bedeli karşılığında alındığı iddia edilmişse de bedelin ödendiğine ilişkin belge sunulmadığı, satış senedinde taşınmazın 9.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı ve tarafların arkadaş oldukları hususları da göz önüne alındığında dava dışı ...'ın TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, her ne kadar davalı ... vekili tarafından dava dışı ...'ın davada yer almadığından bahisle taraf teşkiline yönelik beyanda bulunulmuşsa da taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, dava dışı ... tarafından taşınmazın 15.01.2014 tarihinde davalı ... adına temlik edildiği, dinlenen tanık beyanlarıyla ...'nin eşi...'ın ile muris ...'nin uzaktan akraba oldukları, ... muris ... ile aynı mahallede oturdukları, davalı ...'nin keşifte alınan beyanında taşınmazın satışı konusunda her türlü işlemi murisin oğlu ... ile yaptıklarını, sadece taşınmaz ... adına olduğundan...'nin imzayı attığını ifade ettiği, 29.04.2014 tarihli duruşmadaki beyanında ise taşınmazı 200.000,00 TL bedelle ...'dan satın aldığını, tapuda 60.000,00 TL bedel gösterildiğini, ipoteğin çözüldüğünü, taşınmaz için ...'la pazarlık ettiğini beyan ettiği hususları göz önüne alındığında taşınmazın muris ...'den intikal ettiği ve murisin durumunu bilebilecek kişilerden olduğu; gerek ara maliklerin, gerekse son kayıt malikinin iyiniyetinden söz edilemeyeceği, bir başka ifade ile TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın 06.11.2013 tarihindeki ...'e satışına ilişkin resmi işlem tarihinde ...'nin aklı başında ve dengeli biri olduğunu, resmi işlem tanıklarının beyanları ve aile hekiminden verilen raporun bu hususu doğruladığını, yasal ve usule uygun bir işlemi Adli Tıbba taşımanın adil olmadığını, Adli Tıp Kurumu raporunun hayat gerçekleriyle bağdaşmadığını, müvekkilinin taşınmazı gerçek değeriyle satın aldığını, bu nedenle müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilmeyeceğini, ailede alım-satım işleriyle ilgilenen malik ... adına oğlu ...'a 200.000,00 TL nakit ödediğini, kalan 50.000,00 TL için de senet verdiğini, müvekkilinin aile içi durumlardan haberi olmadığını, nitekim söz konusu 200.000,00 TL'nin ...'ün oğlu ...'a ödendiğinin davacılar ve tereke temsilcisi vekilinin 07.03.2023 tarihli dosyaya sunduğu beyan dilekçesinden de anlaşıldığını, müvekkilinin ödediği bedelin kendisine iade edilmesi durumunda taşınmazı derhal iade edeceğini de açıkça beyan ettiğini, müvekkilinin kötü niyet taşımadığını ileri sürerek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece bozma ilamında belirtilen hususların tam ve yeterince değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, dava tarihinde hayatta olan ve kısıtlı olmayan, dava devam ederken ölen muris ... henüz hayatta iken dava ikame edilemeyeceğini, her davanın açıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğinden, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dosyada yer alan sağlık raporlarında çelişkiler bulunduğunu, ilk sağlık raporunda müteveffa ...’ün Gölhisar 2 nolu Aile Sağlığı Merkezince verilen 06.11.2013 tarih ve 10247 nolu protokol sıra sayılı rapora göre akli melekelerinin yerinde olduğunu, ancak dosyaya sunulan 16.01.2023 tarihli Adli Tıp raporunda ...’ün “hafif demans” bulgularına sahip olduğundan işlem tarihinde de bu hastalığının olabileceği, işlem tarihinde de fiil ehliyetinin olmadığı kanaatinin bildirildiği, ancak bu hastalığın işlem tarihinde bulunduğu hususu ile işlem yeteneğini nasıl etkileyebileceği hususunun raporda açıklanmadığını, müteveffa ...'ün hafif demans hastası olduğunu kabul etmemekle birlikte hafif demans hastalığının fiil ehliyetini etkilemeyeceğini, bu durumda işlem ehliyetinin olmadığının kabul edilemeyeceğini, raporlar arasında oluşan çelişkiler giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava ikame eden davacıların veraset ilamında gösterilen sadece kendi hisseleri açısından tapu kaydının iptaline karar vermek gerekirken Mahkemece tapu kaydının tamamen iptaline karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını, gerekçeli kararda ara maliklerin iyi niyetinden söz edilemeyeceği tespiti yapılmış ise de bu hususta yeterince bir araştırma yapılmadığını, ayrıca dava dışı ara malikleri etkileyecek şekilde hüküm kurulduğunu, gerekçeli kararda gösterilen harçlar ve vekalet ücretinin fazla hesaplandığını, sadece davacıların hisselerine tekabül edecek şekilde hesap yapılması gerekirken tamamı üzerinden harç ve göre vekalet ücreti hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ...'ün maliki olduğu çekişme konusu ... ada 1 parsel sayılı taşınmazını 06.11.2013 tarihinde davalı ...'e, adı geçenin 18.11.2013 tarihinde dava dışı ...'a, onun da 15.01.2014 tarihinde davalı ...'ye satış suretiyle devrettiği, eldeki davanın 27.01.2014 tarihinde ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak dava konusu temliki yapan ...'ün çocukları ... ve ... tarafından açıldığı, bu dava açılmadan önce ...'nin vesayet altına alınması isteği ile Gölhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/446 Esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulle sonuçlanıp ...'ye ...'ün vasi tayin edildiği ve kararın 22.04.2014 tarihinde kesinleştiği, vasi ...'ın 18.03.2014 tarihli dilekçesi ile ...'ün vasisi olarak eldeki davayı devam ettireceğini belirttiği, ancak bu konuda bir karar verilmeden ...'nin 18.10.2014 tarihinde öldüğü ve geriye eldeki davayı açan çocukları ... ve ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve...'nin kaldığının anlaşıldığı, bozma kararı sonrasında alınan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 25.03.2022 tarih 2448 karar sayılı raporu ve itiraz üzerine alınan Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 16.01.2023 tarih 396 sayılı raporu ile muris ...'ün dava konusu taşınmazın satış tarihi 06.11.2013 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddiyle usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 18.635,82 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'ten alınmasına,
Aşağıda yazılı 18.635,76 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,
Dosyanın Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.