Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3484 E. 2025/232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tarafların delilleri ve iddiaları ışığında, davacının 20 yıldan uzun süredir nizasız, malik sıfatıyla ve sürekli zilyetliğini ispatladığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1410 E., 2024/746 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/138 E., 2023/137 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 239 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın müvekkilinin ceddinden intikal ettiğini ve 50 yıldır malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.01.2019 tarihli ve 2016/342 Esas, 2019/9 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 239 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2019/730 Esas, 2022/236 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar Mahkemece dosya arasına 1954, 1992, 2005 ve 2010 yıllarına ait hava fotoğrafları getirtilmiş ise de dava konusu taşınmazın kullanım durumu ve niteliğinin belirlenmesi bakımından hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıkların beyanlarının buna göre denetlenmediği, taşınmaza komşu parsellerin kayıtları getirtilip uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmadığı, öte yandan, ziraat ve mülk bilirkişi raporunda taşınmazın iki sekisinin dere yatağının içerisinde kaldığı bildirildiği halde, jeolog bilirkişi incelemesi yaptırılarak taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ya da derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığının usulüne uygun olarak araştırılıp belirlenmediği, yine ziraat ve mülk bilirkişi raporunda taşınmazın iki sekisinin keşif gününe çok yakın bir tarihte sürüldüğü, diğer iki seki alanının tarımsal değeri olmayan odunsu bitkiler ile kaplandığı ve uzun yıllar tarımsal faaliyet olmadığının gözlemlendiği belirtilmesine rağmen, zilyetlikle kazanma koşulları bakımından taşınmazın hangi tarihten itibaren kim tarafından ne şekilde tasarruf edildiği, diğer bir deyişle kullanım durumunun, zilyet edilip edilmediğinin ve terk olgusunun gereği gibi araştırılmadığı belirtilerek istinaf istemlerinin kabulü ile açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gereğine değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülebilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2023 tarihli ve 2022/138 Esas, 2023/137 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma – gönderme kararı uyarınca yapılan keşif ve araştırma sonunda, dava konusu taşınmazın evveli itibariyle davacının murisi olan babasına ait olduğu ve murisin vefatı sonrası 1972-1973 yıllarında mirasçılar arasında yapılan taksimle davacıya kaldığı, taşınmazın o yıllardan tespit tarihine kadar malik sıfatıyla zilyet edildiği, bu hususun bilirkişiler tarafından incelenen 1954, 1957, 1976, 1992, 2005 ve 2010 yıllarına ait hava fotoğraflarından da anlaşıldığı, taşınmazın ilerisinde bulunan dereden de kazanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 239 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile yargılama sırasında vefat eden davacı ...'un mirasçıları adına, Kayseri 10. Noterliğinin 20.11.2020 tarihli ve 38479 yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki payları gözetilerek tesciline karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçıları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2024 tarihli ve 2023/1410 Esas, 2024/746 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede, mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişi ve davacı tanık beyanları, harita mühendisi tarafından eski tarihli hava fotoğraflarına göre yöntemince yapılan inceleme ve ziraat bilirkişi raporu ile jeoloji mühendisi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın 4 seki halinde kullanılmakta olduğu, tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, sınırlarının belirgin olduğu, dere yatağından kazanım olmadığı, dere yatağı ile arasında komşu 239 ada 8 ve 9 sayılı parsellerin bulunduğu, aktif dere yatağında olmayıp derenin etkisi altında bulunmadığı, zilyetliğin terk edilmediği, tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir davacı tarafın nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, açıklanan sebeplerle, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gibi, davacı taraf lehine takdir edilen vekalet ücretinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece eksik araştırma ve inceleme sonunda karar verildiğini, gerekçeli kararın kendi içerisinde çelişkiler barındırdığını, yalnızca tanık beyanları ve yoruma dayalı bilirkişi raporları esas alınarak karar verildiğini, davacının taşınmazda hakkının bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. Kadastro sonucunda Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, Akköy köyü çalışma alanında bulunan 239 ada 18 parsel sayılı 923,64 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kime ait olduğu bilinmediğinden tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.