Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2902 E. 2024/6228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1557 E., 2024/612 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/579 E., 2023/172 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların babası muris...'in eski 2 ada 13 parsel- yeni 1341 ada 21 parsel sayılı 70 m²'lik taşınmazı 11.11.1977 yılında resmi olarak satın aldığını, murisin 22.06.2010 tarihinde vefat ettiğini, muris tarafından 1977 yılındaki satın almadan sonra taşınmaza ev yapılmak suretiyle vefat tarihine kadar kullandığını, 2010 senesinden sonra da mirasçı davacıların kullanmaya devam ettiklerini ve halen kullanmakta olduklarını ancak kadastro sırasında davalıların murisi adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın Merzifon Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar düzenlemesi sonucu oluşturulan taşınmaz olduğunu, imar uygulamasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında yetkili ve görevli mahkemelerde taşınmazın bulunduğu bölgedeki idare mahkemeleri olduğunu, yapılan imar uygulaması 2005 yılında sonuçlanmış olup davaya konu taşınmazın 30.12.2005 tarihinde tapuya tescil edildiğini ve yeni tapu kaydı oluşturulduğunu, davanın 26.12.2022 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, süre yönünden de davanın reddinin gerektiğini, dava konusu 1341 ada 21 parsel sayılı taşınmazın Merzifon Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar düzenlemesi sonucu 1171 ada 130 ve 1171 ada 429 parsel numaralı taşınmazlardan oluştuğunu bu taşınmazlardan 130 parsel sayılı taşınmazın ... ve davacılar murisi... adlarına hisseli olarak, 429 parsel sayılı taşınmazın davalılar murisi ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde... tarafından yapıldığı iddia edilen binanın ise 429 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olarak yapıldığını, 429 parsel numaralı taşınmazın davalılar murisi ... adına düzenlenen 1975 tarihli tapu kayıtlarından geldiğini, bu tapu kaydına dayanılarak 1984 yılındaki kadastro tespiti çalışmalarında yapılan ilan, askı ve tüm tapulama işlemlerine itirazda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ilk kadastro çalışmalarının 14.05.1981 yılında yapıldığı, kadastro tutanakları doğrultusunda ilgili taşınmazların senetsiz olarak davalılar murisi ... adına tapulama işleminin gerçekleştiği, ilgili tapulama işlemi ve kadastro tutanağına karşılık herhangi bir itirazın bulunulmadığı ve kadastro çalışmaları ve tapulama tutanaklarının 13.03.1984 tarihi itibarıyla kesinleştiği, buna karşılık davacı tarafından eldeki davanın ise 26.12.2022 tarihinde açıldığı, hal böyle olunca 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro tutanaklarına dayanılarak hak iddiasında bulunulamayacağı ve itiraz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayni haklarda, yenilik doğuran haklarda olduğu gibi bir hak düşürücü süresinin söz konusu olmadığını, bu ayni haklardan fiilen yararlanılmaması halinde hakkın düşmeyeceği gibi, ayni hakkın herkese karşı ileri sürülmesini sağlayan talep ve davaların da zamanaşımına uğramayacağını, somut olayda davacıların mülkiyet hakkı ihlal edilerek dava konusu taşınmazın davalıların murisine yolsuz olarak tescil edildiği için tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, ancak Yerel Mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddi şeklinde karar verdiğini, mülkiyet hakkının ayni hak olup zamanaşımına veya hak düşürücü süreye tabii olmadığını, Yerel Mahkeme kararının usule, hukuka ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastrodan önceki hukuki nedene dayanılarak açılmasına, davanın açıklanan bu niteliğine göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğunda kuşku bulunmamasına, somut olayda çekişmeli 4321 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin itirazsız olarak 13.03.1984 tarihinde kesinleşmesine ve bu halde tespitin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 26.12.2022 günü arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, Amasya ili, ... ilçesi, .... Mahallesi 2 ada 13 parsel 13.03.1983 tarihinde tapu kaydı esas alınrak davalıların murisi ... adına tescil edilmiş, 30.12.2005 tarihinde imar uygulaması sonucu yeni 1341 ada 21 parsel oluşmuştur. Davacılar vekili, hak dürücü süre geçtikten sonra 26.12.2022 tarihinde eldeki davayı açmıştır.

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.