"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1263 E., 2023/1198 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pervari Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/223 E., 2021/249 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak vekalet ücreti, yargılama gideri ve harç yönünden düzeltilmiş şekliyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Siirt ili, Pervari ilçesi, ... köyünde bulunan 114 ada 22 parsel sayılı taşınmazın babasından müvekkiline kaldığını ve 20 yıla yakın bir süredir müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini, ... Köyü Tüzel Kişiliği'nin taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07.11.2018 tarihli dilekçesinde özetle; her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın müvekkiline babasından kaldığını belirtmiş iseler de bu hususun sehven yazıldığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı Hüseyin Aka isimli 3. kişiden satın aldığını belirterek dava dilekçesindeki anlatımın maddi hata olarak değerlendirilmesini ve satın alma hususunun dikkate alınarak yargılamaya devam edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili yargılama aşamalarındaki beyanlarında da aynı hususu tekrar ederek eklemeli zilyetliğe dayandıklarını belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ve dahili davalı Hazine cevap dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılmamışlardır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporunda gösterilen kısmına tespit tarihinden geriye dönük olarak 20 yılı aşkın süredir eklemeli zilyetlik sürelerinden faydalanmak suretiyle zilyet olduğu, söz konusu parselin tamamı olan 11.015,08 metrekarelik bölümü üzerinde zilyetlik olgusunun ispatlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 ve 14/1 nci maddelerindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ayrıca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 12.06.2020 tarihli ve 2020/355 Esas, 2020/530 Karar sayılı ilamında tescil davalarında Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği yasal hasım olması nedeniyle yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yükletilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına ve karar ilam harcının da davacıdan alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tapu iptali ve tescil davası olduğunu, tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapuda kayıt maliki olarak görünen kişiye karşı yöneltilmesi gerektiğini, tapuda kayıt malikinin ... Köyü Tüzel Kişiliği olduğunu, Hazine'nin yasal hasım olarak kabul edilemeyeceğini, zira dava konusu taşınmazın tescil harici kalan bir yer olmadığını, dolayısıyla Hazine ve ... Köyü Tüzelkişiliğinin yasal hasım olmadıklarını, Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil eden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi yargılama giderlerinin haklı çıkan müvekkil üzerinde bırakılması ve karar ilam harcının da yine davada haklı çıkan müvekkiline yükletilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının vekalet ücreti, yargılama gideri ve karar ilam harcı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi endene dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın TMK'nin 713 üncü madde hükümleri kapsamında açılan tapusuz taşınmaz tescili davası olmadığı, davanın belirlenen bu niteliğine göre davalıların yasal hasım konumunda olmayıp yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken belirtilen hususun gözden kaçırılmasının isabetsiz olduğu, her ne kadar yargılama aşamasında davacı vekilinin talebi üzerine dahili davalı sıfatıyla dava dilekçesi tebliği ile Hazine'ye husumet yaygınlaştırılmış ise de usul hukukunda dahili dava yoluyla bir kişiye taraf sıfatı yüklenmesine yasal olanak bulunmadığı gibi davanın TMK'nin 713 üncü madde hükümleri kapsamında açılan tapusuz taşınmaz tescili davası da olmadığı, dava dilekçesi ile taraf gösterilen tapu maliki Köy Tüzelkişiliği ile arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığı, tapu maliki Köy Tüzelkişiliği aleyhine usulünce açılan davada bahsi geçen Hazine'nin taraf sıfatının bulunmadığı, Hazine yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmekte ise de bu yönde istinaf talebi bulunmadığından kaldırma nedeni yapılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenlerle kabulüne; sair hususlar aynı kalmak kaydıyla İlk derece Mahkemesinin kararının harç, vekalet ücreti yönü ve yargılama gideri itibariyle kaldırılmasına, ancak bu durum delil toplanmasını, değerlendirilmesini ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı Hazine temsilcisi temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Dahili davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından eksik inceleme ile delilleri araştırılmadan hüküm tesis edildiğini, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete müsait olmayan Devletin tasarrufu altında olması gereken taşınmazlardan olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken sadece bilirkişi raporları ile mahalli bilirkişi beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17'nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Siirt ili, Pervari ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 22 parsel sayılı taşınmaz 11.015,08 metrekare yüzölçümü ve "susuz toprak" vasfı ile davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve eklemeli zilyetik iddiasına dayanarak taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
2. İddianın ileri sürülüş biçimi ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Tapu iptali ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması gerekli ve yeterlidir. Somut olayda davacı, kayıt maliki davalı ... Tüzelkişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı vekilinin 17.10.2020 tarihinde sunduğu dilekçe ile Hazine'nin davaya dahil edilmesinin talep edildiği ve Hazine'nin davaya dahil edildiği anlaşılmıştır. Tapu kayıt maliki olmayan Hazine'nin davaya dahil edilmesi, adı geçene taraf sıfatı kazandırmaz. Kural olarak davanın tarafı olmayan kişiler hükmü temyiz edemez. Hazine ara malik de değildir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre bir hükmü hukuksal yararı bulunmak koşulu ile ancak davanın tarafları temyiz edebilir.
3. Çekişmeli taşınmaz davalı ... adına kayıtlı olduğuna ve çekişmeli taşınmaz yönünden verilen hüküm ile Hazine aleyhine hukuksal bir durum da yaratılmadığına göre, Hazine’nin temyiz isteminde hukuki yararının bulunmadığı kuşkusuzdur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinin sıfat yokluğundan REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazine ve ihbar olunan harçtan muaf bulunduklarından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.