Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2827 E. 2024/4737 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davanın kısmen kabulü üzerine yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uygun şekilde davacının zilyetliğini ispatladığı alanla sınırlı olarak tapu iptali ve tesciline karar vermesinde hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/39 E., 2023/89 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 133 ada 140 parsel sayılı taşınmazın dere yatağı vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın babasından kaldığını ve 50 yılı aşkın süredir zilyet olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.11.2015 tarihli ve 2014/1300 Esas, 2015/216 Karar sayılı kararında; davacı tarafından kullanılan kısım yönünden zilyetlik koşullarının oluştuğu belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 12.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 133 ada 140 parsel sayılı taşınmazda 1.092,63 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.09.2018 tarihli ve 2016/1011 Esas, 2018/4918 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, ziraat mühendisi, jeolog bilirkişi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, dere yatağında kalıp kalmadığı, zilyetliğin ne zamandan beri ne şekilde kim tarafından sürdürüldüğü, kimden kime ne surette intikal ettiği tanık ve yerel bilirkişilerden sorularak saptanması gerektiği, komşu taşınmazlara uygulanan tapu yahut vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulması, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ile en eski tarihli uydu fotoğraflarının incelettirilmesi, ziraatçı ve jeolog bilirkişiden (A) harfi ile gösterilen bölümün dere yatağı olup olmadığı, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarının tespit edilmesi gerektiği belirlenerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 11.02.2020 tarihli ve 2018/208 Esas, 2020/23 Karar sayılı kararla; keşif sonucu alınan harita bilirkişi raporunda (A1) işareti ile gösterilen 656 metrekarelik kısmın davacıya ait 133 ada 145 parsel sayılı taşınmaz ile bütünlük gösteren tarım arazisi olarak kullanıldığı, (A2) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımların birbiri ile bütünlük gösterdiği ve kuru dere olarak kullanıldığının tespit edildiği, 2015 yılında yapılan keşifte jeoloji bilirkişisince dava konusu taşınmazın kuru dere olarak tespit edilmemesine rağmen (A2) ve (B) harfleri ile gösterilen yerin aradan geçen zaman içerisinde muhtemelen meydana gelmiş sel nedeniyle aşındığı ve dere yatağı çizgisinin belirginleştiğinin belirtildiği, davacının mirasbırakanı tarafından kullanılagelen tarım arazisi niteliğindeki (A1) harfi ile işaretli alanda miras yoluyla intikal sebebiyle zilyetliğini sürdürdüğü belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 133 ada 140 parsel sayılı taşınmazın 28.02.2019 havale tarihli Harita Mühendisi bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 656 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 08.06.2022 tarihli ve 2021/4603 Esas, 2022/4611 Karara sayılı kararla; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenerek davalı Hazinenin sair temyiz itirazları reddedilmiştir.

Davalı Hazine vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ise reddedilen kısmın değerinin zemin değeri esas alınarak belirlenmesi, davalı Hazine lehine bu değer üzerinden vekalet ücreti takdiri gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın 2.000,00 TL değer gösterilerek açıldığı ve dava konusu taşınmazın zemin değerinin 7.400,00 TL, taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastrodan sonra yapıldığı anlaşılan ahırın değerinin 151.575,54 TL, taşınmaz üzerindeki bitkilerin değerinin 3.200,00 TL olduğunun keşfen belirlendiği, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki zemin değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedildiği, Hazine harçtan muaf olduğundan bu miktar hüküm altına alınmadığı, kabul (656 metrekare, %37,5) ve ret (1.094 metrekare %62,5) oranı gözetilerek haklılık oranına göre yargılama gideri tutarı tespit edildiği, kabul edilen miktar yönünden davacı yararına temyiz durumu itibarıyla usuli kazanılmış hak gözetilerek vekalet ücreti verilmediği, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiği belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 133 ada 140 parsel numaralı taşınmaz üzerinde Harita Mühendisinin 28.02.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı 656 m2 alanın iptali ile son parsel numarası verilmek üzere ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; bozma sonrası yapılan yargılamada bozma kararındaki hususlar yerine getirilmeden karar verildiğini ve re’sen tespit edilecek hususlar dikkate alınarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16 ncı maddesi.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Kayseri ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde çalışma alanında bulunan 133 ada 140 parsel sayılı 1.750,97 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek dere yatağı vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'un 440 ncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.