Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3308 E. 2024/4744 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmazın davalı köy tüzel kişiliği adına kayıtlı olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine mirasçılık sıfatının ve tüm mirasçıların davaya dahil olup olmadığının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettikleri taşınmaz üzerindeki tasarruf işlemleri için tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi veya terekeye temsilci atanması gerektiği, aksi halde terekedeki elbirliği mülkiyeti üzerindeki tasarruf işlemlerinde oy birliği şartının sağlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/157 E., 2016/81 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... ilçesi, ... köyünde kain 117 ada 1 parselde kayıtlı olan 464 metrekarelik arsa içindeki bahçenin babalarından müvekkillerine kaldığını, müvekkillerine ait olan bahçenin davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edildiğini ileri sürerek davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkiller adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Köy Tüzel Kişiliği; davaya konu taşınmazda ... Köyü Tüzel Kişiliğine ait cami ve bahçesinin bulunduğunu, taşınmazın 14.11.1983 tarih ve 9 numaralı tapu kaydı ile köy adına kayıtlı iken yine köy adına tespitinin yapıldığını, bu yerle davacıların ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu yerin 14.11.1983 tarihli ve 9 numaralı tapu ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olduğu, 04.07.2007 tarihindeki kadastro çalışmaları sırasında ... Köyü Tüzel Kişiliğinin fiili zilliyetliğinde bulunduğu, 2007 yılındaki kadastro tespit çalışmalarında da tapu kaydına dayanılarak 3402 sayılı Yasanın 13. maddesinin (A/a) bendine istinaden tespitinin yapıldığı ve dava konusu taşınmazın 1983 yılında tapuya kayıt ve tescil edildiği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu yerin eklemeli zilyetlikle birlikte 50 yılı aşkın zamandan beri müvekkilleri tarafından kullanıldığını, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin iddialarını doğruladıklarını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640., 701., 702. ve 713/1. maddeleri.

3. Değerlendirme

Davacılar; Zonguldak ili, ... ilçesi, ... köyü 117 ada 1 parsel sayılı kargir cami ve bahçesi vasfıyla davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilen taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemiş, eldeki davayı açmadan açmadan önce davacılardan ... tarafından aynı yere ilişkin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/174 Esas sayılı dava dosyası ile dava açıldığını ancak miras yoluyla intikal eden ve mirasçılık paylarını kapsayan davalarda tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerektiği gerekçesi ile reddedildiğini ve Yargıtayca kararın onandığını belirterek hep birlikte eldeki davayı açmış iseler de davalılardan ..., ..., ..., ... ve ...'ın murisinin ... ... olduğu, davalılardan ... ve ... 'nin kök murisinin ... olduğu anlaşılmıştır.

UYAP üzerinden alınan güncel nüfus kayıt örneklerine göre kök muris ... ve ...'ın öldüğü ve davacılar haricinde dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmıştır.

Davacıların davaya konu taşınmazı hisseleri oranında mı yoksa terekeye döndürülmesi amaçlı istendiği anlaşılamamıştır. Öncelikle, bu hususun davacılar vekiline süre verilerek açıklanması istenmelidir.

Davacıların hisseleri oranında davaya açtıkları belirlenirse;

Davaya konu taşınmazın kendi adına tescili istemiyle üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı dava açtıkları, miras bırakandan intikal ettiği iddiasıyla üçüncü kişilere karşı açılan davalarda, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlanamaması halinde, mirasçılardan biri veya bir kısmı adına tescil isteyemeyeceğine ve dava dışı mirasçılar olması halinde tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre dava reddedilmelidir.

Davacılarca taşınmazın terekeye döndürülmesi isteniyor ise;

Terekenin Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmadığı, her birinin payının taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu, TMK'nın 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oy birliği arandığı, dava da bir tasarrufi işlem olup kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları ya da anlaşma sağlanamaz ise terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekeceği kuşkusuzdur. Eldeki davada tapu maliki olan Köy Tüzel Kişiliği murisin terekesi karşısında 3. kişi durumunda bulunduğundan, davada yer almayan diğer mirasçının yöntemine uygun bir biçimde muvafakatinin alınması veya davaya katılımının sağlanması ya da TMK'nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuruyla yargılamaya devam edilmesi zorunlu olduğu halde, Mahkemece bu şart yerine getirilmeden işin esasına girilmesi isabetsiz olacaktır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre davacılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.