Logo

1. Hukuk Dairesi2024/299 E. 2025/718 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kök murisin, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazları davalıya muvazaalı olarak devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla temlik işlemini gerçekleştirdiğine dair iddialarını kanıtlayamamaları ve muvazaanın varlığına dair yeterli delil sunamamaları gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/206 E., 2023/1391 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 13. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/112 E., 2022/204 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların kök murisi ...'in vefat etmeden önce adına kayıtlı dava konusu taşınmazları mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiğini ileri sürerek satış ve hibe işlemlerinin iptaline ve müvekkillerinin miras payları oranında tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla tapuda belirtilen bedellerinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini istemiş; 17.02.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılar yönünden 7.500,00 TL olan taleplerini her bir davacı için 1.825.355,27 TL olarak artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı; dava konusu yapılan taşınmazların toplulaştırma işlemleri neticesinde oluştuğunu, söz konusu parsellerin kök parselleri olan 180 ve 187 parsel sayılı taşınmazları intikalen ve satın alarak edindiğini

belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yapılan 180 parsel sayılı taşınmazın ilk oluşum kayıtları incelendiğinde taşınmazın 03.11.1956 tarihinde tapulama sırasında oluşturulmuş kadastro parseli olduğu, kadastro çalışmalarında davalının babası olan ... oğlu ... adına tescil edildiği, tapulama tutanağı dayanak evrakı olarak Temmuz 1946 tarih 19 sıra numarasına kayıtlı zabıt kaydı olduğu, ilgili zabıt kaydı incelendiğinde kaydın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, Temmuz 1946 tarih 19 sıra numarasında ... oğlu ... adına tescilli tapunun kök kaydının ise 14.05.1945 tarih 77 sıra numarasında ... oğlu ... adına tescilli olduğu, iktisap sütunundan ... kızı Vasviye’nin satışından tescil edildiğini, söz konusu taşınmazın kadastrosu yapılmamış tapulu taşınmaz niteliğinde olduğu, taşınmazın 03.11.1956 yılında kayıt maliki olan ... adına tespit gördüğü, kök muris ...'in tespit tarihinde hayatta olduğu ve söz konusu tespite herhangi bir itirazının da bulunmadığı, mülkiyetin geçirilmesinin ancak tespit tutanağının kesinleşmesi ile mümkün olduğu; dava konusu Adana ili, Yüreğir ilçesi, ... köyü, 187 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan değerlendirmede ise 03.11.1956 tarihinde tapulama sırasında oluşturulmuş kadastro parseli olduğu, kadastro çalışmalarında ... adına (kök muris ...'in annesi) tescil edildiği, taşınmazın 28.02.1959 tarih ve 163 yevmiye numaralı işlem ile intikalen 3/9 hissesi muris ... kızı ..., diğer hisselerin dava dışı kişiler adına tescil görerek yine aynı tarih ve yevmiye numaralı işlem ile hissedarların tamamının hisselerini ... oğlu ...’e satarak devrettikleri, 05.04.1962 tarih ve 400 yevmiye numaralı işlem ile ... hissesinin tamamını davalı olan oğlu ...’e hibe ederek devrettiği, neticede kök muris ...'den 3/9 oranındaki pay ile oluşan parsellerin dava konusu olduğu kabul edilerek yapılan incelemede kök muris tarafından işlemlerin yapıldığı tarihte muris ... adına ... köyü 131 parsel, 179 parsel, 185 parsel, 194 parsel, 201 parsel ve kök murisin eşi olan ... adına 262 parsel sayılı taşınmazların kayıtlı olduğu, 194 parsel, 185 parsel, 201 parsel ve 262 parsel sayılı taşınmazların alt soylarına miras payları oranında intikal gördüğü, 194 parsel sayılı taşınmazda davalının babası olan ...'in hissesini kardeşi olan ... ... (aynı zamanda davacıların babaannesi) çocuklarına resmi senet ile 08.05.1959 tarihinde hibe ettiği, davacı tarafça, murisin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla söz konusu işlemi yaptığına dair kanaat oluşturacak nitelikte delil sunulmadığı, dinlenen davacı tanığının da muvazaanın varlığına dair herhangi bir beyanda bulunmadığı belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya koyamadıkları mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla temliki gerçekleştirdiği iddiasının kanıtlanmadığı belirlenerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanının Yargıtay kararlarına uygun olarak diğer delillerle birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmediğini, borcun varlığının ikrar edildiğini, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında muris Vasviye'nin adına kayıtlı olup da vefatından sonra mirasçılarına kalan bazı parsellerden bahsedildiğini, bu durumu davayı reddetmenin bir gerekçesi olarak sunulduğunu, yine gerekçeli kararda ... Ağagil'in 194 parseldeki hissesini kardeşi olan ... ...'in çocuklarına 08.05.1959 tarihinde hibe etmesinin, davayı reddetmenin bir gerekçesi olarak gösterildiğini, muris muvazaası davalarında kadastro öncesine dayalı hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini, muris Vasviye'nin kadastro öncesinde zabıt varakası döneminde tapu memuru huzurunda 14.05.1945 tarihindeki satış akdi ile 180 parsel sayılı taşınmazı oğlu ...'e satış gösterdiğini, ...'in bu ilk muvazaa tarihinde 32 yaşında olduğunu, Yargıtay kararlarında da geçtiği üzere tarımsal bölgelerde o yıllarda yörenin gelenek ve görenekleri ve toplumsal eğilimlerin erkek çocuk lehine olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.