"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/238 E., 2022/87 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.11.2020 tarihli 2018/4393 Esas, 2020/5032 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Yenişehir ilçesi ... köyünde bulunan, kadastro çalışmaları esnasında kuru dere yatağı olarak tespit harici bırakılan bölümün imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; imar-ihya koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ayrı ayrı sundukları cevap dilekçesinde; açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı DSİ vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza yönelik herhangi bir tasarruflarının bulunmadığını, bu bölümde kamulaştırma işlemlerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2015 tarih 2013/607 Esas, 2015/427 Karar sayılı kararı ile; davalı DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... vekili tarafından esasa yönelik, davacı vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz talebinde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarih ve 2015/ 17580 Esas 2017/8201 Karar sayılı ilamı ile; tescil davasının Hazine yanında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gereğine değinilerek taraf teşkilinden, sair yönler incelenmeksizin karar bozulmuştur.
Mahkemece Bozmaya uyularak verilen 08.05.2018 tarih ve 2018/26 Esas, 2018/220 Karar sayılı kararı ile; davalı DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, 07.01.2015 tarihli raporda 12.065,19 m2'lik kısmın arazi vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; kararın davalı ... vekili tarafından esasa yönelik, davacı vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 02.11.2020 tarih ve 2018/ 4393 Esas, 2020/5032 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle taşınmazın başında 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiğinin sorulup saptanması, tek hava fotoğrafını incelemesinin yetersiz olduğu, taşımaz bölümü imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az 3 adet hava fotoğraflarının getirilerek incelenmesi, imar-ihyaya konu edilmiş ise başlangıç ve tamamlanma tarihlerinin belirlenmesi, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, zilyetliğin 20 yıla ulaşıp ulaşmadığının belirlenmesi gerektiği” belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakıldığı, taşınmazın öncesinde taşlık olduğu ve taşınmazda yabani otların olduğu, davacının babasından davacıya kaldığı, uzun yıllardan beri tarla olarak kullanıldığı ve içindeki taşların ve yabani otların temizlendiği, sınırlarının belli olduğu, imar-ihyanın 1984 yılı öncesinde tamamlandığı, davacının eklemeli zilyetlikle anılan kısımda ekonomik amaca uygun tarımsal faaliyetini nizasız fasılasız malik sıfatıyla sürdürdüğü,taşınmazın dört bir tarafında tapulu taşınmazlar olduğu, davacı yararına TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde belirtilen koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davalı DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 15.12.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.348,01 m2'lik kısmın arazi vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı dava değeri üzerinden zorunlu dava arkadaşı olan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tespit harici taşınmazlara ilişkin tescil davalarında taşınmazın parsel numarasının bulunmadığı, davacının kendi imkanları ile dava konusu taşınmazın sınırlarını açıkladığını, bu nedenle davanın kısmen dahi olsa kabul edildiği hallerde davanın kısmen reddine ilişkin hüküm kurulmaması ve aynı sebeple davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının ve davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu ayrıca davacının kullandığı kısmın yüz ölçümünün daha fazla olduğu halde hatalı olarak eksik belirlendiğini belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17 ve 18. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713. maddeleri
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmaz, Yenişehir ilçesi ... köyünde 1977 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dere yatağı olarak tespit harici bırakılmıştır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.