Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3802 E. 2024/5023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazların davacıların murisi adına kayıtlı olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkeme kararının hüküm fıkrasının yeterince açık olmaması uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, HMK'nın 297. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında mirasçıların miras paylarını net bir şekilde belirtmesi gerekirken, davacıların miras paylarına atıf yapmayarak infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm kurması usule aykırı görülmüş ve bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/65 E., 2022/341 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların muris ...'nin eş ve çocukları olduğunu, ... Köyü 193 ada 45 parselin davacıların bilgisi dışında davalı adına tescil edildiğini, 193 ada 18 parselin bir kısmında muris ...'nin tapusu olmasına rağmen davalı adına tescil edildiğini, 45 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında tapulu olup ...'ye haricen hibe edildiğini, üzerinde davacı ...'in evi olduğunu ve bu taşınmazı davacının kullandığını belirterek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesin özetle; 193 ada 45 parselin eskiden beri davalıya ait olduğunu ve onun tarafından kullanıldığını, ... lehine yapıldığı iddia edilen hibe senedinin herhangi bir geçerliliğinin olmadığını, 193 ada 18 parselin bir kısmının davalının annesi ...'ya ait iken ...'nın ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, 193 ada 18 parselin bir kısmının ise davalının kardeşi ...' a ait olup ...'ın da muris ...'den gelen hissesini davalıya devrettiğini, diğer paydaşlar tarafından dava konusu taşınmazın satılıp zilyetliğinin davalıya intikal ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.10.2014 tarihli ve 2012/268 Esas, 2014/422 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın dayandığı 05.09.1961 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, zilyetliğin de davalı tarafta olduğu gerekçesi ile dava konusu 198 ada 18 sayılı parsel yönünden davanın reddine, 193 ada 45 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.12.2018 tarihli ve 2018/4519 Esas, 2018/8027 Karar sayılı kararıyla; 198 ada 18 parsel açısından davacı tarafın dayandığı tapu kaydının geldisi olan ve aynı zamanda çekişmeli taşınmaza revizyon gören, çekişmeli taşınmazı kapsadığı da anlaşılan 25 Mayıs 1943 tarih ve 106 sıra nolu tapu kaydının maliklerinden 1/5 pay sahibi ...'nin payını 05.09.1961 tarih ve 4 sıra numaralı tapu kaydı ile davacılar murisi ...’a sattığı, çekişmeli taşınmazda davalı tarafın uzun süredir zilyetliği bulunmakla beraber tapu kayıt maliki olan davacıların murisi ...'ın ölüm tarihi olan 2006 yılı ile kadastro tespitinin yapıldığı tarih sırasında 20 yıllık süre bulunmadığı, buna göre davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının kadastro tespit tarihi itibarı ile hukuki kıymetini koruduğu, davacının davasının kabulü ile taşınmazın 1/5 payının kayıt maliki ...'nin mirasçıları olan davacılar adına tesciline karar verilmesi gerektiği; 193 ada 45 parsel açısından taşınmazın Nisan 1943 tarih ve 281 sıralı muris ... adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı ve çekişmeli taşınmazın müşterek muris ...’den intikalen geldiği, muris ...’in terekesinin de tüm mirasçıların katılımı ile usulünce taksim edilmediği, mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap mümkün olmadığına göre muris ...’in veraset ilamı alınarak davacıların miras paylarının belirlenmesi suretiyle çekişmeli 193 ada 45 sayılı parselin tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile belirlenen payların davacılar adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... mahallesi 193 ada 45 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras hissesi oranında iptali ile adlarına tesciline, 193 ada 18 parselin 1/5 hissesinin iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini bu nedenle yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olup lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesini tekrar etmiş, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, taşınmazı davalının kullandığını, lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu, Trabzon ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 193 ada 18 ve 45 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde aşağıdaki bent kapsamı dışında ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Ancak; 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinin ikinci fıkrasında, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Kanun maddesinin bu açık hükmüne göre mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Somut olayda; Mahkemece, HMK'nın 297. maddesine uygun olarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde mirasbırakan ... ...'ın mirasçılık belgesine atıf yapılmak suretiyle tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken infazda tereddüte yol açacak biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

5. Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine.

2. Hükmün 1. fıkrasının 4. satırında yer alan "1/5 hissesinin" sözcüklerinden sonra gelmek üzere " Eyüpsultan 4. Noterliğinin 29.07.2024 tarihli ve 17469 yevmiye numaralı ... ' a ait veraset ilamındaki payları oranında" sözcüklerinin yazılmasına, aynı satırda yer alan " davacıların miras payları dikkate alınarak" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına,

3. Bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.