"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/561 E., 2015/1013 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, süresinde davacı ... tarafından adli yardım istekli ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2016/13862 Esas, 2020/647 Karar sayılı geri çevrime kararı ile davacı ...’nin adli yardım isteğinin kabul edildiği gözetilerek süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı ...’nin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, adli yardım talepli dava dilekçelerinde; davacı ...’nın mirasbırakanı ...’ın 1981 yılında öldüğünü, geride davacı ... ile davalı ... ve dava dışı ...’ın mirasçı olarak kaldığını, dava dışı mirasçının miras hakkını aldığını ancak davalının kendisine miras hakkını vermediğini, mirasbırakandan gelen 22 parça taşınmazın davalı ... adına tescil edildiğini, 7 parça taşınmazın ise davalı ...’ın arkadaşı olan diğer davalı ... adına ve 3 parça taşınmazın da davalı ...’nin oğlu davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ½ payının davalı ..., ½ payının davacı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmişler, 17.06.2015 tarihinde davacı ... adına Av ... ... vekaletname sunmuştur.
II. CEVAP
Davalı ... ve Murat; davacı ...’nın miras hakkını aldığını, bu yöne ilişkin Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/329 Esas sayılı dosyasında karar verildiğini, eldeki davada dava konusu edilen taşınmazların belirtilen davada da dava konusu olduğunu, davacı tarafın ada parsel numaraları değişen taşınmazlar yönünden kötüniyetli olarak dava açtığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek reddini istemişler, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı ...’nin, adli yardım talebinin reddine dair kararına itiraz ettiği, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2015 tarih, 2015/82 D. İş. Esas, 2015/82 Değ. İş. Karar sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, davacıların süresi içerisinde harç ve yargılama giderlerini yatırmadıkları gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde adli yardım istekli olarak davacı ... ve davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı ... vekili ve davacı ... temyiz dilekçelerinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarla ve adli yardım talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, farklı Mahkemelerde açılan davalarda adli yardım isteklerinin kabul edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640, 701 ve 702. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114, 115, 334 ila 340. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 14.05.2015 tarihinde 10.000 TL dava değeri üzerinden adli yardım istekli olarak ... ve ... tarafından açıldığı, 24.07.2015 tarihli ön inceleme tensip zaptı ile davacıların maddi durumunun iyi olduğu anlaşıldığından adli yardım talebinin reddine karar verildiği ve nispi harç ile maktu peşin harcın mahkeme veznesine yatırılması için bir aylık kesin süre verildiği, yatırılmadığı takdirde müteakip işlere devam edilemeyeceğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ve ayrıca toplam 110,00 TL gider avansının yatırılması için bir aylık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde gider avansı yatırılmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceğinin ihtar edildiği, tensip zaptı davacı ... vekiline tebliğ edilmeden önce 30.07.2015 tarihinde davacı ...’nin yeniden adli yardım talebinde bulunduğu, bunun üzerine anılan dilekçe adli yardımın reddi kararına itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek, ret kararının incelenmesi için dosyanın Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2015 tarih, 2015/82 D.iş Esas ve 2015/82 Karar sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, davacı ... vekiline 24.07.2015 tarihli adli yardım isteğinin reddine ilişkin tensip zaptının 29.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 05.10.2015 tarihli dilekçesi ile davacıların adli yardım taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, farklı dosyalarda talebin kabul edildiğini belirterek 24.07.2015 tarihli ara karardan dönülmesini talep ettiği ve 10.11.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın gider avansı yatırılmadığından usulden reddine karar verildiği, karar tarihinden sonra 05.12.2015 tarihinde davacı ...’nın öldüğü, geride davacı ... ile dava dışı ..., ... ve ...’nin mirasçı olarak kaldığı, kararın 20.04.2016 tarihinde davacı ... tarafından adli yardım istekli temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; dava, davacı ... adına tescil istekli olarak anılan davacının miras payına dayanılarak açılmış olup davacı ...’nin ölümü ile birlikte vekalet ilişkisi sona erdiğinden davacı ... vekilinin temyiz dilekçesindeki itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, kararı temyiz eden davacı ..., davacı ...’nın mirasçısı olduğundan temyiz itirazlarının davacı ...’nin terekesi adına incelenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere; Anayasamızda hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK'un 465 ila 472. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nın 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 336/3.maddesine göre adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay'a yapılacağı, 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebileceği; böylece, temyiz aşamasında adli yardım talebi hakkında karar verme yetkisinin Yargıtay'a ait olacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK′nın 337/2. maddesinde, adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği, mahkemenin, itirazın incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye göndereceği, itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın kesin olduğu, adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabileceği; aynı Kanun’nun 120. maddesine göre davacının dava açarken yargılama harçlarını ve gider avansını mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde ise mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği, HMK'nın 114/1-g maddesinde davacının yatırması gereken gider avansının dava şartları arasında sayıldığı, HMK'nın 115/2. maddesinde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için mahkemece kesin süre verileceği ve bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı ... vekiline 24.07.2015 tarihli adli yardım isteğinin reddine ilişkin tensip zaptının 29.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 05.10.2015 tarihli dilekçesi ile davacıların adli yardım taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, tensip ara kararından dönülmesini talep ettiği, bu dilekçe hakkında işlem yapılmadığı anlaşılmakta olup davacı ...’nin 30.07.2015 tarihli dilekçesi üzerine dosyanın gönderildiği Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2015 tarih, 2015/82 D.iş Esas ve 2015/82 Karar sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği gözetildiğinde davacı ...’nin itirazı değerlendirilmeden sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi, adli yardımın reddine ilişkin karar kesinleştikten sonra davacı tarafa harç ve gider avansı için muhtıra tebliğ edilmesi gerekirken, hakkın doğup doğmayacağı henüz belli olmadan önce harç ve gider avansının yatırılması amacıyla gönderilen 24.07.2015 tarihli tensip kararının davacı aleyhine hukuki sonuç doğuracak, hak arama özgürlüğü ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde yorumlanması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2016/13862 Esas, 2020/647 Karar sayılı geri çevrime kararı ile davacı ...’nin adli yardım isteğinin kabul edildiği ve davacı ...’nin öldüğü gözetilerek anılan davacının mirasçıları yönünden taraf teşkilinin sağlanması, ölen davacının dava dışı mirasçılarının olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanan temsilciye tebligat yapılması suretiyle davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı/mirasçı ...’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.