"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/63 E., 2024/399 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/597 E., 2018/286 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmaza yapılacak inşaat için davacının kendisinden yardım istediğini, işlerini takip etmesi ve yaptığı bir takım ödemeler karşılığında dava konusu taşınmazı devrettiğini, davanın sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kredinin 50.000,00 TL'lik kısmını davacının hesabına gönderdiğini, 19.500,00 TL'yi davacıdan alacaklı olan dava dışı ... hesabına aktardığını, uzun yıllar ticaretle uğraşan davacının kandırılacak yapıda olmadığını, taşınmaz değer kazandığı için eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ereğli (Konya) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli ve 2014/597 Esas, 2018/286 Karar sayılı kararı ile; dosyaya sunulan banka dekontları, faturalar ve makbuzlardan davalının, davacıya ait dava konusu taşınmazın da arasında bulunduğu daha birçok dükkânın inşaat işlerinde kullanılmak üzere kendi nam ve hesabından yüklü miktarda harcamalarda bulunduğu, inşaat işleri ile bizzat ilgilendiği, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının devir tarihinde fiil ehliyeti ve algılama yeteneğini haiz olduğu gözetildiğinde davacının hile iddiasını somut delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2018/1393 Esas, 2021/18 Karar sayılı kararı ile; tarafların amca-yeğen oldukları, davalının davacıya ait inşaatın işleriyle ilgilendiği, davacının söz konusu inşaattaki 70 m2’lik bir dükkânı çocuğu da olmaması nedeniyle davalıya vermek istediği, bu dönemde nakit ihtiyacı doğup bankaların kendisine kredi vermeyeceğini öğrenince davalı üzerinden kredi çekilmesine razı olduğu, bankanın 70 m2’lik dükkân için kredi vermemesi üzerine sonrasında iade edileceği yönünde karşı tarafın yarattığı güvenle daha büyük bir iş yerini devrettiği, dosya kapsamı itibarıyla değeri daha yüksek olan taşınmazın davalıya devredilmesini gerektiren gerçek ve kabul edilebilir başka bir sebebin davalı tarafça ispatlanamadığı gözetildiğinde hile iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1126 Esas ve 2021/6153 Karar sayılı kararı ile; dinlenen tanıkların beyanlarından davacının dava konusu taşınmazdaki inşaatı davalı ile birlikte yaptığı, davalının buna ilişkin bir takım ödeme ve makbuzları dosyaya sunduğu, bu nedenle davacının davalıya taşınmazda bir dükkân bağışlamak istediği, davalının 23.11.2012 tarihinde Ziraat Bankasından 60 ay vadeli 70.000,00 TL bedelli kredi çektiği, kredi taksitlerinin davalının maaş hesabından ödendiği, 12.12.2012 tarihinde davalının çekilen kredinin bir kısmını davacıya teslim ettiği, esasen 53.000,00 TL'nin kendisine ödendiği hususunun davacının da kabulünde olduğu, diğer taraftan, davacı ve davalı arasında 10.10.2013 tarihinde “İşyeri Kullanım Ortaklığı Sözleşmesi” başlık bir belge düzenlendiği, imzası inkar edilmeyen sözleşmeye göre çekişme konusu 9 nolu dükkânın davacı ve davalı tarafından sağlıkları süresince ortak kullanılacağı, dükkân üzerindeki tüm kararların ortak alınacağı ve ortak olarak kiraya verileceği, taraflardan birinin dükkânı işletmek ister ise diğerine kira bedelinin yarısını vereceği, giderlerin ortaklığa dahil olacağının kararlaştırıldığı, dosya kapsamından temlikin iradi olduğu, iradenin fesada uğratıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, davanın reddi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.04.2022 tarihli ve 2022/233 E., 2022/604 K. sayılı kararı ile; ilk karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 28.09.2022 tarihli ve 2022/4667E. 2022/6201K. sayılı kararı ile 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası gereğince bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği, Hukuk Genel Kurulu 15.11.2023 tarihli 2022/1-1100E. 2023/1096K. sayılı kararı ile, davacı hile ile iradesinin sakatlandığı iddiasını ispat yükü altında olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin davalının taşınmazın kendisine devredilmesini gerektiren gerçek ve kabul edilebilir bir başka sebebin varlığını ispatlayamadığı şeklindeki ispat yükünü hatalı şekilde ters çeviren gerekçesinde isabet bulunmadığı, dinlenen tanıkların taraflar arasında ihtilaf doğduktan sonraki sürece dair ve duyuma dayalı ifadelerde bulundukları, davalının bankanın kredi başvurusunu reddettiğinden bahisle karşı tarafın iradesini sakatlayarak onu ikna ettiğine dair bilgi ve görgü aktarmadıkları gözetildiğinde tanık beyanlarının tek başına bu iddiayı ispata elverişli olmadığı, tam tersine davacının aynı taşınmazda pek çok dükkânın sahibi olduğu, bazılarını satarak devrettiği, dolayısıyla taşınmazların rayiç değerinin ne olduğunu ve 70.000,00TL tutarındaki bir kredi için ne değerde bir taşınmazın teminat gösterilmesi gerektiğini bilebilecek konumda olduğu, davacı davalının satış için hiçbir bedel ödemediğini ve kredi işlemlerini müteakip dava konusu taşınmazı iade edeceği konusunda kendisini hile ile kandırdığını ileri sürmüşse de davalının, davacıya ait inşaata gerek emek ve mesai sarf ederek gerekse maddi külfetlerin bir kısmını bizzat üstlenerek destek olduğu hususu davacı tanıkları da dâhil olmak üzere dinlenen tanıklar tarafından doğrulandığı, üstelik davacı, davalının sonradan bu taşınmazı kendisine iade edip zaten bağışladığı daha küçük bir dükkânı üzerine alacağını söyleyerek kandırıldığını ileri sürmesine rağmen, bu durumu öğrendiğini kabul ettiği andan sonra davalı ile bir araya geldiği ve dava konusu taşınmazın davalıya ait olduğunu tanıklar huzurunda tekrar beyan ettiği ve keşif sırasında da tespit olunduğu üzere bu yer düğün salonunun bir parçası gibi kullanılacağından buna dair kullanımın ne şekilde yapılacağına dair bir anlaşmaya imza attığı, davacının akıl sağlığının yerinde olduğu ve bu sözleşmeyi kendi rızası ile şahitler huzurunda imzaladığı, hile ile elinden alındığını ileri sürülen bir mal için kişinin böyle bir sözleşme yapmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, davacının kendi rızası ile kısmen bağış iradesi kısmen de maddi desteği karşılığında dava konusu taşınmazı davalıya devrettiği, dosya kapsamı itibarıyla devrin hile ile sağlandığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.01.2024 tarihli 2024/63E., 2024/399K. sayılı kararı ile bozma ilamındaki gerekçelerle iddianın ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yargılama sırasında tüm dilekçe ve beyanlarda gabin yönünde inceleme yapılmadığına itiraz edildiğini, satış değeri ve yapılan hizmet arasında aşırı fark olduğunu, kendisinin de inşaat giderlerini karşıladığını, gabinin şartlarının oluştuğunu, gabin yönünden eksik araştırma yapıldığını, hile yönünden ise davalının kendisini kandırdığını, taşınmazı satma düşüncesi olmadığını, krediden sonra geri vereceğini belirttiğini, diğer dosyadaki davacı beyanları esas alınmasına rağmen kendi beyanlarının neden esas alınmadığının anlaşılamadığını, 10.10.2013 tarihli sözleşmenin davacının teklifi ile yapıldığını, hayatı boyunca kısıtlanacak sözleşme yapmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının ikrarı kabul edildiğinden ½’nin kendisine ait olacağını, davalının bedelleri kendi cebinden ödemediğini, kendisinin verdiğini, memur olduğundan inşaatla ilgilenmeyeceğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, hukuki sürecin devam ettirileceğini, gabin ve sebepsiz zenginleşme iddiasının incelenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.