Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3228 E. 2024/5295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/715 E., 2024/760 K.

HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/59 E., 2024/32 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kastamonu ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 26 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmazla, komşusu amcası ... adına kayıtlı taşınmaz arasında bulunan dam ve bahçenin yarısının kendisine yarısının da amcasına ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında bu bölümün tamamının amcası ... adına tespit ve tescil edildiğini, amcasının da ölümü ile taşınmazın davalılara kaldığını ileri sürerek belirtilen alanın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, taşınmaz üzerinde sonradan yapılan yapıların kal’ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; Kastamonu ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 130 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında babaları İsmail adına tespit ve tescil edildiğini, davacı tarafça tespite herhangi bir itirazda bulunulmadığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.02.2024 tarihli, 2023/59 Esas, 2024/32 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 130 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 07.01.2008 tarihinde kesinleştiği, bu durumda dava tarihi olan 31.05.2023 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarih arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını, eldeki davanın, kadastrodan sonra davacının taşınmazının davalılar tarafından gasp edilmesi ve kendi taşınmazlarına ilave etmelerinden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, mülkiyet hakkına bağlı taleplerde zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin söz konusu olmayacağını, tanık beyanları ile iddianın ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 16.05.2024 tarihli ve 2024/715 E. 2024/760 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 2007 yılında ... oğlu ... adına tespit edildiği, 06.12.2007-04.01.2008 tarihleri arasında yapılan ilanın itiraz edilmeksizin 07.01.2008 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle tespit maliki adına tapuya tescil edildiği, davacı yanca tespit öncesi sebeplere dayanarak 31.05.2023 tarihinde dava açıldığı, tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro çalışmaları sonucu, Kastamonu ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında yer alan 130 ada 15 parsel sayılı taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak belgesizden ... oğlu ... adına tespit edilmiş, tespite itiraz edilmemesi üzerine kadastro tutanağı 07.01.2008 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Dava konusu taşınmaza yönelik davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 31.05.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.