Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3383 E. 2024/6124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, bağışladığı taşınmazın akabinde davalı tarafından bedelsiz olarak edinildiği iddiasıyla, bağıştan rücu nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davalıya satış yoluyla devredildiği, usulüne uygun bir bağış işleminin bulunmadığı ve muvazaa iddiasının daha önce aynı taraflar arasında görülen davada kesinleştiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1797 E., 2024/746 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Kabul- Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/319 E., 2021/220 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalının oğlu olduğunu, 6 parsel sayılı (imar uygulaması sonucunda 288 ada 1 parsel) taşınmazını 1998 yılında davalı oğluna bağışladığını ancak davalının talebi üzerine taşınmazı öncesinde davalının yakın arkadaşı olan ...’a devrettiğini, davalının da bedel ödemeden taşınmazı ...’dan aldığını, imar sonrası oluşan parselde kendisinin, dava dışı oğlu ...’nin ve davalının evi olduğunu, ayrıca yeni oluşan parselde paydaş olan ...’nin de taşınmazda üç katlı evi olduğunu, taşınmaz paydaşlarından ... ’ya ortaklığın giderilmesi davası açılması ile bağışladığı taşınmazda bulunan kendi evinin de satılığa çıkarıldığını öğrendiğini, otaklığın giderilmesi davası açılmakla 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 244/2. maddesine aykırı davranıldığını, satış dosyasının öğrenilmesi ile 20.12.2019 tarihinde hak düşürücü sürenin başladığını, davalının elektrik ve suyunu da kestirdiğini, bu nedenle diğer oğlunun evinde yaşadığını, bağıştan dönme hakkının oluştuğunu, ara malik ...’ın da davalının taşınmaz için bedel ödemediğine ilişkin beyanı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazdaki davalı payının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada 04.02.2022 tarihinde ölümü ile dava dışı çocukları yargılamayı devam ettirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, davayı kabul etmediğini, iddiaların gerçek dışı olduğunu, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/30 Esas sayılı davasında daha önce yargılama yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkının kullanılmadığı, bağıştan dönmenin şartlarının da oluşmadığı, davacının asıl iradesinin bağıştan dönme olmadığı, diğer çocuklarının baskısı ile eldeki davayı açtığı belirtilip ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin diğer çocuklarının babalarına baskı yaptığına dair dosyada delil yok iken gerekçeye konu edildiğini, dava konusu taşınmazın önce malik olmayan ...'a devredildiğini, ...’ın da bedel almadan taşınmazı davalıya devrettiğini, ... davacının oğlu imiş gibi bağıştan dönme şartının kurgulandığını, dava konusu taşınmazda müvekkilinin evi olduğunu, davalının taşınmazın satılması için ortaklığın giderilmesi davası açtığını, yaşayacak başka bir yeri olmadığını, Mahkemenin bunlardan bahsetmediğini, dava açıldıktan sonra davalının müvekkilinin evine gelip bağırıp çağırdığını, eşyalarını kırdığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın ... adına kayıtlı iken 17.05.1999 tarihinde satış suretiyle davalı adına temlik edildiği, usulüne uygun bir bağış işleminin bulunmadığı, muvazaa yönünden de Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/30 Esas sayılı davasında karar verildiği, davanın reddinin bu gerekçelerle doğru olduğu gerekçesiyle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yanlış ve hukuka aykırı olduğunu, davacı baba ...’ın aşamada öldüğünü, davalının da mirasçı olduğunu, davanın 17.05.1999 tarihli 2421 yevmiye numaralı işleme karşı değil 12.08.1999 tarihli işleme karşı açıldığını, Bölge Adliye Mahkemesinin yanlış değerlendirme yaptığını, davanın yasal süresi içinde açıldığını, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/30 Esas ve 2015/747 Karar sayılı davası ile bir yıllık sürenin geçtiğinin düşünülmesinin hatalı olduğunu, anılan dosyanın 09.10.2019 tarihinde kesinleştiğini, bağıştan dönmede sürenin kaçırılmadığını, davacı murisin davasını yasal süreleri içinde ve haklı gerekçe ile açtığını, taşınmazın muvazaalı olarak ...’a devredildiğini ve sonrasında davalı tarafından alındığını, 10 yılı aşan süre boyunca davacı murise karşı iyi davrandığını, 17 yıl geçtikten sonra babasına hakaret ettiğini, elektriğini ve suyunu kestirdiğini, darp ettiğini, eşyalarını kırdığını, 288 ada 1 parsel sayılı taşınmazı babası ölmeden önce satılığa çıkarttığını, ...’ın 2015/730 Esas sayılı davada taşınmaz için para alıp vermediğini söylediğini, davanın bağıştan dönme davası olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf talebinin kabulüne karar verdikten sonra Mahkeme kararını ortadan kaldırıp davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri,

Türk Borçlar Kanunu’nun 244. ve 246. maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nin 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden; davacı ...’in 6 parsel sayılı taşınmazını 12.08.1998 tarihinde dava dışı ...’a satış suretiyle devrettiği, ...’ın da taşınmazı 17.05.1999 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, imar uygulaması sonucunda 6 parsel sayılı taşınmazın 288 ada 1 parsel sayılı taşınmaza gittiği, taşınmazda ...’in 49969/800.000, dava dışı ...’in 22479/800.000 ve dava dışı ...’nin 7552/800.000 pay sahibi oldukları anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.