"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/21 E., 2023/43 K.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların ...’ün torunları olduğunu, dedelerinden intikal eden taşınmazlara davalı ve diğer mirasçılarla birlikte iştirak halinde malik iken kadastro tespiti sırasında davalının, ...’ün başkaca mirasçısı yokmuş gibi tüm taşınmazları kendi adına kaydettirdiğini, bahsi geçen taşınmazların ...’ün sağlığında elde ettiği taşınmazlar olduğunu ileri sürerek taşınmazların tapularının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında taleplerinin Kemah ilçesi, ... köyünde bulunan 108 ada 1, 116 ada 18, 19, 20; 124 ada 2 ve 173 ada 1, 2, 3, 9 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olduğunu beyan ederek taşınmazların ... mirasçıları adına tescilini istemiş, 14.01.2015 havale tarihli dilekçesinde ise taşınmazların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilleri; 173 ada 2, 9 ve 116 ada 19 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmalarından önce davalı tarafından satın alındığını, taşınmazları yaklaşık 40-50 yıldır davalının kullandığını, davacıların dava konusu taşınmazlara ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların iddia ettiği gibi muris ...'ün yıllarca Orman Dairesinde memurluk yaptığını, çocuklarının geçimini zor sağladığını, hiçbir birikimi olmadığından ve babasının köyde yer vermemesinden dolayı davalıya ısrar etmesi ve o dönemde ataerkil bir aile yapısının olması nedeniyle davalının İstanbul’daki taşınmazlarını satmak suretiyle babasını kırmadığını ve taşınmazları aldığını, taşınmazların satın alındığı dönemlerde tapu olmadığından köyde zilyedinde bulunan kişilerden söz ile satın alındığını, davalının da bu taşınmazları zilyet olan kişilerden almak suretiyle edindiğini, 108 ada 1 ve 124 ada 2 parsel sayılı taşınmazların ise davalının murisi ...’ün babası olan ... tarafından diğer mirasçılarına verilirken araya giren köylü ve yakınlarının zoruyla kerhen murisin üzerine tespit edilen taşınmazlar olduğunu, bu taşınmazların kadastro çalışmaları esnasında davacıların rızasıyla davalı adına kayıtlandığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Kemah Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.05.2015 tarihli ve 2013/19 Esas, 2015/39 Karar sayılı kararıyla; davacıların tek başlarına elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi dava konusu taşınmazlardaki tapu kaydının kendi veraset payları oranında iptali ile adlarına tescili isteyemeyecek olmaları, ayrıca dava konusu 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı bulunması nedeniyle bu taşınmaz açısından da tarafların dava açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.03.2018 tarihli ve 2015/20218 Esas, 2018/1838 Karar sayılı kararıyla; hem davacı hem de davalı tarafın ...'ın mirasçıları oldukları, bu durumda aralarında mirasçılık ilişkisi olan tarafların birbirine karşı üçüncü kişi konumunda olmadıkları, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmaması nedeniyle terekeye karşı 3. kişi durumunda olanlara karşı miras payı istemi ile dava açmaları mümkün olmamakla beraber, mirasçıların birbirlerine pay devri mümkün olduğu gibi, miras paylarına dayalı olarak dava açmalarını engelleyen yasal bir düzenlemenin de bulunmadığı açıklanarak hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Kemah Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2018/53 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 108 ada 1, 116 ada 18, 19, 20 parsel, 124 ada 2 parsel, 173 ada 1, 2, 3 parsel sayılı taşınmazların kök muris ...’e ait olduğu, kök murisin taşınmazların bir kısmını satış yoluyla edindiği, bir kısmının ise atadan kaldığı, ...’ün sağlığında bu taşınmazları kullandığı, davalının bu durumun aksini ispat edemediği, 173 ada 9 parsel sayılı taşınmazın satın alınması için davalının yardım mahiyetinde babasına para gönderdiği, bu taşınmazı kendi adına almadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 108 ada 1, 116 ada 18, 19, 20, 124 ada 2 parsel, 173 ada 1, 2, 3, 9 parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının 18/96 oranında iptali ile Kemah Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/47 Esas ve 2013/53 Karar sayılı veraset ilamında belirtilen miras payları dikkate alınarak davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.10.2022 tarihli ve 2022/6488 Esas, 2020/6783 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece çekişmeli 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris ...'a ait olduğu gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve Mahkemece yapılan araştırmanın yetersiz bulunduğu açıklanarak taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmak suretiyle taşınmazların evveliyatında muris ...'a ait olup olmadıkları, satın alma yoluyla edinilip edinilmedikleri, ...'a ait ise taksim edilip edilmedikleri, taşınmazlarda davacı yanın payının bulunup bulunmadığı ve taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde zilyet olunduğu hususlarının belirlenmesi gereğine değinilerek karar bozulmuş, davacı yanın karar düzeltme istemi reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisine ait olması nedeniyle davada hukuki yararları bulunmadığından bu parsele yönelik davanın reddine, 124 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın feragat nedeni ile reddine, 116 ada 18, 19, 20, 173 ada 1, 2, 3 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tarafların murisinden intikal ettiği ve sağlığında taşınmazları kullandığı, 173 ada 9 parsel sayılı taşınmazın muris adına alındığı ve davalının yardımda bulunduğu gerekçesi ile bu parsellere yönelik davanın kabulüne, 116 ada 18, 19, 20, 173 ada 1, 2, 3 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının 18/96 oranında iptali ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; bozmaya uyulduğu halde gereklerinin yerine getirilmediğini, ehil olmayan kişilerle keşif yapıldığını, dava konusu taşınmazların kök murise ait olmadığını, murisin vefatından beri davalı tarafından kullanıldığını, davacıların yazlıkçı olarak köye gelip gittiklerini, üzerinde ev bulunan taşınmazı kök murisin davalı adına aldığını, inşaatını beraber yaptıklarını, kök murisin bir çok taşınmazı kendi adına tespit ettirdiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile tescil istemine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sonucunda Erzincan ili, Kemah ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 18, 19, 20, 173 ada 1, 2, 3, 9 ve 124 ada 2 parsel sayılı yüz ölçümleri kadastro tutanaklarında yazılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...’ün ölü olduğu belirtilerek ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 2.438,60 TL fazla alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Kemah Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.