"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/63 E., 2019/144 K.
HÜKÜM : Asıl ve birleştirilen dava kısmen kabul-Birleştirilen 2012/290 E.
sayılı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen davadan dolayı Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26.03.2019 tarihli ve 2018/63 Esas, 2019/144 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve önceki geri çevirme kararı ile getirtilen evraklarla birlikte Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı davada davacılar; mirasbırakan ...’nun Akümülatör Elektronik San. ve Tic.A.Ş.’deki % 49 hissesini farklı tarihlerde satış suretiyle davalı torununa devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek şirket hisselerinin yasal miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmazsa saklı paya tecavüzün men’i ile tenkise, ayrıca elde edilen kazanımlardan dolayı 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dosyada ise aynı hukuksal nedenle 7947 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümün mirasbırakan tarafından üçüncü kişiden satın alınarak davalı adına tescil ettirildiğini belirtip miras payı oranında iptal ve tescile, olmazsa tenkis bedeli olarak 31.250,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, zamanaşımı itirazında bulunup dava konusu şirket hisseleri ile taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2014 tarihli ve 2011/556 E., 2014/346 K. sayılı kararıyla; muris muvazaası olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dosyadaki hisse devirlerine yönelik iptal ve tescil isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin ise reddine; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dava yönünden iptali istenen bağımsız bölümün bedelinin davalının anne babası tarafından ödendiği, aksinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 03.10.2017 tarihli ve 2014/20311 Esas, 2017/4877 Karar sayılı kararıyla; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı davaya konu 7947 ada 28 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölüm bakımından bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği kanıtlanamadığı dikkate alınarak anılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından, bu dava yönünden hükmün onanmasına, asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dava bakımından ise şirket hisse devirlerinde 01.04.1974 tarihli ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama imkanı olmadığı, eldeki iddianın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19 uncu maddesinde düzenlenen genel muvazaa hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, öte yandan şirket hisse devirlerinin iptali istemi yönünden eksik harç tamamlanmadan sonuca gidilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli ve 2018/63 Esas, 2019/144 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakan tarafından davalıya devredilen şirket hisseleri açısından muvazaa olgusunun kanıtlandığı, davacıların devredilen şirket hisseleri nedeniyle ayrıca elde edilen kazanımlardan dolayı talep ettikleri bedel yönünden ise davacıların taleplerinde haklı olmadıkları gerekçesiyle asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı davalar yönünden davanın kısmen kabulüne, birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dava yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, TBK’nın 19 uncu maddesi çerçevesinde bir araştırma ve incelemenin yapılmadığını, Mahkemece davacı ...’nun davalıya sattığı 1/700 hissenin dikkate alındığını, ancak başkaca detaylı hiç bir araştırmanın yapılmadığını, sadece tanık beyanlarının dikkate alındığını, davacı tanıklarının davacıların birinci derecede yakın akrabaları olduklarını, sadece bu beyanlara itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca tanıkların hisse devirlerinin bedelsiz olduğuna dair beyanları bulunmadığını, davalının hisse bedellerini ödediğini ispatlamak zorunda olmayıp davacının iddiasını ispat etmek zorunda olduğunu, eksik değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, davalının satın alma gücünün değerlendirilmediğini, devir tarihinde davalının alım gücüne dair sunulan delillerin hiç birinin değerlendirmeye alınmadığını, mirasbırakanın iki adet vasiyetname düzenlediğini, mirasbırakanın bu vasiyetnamelerinde çocukları ve eşi için farklı oranlarda miras payı öngördüğünü, Ankara 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/397 E. sayılı dosyası ile kesinleşen vasiyetnameye göre davalı tarafça atanmış mirasçılık belgesi almak üzere müracaat yapıldığını, mahkemeden alınacak belge sonucu mirasçılar arasında farklı oranlar söz konusu olacağından, Mahkemece davacılarca dosyaya daha önce sunulan veraset ilamına göre ¼ miras payı oranında kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen 2012/300 Esas sayılı dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesine dayalı şirket hissesinin iptali ile tescili, olmazsa saklı paya tecavüzün men’i ile tenkis ve tazminat; birleştirilen 2012/290 Esas sayılı dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Mahkeme hüküm fıkrasında, birleştirilen davanın Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/300 Esas numaralı dosyası olmasına rağmen, dosya numarasının “2012/350“ olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 717,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.07.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.