"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/14 E., 2022/52 K.
DAHİLİ DAVALILAR :..., ..., ..., ..., ..., ..., ...
DAVALILAR : ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...
DAVA TARİHİ : 04.08.2010
HÜKÜM : Kabul - Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 167 ada 196 parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar dahili davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Erzincan ili, ... ilçesi ... köyü sınırları içerisinde bulunan 203 ada 10 parsel, 206 ada 1 parsel, 167 ada 196 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazların müşterek mülkiyet hükümlerine göre davalılar ..., ..., ..., ..., ... adına tespit edildiğini, ...´nun 167 ada 196 parsel sayılı taşınmazda bulunan payını oğlu davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, davalı ...´in aynı taşınmazdaki payının yarısını davalı ...´a temlik ettiğini, taşınmazlarda kendisi ve davalı amcası ...’nun 1/2´şer pay oranında malik bulunduklarını, dedesi Bekir’den miras yolu ile kaldığını ve taksim edilemediğini, diğer davalıların da akraba olduğunu, durumu bildiğini, devirlerin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile ½’şer payının adına tesciline karar verilmesini istediği, 13.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazların muris Bekir’den geldiği ve taksim edilmediğini, davalı ... dışındaki davalıların terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğundan, tapu kayıtlarının iptali ile muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tescile karar verilmesini istediği; bilahare, murisin terekesine Divriği Sulh Hukuk Mahkemesi 03.04.2014 tarih 2012/147E.,2014/159K. sayılı karar ile davacının tereke temsilcisi olarak atandığı, 04.01.2016 tarihli dilekçe ile de talebin sadece davalılar ... ve ... adına kayıtlı paylara ilişkin olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
II. CEVAP
Davalılar cevap vermemiş, davalı ...’in ölüm ile mirasçıları davaya dahil edilmiş olup dahili davalı ... ve Hasan davayı kabul etmiş, davalı ... ise 07.02.2022 havale tarihli dilekçe ile davayı kabul etmiştir.
III. MAHKEMENİN KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.02.2016 tarihli ve 2010/54 E., 2016/70 K. sayılı kararıyla; davalılar ..., ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, tereke temsilcisi vekilinin 04.06.2016 tarihli karar ve ilam harcının hatalı hesaplandığına ilişkin tavzih isteği, Mahkemece 15.06.2016 tarihli ek karar ile kabul edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, davalı ... bizzat kimlik tespiti yapılarak 16.11.2017 havale tarihli dilekçe ile temyizden feragat etmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairenin 28.12.2020 tarihli 2020/2126 E., 2020/6473 K. sayılı kararıyla; davalı ... yönünden temyiz inceleme isteminin feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının ise dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmadığı, ancak dava konusu 167 ada 196 parsel sayılı taşınmazda 1/5 pay maliki olan davalı Bekir oğlu ... dava tarihinden önce payını oğlu ...’na sattığından, Bekir oğlu ...’nun olmayan payının tekrar iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.06.2022 tarihli 2022/14 E., 2022/52 K. sayılı kararı ile; dava konusu 203 ada 10 parsel ve 206 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, 167 ada 196 parsel yönünden davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalı ... temyiz dilekçesinde; davacının muristen gelen hakkını devrettiğini, taşınmazın deli ... oğlu ...’e ait olduğunu, babasının paylaşım yapmadığını, ...’a devirden haberdar olup tüm kardeşlerin rızası olduğunu, davacının babası ...’nin payını bedeli ile babası ...’e sattığını, Divriği Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/352 E. sayılı dosyası ile durumun sabit olduğunu, tereke temsilcisi atanmasının kesin sürede yapılmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, kabul eden kardeşleri ile aralarında husumet olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. ve Harçlar Kanunu'nun 22. maddeleri.
3. Değerlendirme
Erzincan ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu 203 ada 10, 206 ada 1, 167 ada 196 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinden eşit payla ..., ..., ..., ..., ... adına tespit edildiği, tespitin dava açılmadığından 31.01.2008 tarihinde kesinleştiği, 167 ada 196 parselde ...’nun 1/5 payını 18.09.2009 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, ...’in de 1/10 payı uhdesinde bırakarak 1/10 payını 08.09.2008 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak, dava konusu 203 ada 10 parsel ile 206 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına ve 167 ada 196 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1/5’er pay yönünden davanın kabulüne karar verildiği halde taşınmazların tamamı üzerinden fazla karar ve ilam harcına karar verilmesi isabetli değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Kanun’un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
Öte yandan, karar başlığında ölü ...’nun yazılması, davacı ...’nun da muris ...’nun tereke temsilcisi olduğunun yazılmaması ve davalı ... mirasçılarının dahili davalı olduğu halde dahili davacı olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalı ...’ün yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Kamu düzeni gereğince, re'sen; hükmün (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Alınması gereken 2.582,17 TL karar ilam harcından davacı tarafça başlangıçta yatırılan 120,30 TL peşin harç, 21,15 TL ıslah harcı ve 800,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik olduğu anlaşılan 1.640,72 TL'nin karar kesinleştiğinde ..., ..., ..., ... ve ... dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.