Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3899 E. 2024/5174 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu tapuya tescil edilen taşınmazlar üzerindeki davada, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası açılabilmesi için öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hak düşürücü sürenin dava şartı olarak her aşamada re'sen gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1090 E., 2023/1639 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/417 E., 2023/226 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının muris babası ...'in, Samsun ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 101 ada 14-16-17, 102 ada 9-10, 103 ada 11-17, 108 ada 2, 109 ada 5-6-12-15-20-24-37 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının 2007 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında dava dışı ..., ..., ... ve davacının babasının kardeşleri olan davalılar ... ve ... tarafından gerçeğe aykırı şekilde, davacının murisi ...'in imzası taklit edilmek suretiyle sahte olarak tanzim edilen 15.01.2006 tarihli miras temlik sözleşmesine istinaden davalılar adlarına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekilleri cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında payları oranında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, tapusuz taşınmazlar hakkındaki muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini, kadastro tutanaklarının kesinleştiği 2007 yılından itibaren dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştiği 25.05.2007 tarihinden eldeki davanın açıldığı 02.08.2022 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın kadastro öncesi nedene değil, kadastro tutanaklarına dercedilmiş sözleşmenin geçersizliğine dayandığını, dolayısıyla yolsuz tescile dayanan davada hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davalarında on yıllık hak düşürücü sürenin mahkemece re'sen değerlendirileceği, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılar adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu, sahte belgeye dayandığını, gerçek hak sahibinin her zaman tapu iptal ve tescil davası açabileceğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1. ile 370. ve 371. maddeleri.

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 ve 15. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi

3.3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Samsun ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 101 ada 14-16-17, 102 ada 9-10, 103 ada 11-17, 108 ada 2, 109 ada 5-6-12-15-20-24-37 parsel sayılı taşınmazların en erken 13.10.2006 en geç 23.01.2007 tarihlerinde yapılan kadastro tespitlerinde, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, irsen intikâl ve haricen satış sebepleriyle bir kısım dava konusu taşınmazın davalılar ... ve ... adlarına paylı olarak, bir kısım dava konusu taşınmazın da davalılar adlarına değişen paylarla tespit edildiği, dava konusu tüm taşınmazların kadastro tutanaklarının 24.04.2007 ilâ 24.05.2007 tarihleri arasında askı ilâna çıkarılarak 25.05.2007 tarihinde kesinleştikleri anlaşılmakla kadastro tespitlerinin kesinleştiği 25.05.2007 tarihi ile davanın açıldığı 02.08.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacıdan onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.